| Diğeri ise objeyi tasarlamaktı ve bunun kullanıcı ürünü olması, araştırma aracı olmamasından emin olmaktı. | TED | والمشروع الآخر هو تصميم السمكة نفسها والتأكد من أنها منتج يصلح للمستهلك وليست أداة بحثية. |
| Yasa yapıcılarımızın sağduyulu bir silah reformuna istekli olduğundan emin olmak 300 milyon silahı kontrol altına almanın en etkili yöntemlerinden biri. | TED | والتأكد من أن مشرّعي القوانين مستعدون لإصدار قوانين منطقية لضبط السلاح هو أحد أكثر الطرق فعالية لجعل 300 مليون سلاح تحت السيطرة. |
| Öncelikle, daha kaliteli ürün yapabildik, test etmesi de kolaydı, böylece müşteri için mükemmel olduğundan emin olduk. | TED | لأنه سيساعدنا أساساً على بلوغ منتج بجودة عالية وعلى اختباره بسهولة والتأكد من أنه كان تجربة رائعة للزبون. |
| Ben de aşağı inip iyi olup olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | لذا فكرت بالقدوم هنا والتأكد من انك بخير |
| Benini kontrol etmek için kızın çıkmasını beklemek istiyorum. | Open Subtitles | اريد انتظار الفتاة والتأكد من سلامة الشامة |
| Eğitim modelimizin esasını da kızları bulup okullarına kavuşturmakla beraber devamlılıklarından ve öğrenimlerinden emin olmak oluşturuyor. | TED | وهذا هو نموذجنا بالأساس، فيما يتعلق بالبحث عن الفتيات واستقدامهن، والتأكد من استمرارهن وتعلمهن. |
| Gezegende, bir başka insanı yetiştirip güvende olduğuna ve hayatta başarılı olmak için iyi konumlandığına emin olmaya çalışmaktan daha zorlu bir iş yok. | TED | لا يوجد عمل على وجه كوكب الأرض أصعب من تربية إنسان آخر والتأكد بأنهم في سلامة وأمن وفي وضعٍ جيد للنجاح في حياتهم. |
| Evet, uğrayıp, köpekbalığı su tanklarımın uyup uymayacağından emin olmak... | Open Subtitles | أردت المرور والتأكد من أن أحواض أسماك القرش --خاصتي مناسبة |
| Ben sadece, özür dilemek ve düğünü benim yüzümden düğünü engelleyecek hiçbir ...problemin olmadığına emin olmanı istedim. | Open Subtitles | أردت الإعتذار فقط والتأكد بأنه ليس لديك أيّ مشكلة معي هذا له علاقة بالزفاف لن يكون هناك زفاف |
| En kısa sürede, herkesin başlamaya hazır olduğundan emin olmak için kişisel çözümlerinizi iletmenizi istiyorum. | Open Subtitles | فى هذا الوقت أريد من الجميع أن يتصلوا بالموظفين الرئيسيين والتأكد من أنهم جاهزون |
| Sizinle konuşup her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istiyor. | Open Subtitles | حسناً.. تريد التحدث لكم والتأكد أن كل شيئ يسير على ما يرام |
| Tuzak olmadığından emin olmaları için ekiplerin araştırma yapmalarına zaman yok. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لارسال فرق للمسح، والتأكد أنه ليس بالفخ |
| Pekçok şey yaşadık beraberce ve bu yüzden istedim ki bizzat bulunayım ve emin olayım baştan aşağı arandığından. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير.. وأردت الحضور إلى هنا، والتأكد من.. |
| ...ve öncelikle hepsini aynı katilin işlediğinden emin olmalıyız. | Open Subtitles | علينا التركيز على الجريمة المزدوجة والتأكد انه نفس القاتل بداية |
| Şehir planlama. Çoğunlukla bir şeyleri düzeltmek ve insanların şehir koduna uyup uymadıklarından emin olmak. | Open Subtitles | إنه تنظيم للمدينـة ، غالباً تنظيم الأشياء والتأكد من أن الناس يتبعون قوانينهـا |
| En iyisi, yukarı çıkıp yatakların hala yapılı olup olmadığına bakayım. | Open Subtitles | 30. يستحسن الصعود إلى الأعلى والتأكد من أن الأسرّة لا تزال مرتبة. |
| Menajeri arayıp kamera ekibinin hazır olup olmadığını kontrol etsem iyi olur. | Open Subtitles | علي الاتصال بالمدير والتأكد أن الكاميرات تخرج إذن اتفقنا بالنسبة للجنة ؟ رائع معك رقمي |
| Birkaç test yapıp uyumlu olup olmadıklarını görmeye ne dersiniz? | Open Subtitles | لذا, مارأيك في إجراء بعض الفحوصات والتأكد من أنها متطابقة؟ حسناً؟ |
| Her şeyin yolunda olduğunu kontrol etmek için uğradım. | Open Subtitles | لقد توقفت من اجل الفحص، والتأكد من أن كل شئ على ما يرام. |
| Eşyaların değerlerini kontrol etmek ve bir şey unutmadığımızdan emin olmak için yukarı çıkıyorum. | Open Subtitles | للتقييم والتأكد أننا لم ننسَ شيئاً |
| Gelip kontrol etmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد القدوم والتأكد ؟ |