"وأظهر" - Traduction Arabe en Turc

• göster
• gösterdi
• göstermek

Ona 5 neslimizin nerelere geldiğini de göster, oğlum.
وأظهر له أين وصلت له أجيالنا الخمسة يا بني

Burada işin bitince yakanı aç ve çalışma iznini göster.
عندما تنتهي، أكسر طوقك، وأظهر رخصة عملك.

Onu sevdiğini ona göster, ve sonra o karar versin.
و الأن أنسى كل الصداقه وأظهر لها بعض الحب

Ve bana yabancıların kibarlığını ve uluslararası toplumun desteğini gösterdi. Kuzey Koreliler için umudun ışığı olmuştur.
وأظهر لي بأن طيبة الغرباء ودعم المجتمع الدوليّ هي حقاً أشعة الأمل التي نحتاجهانحن شعب كوريا الشمالية.

Molekülü sentezleyerek sentez melokülü erkekler üzerinde denedi böylece tepki vermelerini sağlayarak molekülün oynadığı rolü gösterdi.
قام بتوليف الجزيئ، ثم حاول توليفها على الذكور وحصل منهم على الاستجابة وأظهر أنها، بالفعل، تلك الجزيئة.

Bizim eve gelip mutlu, sağlıklı çocuklarını bize göstermek istemişti.
جاء إلى منزل العائلة وأظهر لنا فرحته والأولاد الصغار صحيين

Arkadaşlığı unut! Onu sevdiğini ona göster, ve sonra o karar versin.
و الأن أنسى كل الصداقه وأظهر لها بعض الحب

Camları indir, müziğin sesini aç ve kendini bir aptal gibi göster.
أفتح النوافذ وأرفع صوت الموسيقي وأظهر بمظهر الغبي

Pekala, S.A.R.A.H., güvenlik duvarını kapat ve bana kodlarını göster.
حَسَناً، سارة أوقفي جدار الحماية الخاص بك وأظهر رمزَكَ.

Hatalarımı düzelt ve şemalarını ekle... burada öğrendiklerimizi dünyaya göster.
،صحح أخطائي التي وقعت بها ،أضف مُخططاتك .وأظهر للعالم ما الذي تعلمناه في هذا المكان

O zaman adamı bul, biraz kan akıt ve kimin atletik olmadığını göster.
إبحث عن الرجل , إسكب بعض الدم وأظهر لها من ليس رياضي

Jingim'e git ve bu ailenin geleceğine hâlâ önem verdiğini göster.
ولكن اذهب إلى"جينغيم"وأظهر له أنك ما زلت تهتم بمستقبل هذه العائلة.

Eve git ve ona onu ne kadar çok sevdiğini göster.
عد الى منزلك وأظهر لها كم تحبها

Sadece kendin ol , ve beni desteklediğini göster.
فقط كن على طبيعتك وأظهر أنك تدعمني

Antropologlar bir tür evrensel kişilik testi olarak resimleri uzaktaki topluluklara gösterdi.
وأظهر علماء الأنثروبولوجي الصور للمجتمعات النائية كنوع من اختبار الشخصية الشامل.

Gelirken evsiz bir adam bana şeyini gösterdi.
وأظهر رجل بلا مأوى لي نظيره الاميركي ديك على الطريق هنا.

Fakat Dawes onunla konuşup ona farklı bir yol gösterdi.
لكن داويس تحدث معه وأظهر له طريقا مختلفا

Walter bir başkasındaki duygusal acıyı tanımladı ve empati gösterdi.
والتر حدد ألم عاطفي لشخص آخر وأظهر بعض العاطفة

Kasasını doldurmak amacıyla benim adımı boku bokuna kirletiyor ve bu yüzden ben de, bu adama bir ders vermenin ve dinin, aslında neyi ifade ettiğini göstermek gerektiğini düşündüm.
استخدم اسمي عبثًا ليرفع إيراداته، لذا فكرت بأن ألقّن الرجل درسًا وأظهر للعالم حقيقة ما تمثله الأديان.

Sana saygımı göstermek için, sana masaj yapacağım.
سأقوم بتدليكك، وأظهر لك الاحترام

Bundan kurtulmak istiyorum ve gerçekten istediğimi göstermek istiyorum.
أريد التحرر منه وأظهر أنني مستعدة.