| Asıl soru, Son kararın beni de içeriyor mu? | Open Subtitles | والسؤال هو, والقرار النهائي الخاص بك وتشمل البيانات؟ |
| Bugün için bir duruşma ayarlandı, tartışmalı ve kışkırtıcı kasetler hakkında kararın yakında çıkması bekleniyor. | Open Subtitles | جلسة الإستماع ستنعقد اليوم والقرار سيصدر قريباً بشأن الأشرطة المثيرة للجدل. |
| - Senin askerin, senin kararın yüzbaşı ama çavuş haklı. | Open Subtitles | ليس الليلة جنودك، والقرار لك أيتها النقيب ولكن الرقيب لديه رأي جيد |
| Karar Pazartesi günü açıklanacak, ama kaynağım bana ne olduğunu söyledi ve sizinle paylaşmak istedim. | Open Subtitles | والقرار سيصدر يوم الإثنين ولكني أُخبرت من مصدر سري بنتيجة القرار واحببت مشاركتكم به |
| Ama şimdi onu bunun tek doğru Karar olduğuna ikna etmelisin. | Open Subtitles | ولكن يجب عليك اقناعه بان ذلك هو الصواب والقرار الواحيد |
| Ve bunu hayata geçirme kararı SS'lerin en üst kademesinden gelmişti. | Open Subtitles | والقرار لجعله يحدث قدّ جاء من قمة الـ "إس إس" نفسها |
| Bugün için bir duruşma ayarlandı, tartışmalı ve kışkırtıcı kasetler hakkında kararın yakında çıkması bekleniyor. | Open Subtitles | جلسة الإستماع ستنعقد اليوم والقرار سيصدر قريباً بشأن الأشرطة المثيرة للجدل. |
| Artık yetişkinsin ve... ve bu senin kararın. | Open Subtitles | أنك بالغ الآن والقرار عائد إليك, ولا |
| Sen bir yetişkinsin ve bu senin kararın. | Open Subtitles | أنت بالغ الآن والقرار يعود إليك، ولا |
| Senin kararın. | Open Subtitles | والقرار لكِ |
| Bu sabah seçkin bir ceza jürisi oluşturuldu ve beklendiği gibi Karar hemen verildi. | Open Subtitles | A يختار هيئة محلفين عقوبة كانت سجّل في وقت مبكّر من هذا الصباح والقرار كان بشكل متوقع السمامة. |
| Karar vermemde beni etkilememeli. | Open Subtitles | والقرار في هذا لا يجب أن يعود إلي |
| Karar vermemde beni etkilememeli. | Open Subtitles | والقرار في هذا لا يجب أن يعود إلي |
| Bu konuyu konuştuk. Karar ona ait. | Open Subtitles | تناقشنا والقرار كان له |
| Bir düşün. Karar senin. | Open Subtitles | وفكّري بالأمر, والقرار لكِ |
| Kurulun kararı sunulan kanıtın ağırlığına bağlıdır. | Open Subtitles | والقرار النهائي سيعتمد على الأدلة الأكثر المقدمة |
| Görünüşe göre her şeyi unutmuş görünüyorsun sana verdiğim hediyeyi, beraber aldığımız kararı. | Open Subtitles | تبدو وكأنكَ نسيت الموضوع برمّته الهدية التي أعطيتكَ إيّاها والقرار الذي قررناه |
| Bu tersine çevrildi ve iki olayı birleştirme kararı verildi. | Open Subtitles | والتى إنقلبت، والقرار كان قد إتُخِذ للدفع بالقضيتين معاً. |