"وأراد" - Traduction Arabe en Turc

    • istemiş
        
    • istedi
        
    • isterse
        
    • isteyen
        
    • istediğini
        
    • istemişti
        
    • istiyormuş
        
    • istiyordu
        
    Çünkü senden şarkı söylemeni istememiş sadece para kazanmak istemiş. Open Subtitles لأنه لم يطلب منك أن تغني وأراد كسب كل المال.
    - Seattle'a taşınıyormuş. Veda etmek istemiş. Open Subtitles كان سينتقل إلى سياتل وأراد القاء الوداع.
    Öğrencilerin yaptığı bir proje kendisinin çok ilgisini çekmişti, buradan bir kitap çıkabileceğini düşündü ve bu öğrencilerle tanışmak istedi. TED وأُعجب بشدة بأحد المشاريع التي قام بها الطلاب، وفكر أنه يمكن أن يَنتُج عنه كتابًا، وأراد أن يقابل هؤلاء الطلبة.
    Bucky ne isterse sahip oluyor. Tahliye dışında tabii ki... Open Subtitles مهما طلب وأراد , تُنفذ طلباته ماعدا أن يُطلقَ سراحه
    Hayır görünüşe göre ondan nefret eden ve partisini bozmak isteyen biri var. Open Subtitles كلا، يبدو أنه شخص يكرهها من الصميم وأراد إفساد حفلها.
    Acı içinde olduğunu ve hayatını sonlandırmak için silah almak istediğini söylüyordu. TED قال بأنه كان في صراع عنيف مع النفس وأراد أن يحصل على سلاح ناري حتى يتمكن من إنهاء حياته.
    O sıra dışılık yüzünden bu yeni bakış açısıyla düşünmemizi ve şirketin gidişatına dair görüş bildirmemizi istemişti. TED هو يريدنا أن نفكر في هذه اللاتقليدية بالتحديد هذه النظرة جديدة وأراد توفير نظرة للمكان الذي يجب أن يذهب إليه العمل.
    Yarışmadaki menüyü değiştirmeyi düşünüyordu. Bunu konuşmak istemiş. Open Subtitles كان يفكّر بتغيير قائمة الطعام من أجل المسابقة وأراد التناقش بشأن هذا
    - Benimle. Yarışmadaki menüyü değiştirmeyi düşünüyordu. Bunu konuşmak istemiş. Open Subtitles كان يفكّر بتغيير قائمة الطعام من أجل المسابقة وأراد التناقش بشأن هذا
    Sana dokunmak istemiş. Open Subtitles وكنتِ تبكين في السرير وأراد أن يتواصل معك
    Neyse. Parası varmış ve işi istemiş. Open Subtitles بأيّ حالٍ، الشيخ عرض الكثير من المال، وأراد إتمام المهمّة.
    O iyi. Eve gelip bizimle konuşmak istemiş. Open Subtitles أجل، إنه بخير لقد مر من المنزل، وأراد التحدث
    Sonunda başarı elde edildi ama o tüm övgüyü kendi üstüne almak istedi. Open Subtitles والآن بات النجاح في مُتناول اليد أخيراً، وأراد أن يأخذ كلّ المجد لنفسه.
    San Francisco 49ers'ın oyun kurucusuydu ve platformunu sistemik ırkçılığın adaletsizliğini vurgulamak için kullanmak istedi. TED وكان لاعب خط وسط بفريق سان فرانسيسكو 49 لكرة القدم الأمريكية، وأراد استخدام منبره لتسليط الضوء على ظلم النظام العنصري.
    Ve vagonlarının oyuncak trenlerin olduğu kadar boş olduğuna inanmak istedi. Open Subtitles .. وأراد التصديق بأن العربات كانت فارغة كما لو كانت لعبة قطار
    Ya biri gerçekten buraya gelir ve kaymak isterse ne olur? Open Subtitles ماذا سيحدث لو أن أحدهم أتى إلى هنا وأراد التزحلق فعلا ؟
    Biri evini temizletmek isterse ne oluyor? Open Subtitles ماذا تقولين إن اتّصل أحد ما وأراد تنظيف منزله؟
    Şu Homeland'de uzun süre hapiste kalıp da herkesi patlatmak isteyen adam gibi. Open Subtitles ربما أنقطعت كذلك الرجل في الهوملاند عندما علق في الخلية كل تلك السنوات وأراد تفجير الجميع
    İşin aslı davaya kafayı takmış ve intikam isteyen herhangi bir manyak da yapmış olabilir. Open Subtitles انظرى، فالواقع هو بأنه يمكن ان يكون عمل شخصاً أحمق الذي قام بالتركيز على إتهامها وأراد الإنتقام.
    Birkaç saatliğine uçakta olacağını ve indiğinde beni ofiste görmek istediğini söyledi. Open Subtitles قال أنه ذاهب للطيران لمدة ساعتان وأراد ان يقابلني عندما يأتي
    Kendi oğlu gibi davranıyordu. Kiliseye girmemi istemişti. Open Subtitles كما لو كنت أبنه من صلبه وأراد مساعدتى لكى أعمل فى الكنيسة
    İnternette klibimi görmüş ve albümün tamamını dinlemek istiyormuş. Open Subtitles لقد قال بأنه رأى أغنيتي على الإنترنت وأراد أن يستمع لجميع الأغاني
    Kabineye tanıklık edecekti ve bunun için hazır olmak istiyordu. Open Subtitles كـان يـدلي بشـهادته إلى مجـلس الوزراء وأراد أنْ يـكون جـاهز

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus