"واحد تعلمته من" - Traduction Arabe en Turc

    • öğrendiğim bir
        
    • öğrendiğim tek
        
    Ben de öyle diyorum. Cehennem ağzında yaşarken öğrendiğim bir tek şey var: Open Subtitles أنا أقول هذا ,هناك شئ واحد تعلمته من شهر الجحيم
    Amerika hakkında öğrendiğim bir tek şey varsa o da çok çalışırsanız ve kurallara göre oynarsanız bu ülke gerçekten kollarını size açar. Open Subtitles شيء واحد تعلمته من أميركا أنك إذا عملت بجهد و حسب القوانين فإن هذه البلد تفتح ذراعيها لك
    Hayalperest müşterilerimin fantezilerinden öğrendiğim bir şey varsa,... ..o da, bazen bir sorunla başa çıkmanın en iyi yolunun, sorunu yok saymak olduğudur. Open Subtitles لو كان هناك شيئ واحد تعلمته من اشباع الرغبات الجنسية للرجال انه احياناً
    Orduda öğrendiğim bir şey varsa şayet, o da kendi sorunluluğunu kendin alırsın. Open Subtitles لو كان هناك شيء واحد تعلمته من الجيش سيكون تحمل مسؤولية نفسك
    Gittiğim onca deneyden öğrendiğim tek bir şey varsa o da; başkaları sonuç alıyorken ben alamıyorsam şarap rafımı toparlamamın vakti geldi demiştir. Open Subtitles ...إذا كان هناك شيئ واحد تعلمته من جميع التجارب الطبية التي اشتركت بها هو أنه إذا حصل الآخرون على نتائج
    Ash'ten öğrendiğim tek bir şey var: Önce vur, asla soru sorma. Open Subtitles هناك شيء واحد تعلمته من (آش) وهو إطلاق النار أولاً وبعدها السؤال
    Bilmiyorum, geçen yıldan ve tüm bu olup bitenden öğrendiğim bir şey varsa, o da yapmadan önce düşünmek. Open Subtitles لا أعلم.. إن كان هناك شيء واحد.. تعلمته من السنه الماضيه ومن خلال كل هذا..
    Bu geziden öğrendiğim bir şey varsa... o da oyunu oynamak ve kazandığını almaktır. Open Subtitles لو كان هناك شئ واحد تعلمته من هذه الرحله... هو انك تلعب اللعبه و تقنع بما تحصل عليه
    Terry'den öğrendiğim bir şey: Kemerini tak. Open Subtitles هناك شيئا واحد تعلمته من "تيرى" اربط حزام الأمان
    İsa'dan öğrendiğim bir şey varsa o da şudur;... Open Subtitles أن كان هناك شيء واحد تعلمته من المسيح,
    Bunca yıldır Tıngırtı'yı kovalamaktan öğrendiğim bir şey varsa seni tüketmesine izin vermeyeceksin. Open Subtitles لو كان هناك شئ واحد تعلمته من مطاردة "الصليل" طوال هذه السنوات، فهو ألا أجعله يستحوذ على تفكيرى
    Briggs'i araştırmaktan öğrendiğim bir şey varsa dediklerine değil yaptıklarına dikkati vermek gerektiği. Open Subtitles شيء واحد تعلمته من التحقيق بشأن "بريجز" هو لا تولي إهتماماً لأي شيء يقوله عليك ان تولي الإهتمام إلى ما يفعله
    Bir önceki karşılaşmamızda öğrendiğim bir şey var. Open Subtitles هناك أمر واحد تعلمته من التجربة السابقة
    Carl'dan öğrendiğim bir şey varsa, o da bazı riskleri göze almaktır. Open Subtitles مهلاً (إن كان هنالك شيء واحد تعلمته من (كارل فهو أن أخاطر قليلاً
    Janice'le olan evliliğimden öğrendiğim tek şey, son sözü hep onun söylediğidir. Open Subtitles (شيئ واحد تعلمته من (جانيس عندما كنا متزوجين دائما تريد ان تكون الكلمة الاخيرة لها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus