| Ama böyle bir şey için, bence 10 ila 12 bin dolar alırsınız. | Open Subtitles | ولكن من أجل موضوع كهذا أستطيع أن أقول مابين عشرة الى 12 ألف |
| Ama benim için, hala bir hedef var ve bu da, devam edebilmek. | Open Subtitles | ولكن من أجل صحتي وحياتي سأحافظ على هذا الهدف وأكرس كل جهدي لتحقيقة |
| Bu olmasa da benim için yapmanı istediğim bir şey var. | Open Subtitles | ولكن من أجل ذلك أريد منك أن تقومين بشيئًا من أجلي |
| Yalnızca aile içi şiddetin değil genel olarak her türlü şiddetin mağdurları için. | Open Subtitles | ليس فقط من أجل العنف الأسري ولكن من أجل ضحايا العنف بشكل عام |
| Kendimi çok şanslı hissediyorum ve hayatımda tam 35 kez gittim. Bizimle birlikte gelen insanlar evlerine büyük bir şampiyon olarak döndüler, sadece Antarktika için değil, kendi uluslarındaki yerel meseleler için de. | TED | أشعر بأني محظوظ جداً، وقد ذهبت 35 مرة في حياتي، وكل الناس الذين يأتون معنا يعودون إلى بلادهم كأبطال عظيمين، ليس فقط من أجل القطب الجنوبي، ولكن من أجل القضايا المحلية في أوطانهم. |
| Ama bunun olması için, Mars koşullarının yaşanılabilir durumda olması gerekliydi. | TED | ولكن من أجل أن يحدث ذلك، احتاج المريخ في ذلك الوقت إلى أن يكون صالحًا للعيش عندما كانت الظروف جيدة. |
| Fakat insanların sevgisini ve güvenini kazanmak için ayrıca kapsayıcı da olmanız gerekir. | TED | ولكن من أجل أن تملك قلوب وعقول الناس يجب عليك أيضا أن تكون شمولياً. |
| Bunu genişletmek için, bir nehre ihtiyacınız var, ya da bir otobana, telefon hattına ihtiyacınız var. | TED | ولكن من أجل توسيع ذلك النّطاق , فإنك تحتاج إلى النهر , أو تحتاج الى الطريق السريع , أو تحتاج خطوط الهاتف. |
| ...ne de uzak gelecekte yapılabilecekler için değil ancak şimdi yapılabilecekler için! | Open Subtitles | ولا من أجل ما يمكن عمله فى المستقبل البعيد ولكن من أجل ما يمكن عمله الآن |
| Kısa bir süre için, işçi sınıfının özgürlük yararına değil düşmanlarına boyun eğdirmek için devlete ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | لبعض الوقت، البروليتاريا بحاجة إلى الدولة، ليس في مصلحة الحرية، ولكن من أجل إخضاع أعدائها. |
| Ama güvenliğin için ona daha sonra açıklayacak. | Open Subtitles | ولكن من أجل السلامة، سيشرح له في وقت لاحق |
| Bu sohbetleri seviyorum ancak vakit kazanmak için | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك كم أتمتّع بهذه الدردشة الصغيرة بيننا ولكن من أجل توفير الوقت |
| Ama onlar aşkları için, hayatlarını tehlikeye attılar. | Open Subtitles | ولكن من أجل حبهما كانا على إستعداد للمخاطره بحياتهم نفسها |
| Ama böyle bir iş için, on ile 12 bin dolar arası bir şey alırsınız. | Open Subtitles | ولكن من أجل موضوع كهذا أستطيع أن أقول مابين عشرة الى 12 ألف |
| Ama bunu alabilmek için bir şeyi itiraf etmem gerek ve beni yargılamanı istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن من أجل الحصول عليه، لا بد لي من الاعتراف بشيء ما. من أنا أطلب منكم أن لا تحكموا. |
| Ama bir doğu avrupa işçiliği için fena sayılmaz. | Open Subtitles | ولكن من أجل أوروبا الشرقية فهذا ليس بالأمر السيىء |
| Sağ salim geri dön. Ama karın için, benim için değil. | Open Subtitles | عد سالماً، ولكن من أجل زوجتك وليس من أجلي |
| Evet dediklerini yaptım, ama benim için sadece şakaydı. | Open Subtitles | حسنا، أنا فعلت تلك الأشياء، ولكن من أجل المتعة، بالنسبة لي. |
| Ancak helyumu yakmaya başlayabilmesi için çekirdeğinin ömrünün hidrojen yakarkenki evresinden 10 kat daha sıcak olması gerekir. | Open Subtitles | ولكن من أجل أن تبدأ بحرق الهيليوم .. النواة يجب أن تكون أكثر حرارة بعشر أضعاف من حرارتها أثناء حرقها للهيدروجين |
| Eğer bağışlanmak isteseydim, af dilerdim ama yaptıklarım için, | Open Subtitles | لو أردت المغفرة لكان علي أن أطلبها ولكن من أجل كل مافعلته |