| Bu resim çekildiğinde, yaklaşık bin tane, kadın ve erkek çalışanı vardı. | Open Subtitles | فى وقت التقاط هذه الصورة كان يوظف الاف من الرجال و النساء |
| Herkesi öldürmemi istiyorlar, kadın ve çocuk ne varsa | Open Subtitles | انهم يريدوننى ان اقتل كل الرجال و النساء و الاطفال |
| Bu gemideki yüzlerce kadın ve erkek görevlinin tek bir amacı var rüyalarınızı gerçekleştirmek | Open Subtitles | كل شخص من مئات الرجال و النساء فى الخدمة على هذه السفينة لديهم هدف واحد |
| Belki kadınlar ve erkekler aynı bölgede yaşamıyordu ama gittikçe yakınlaşıyorduk. | Open Subtitles | ربما لا يعيش الرجال و النساء بنفس الرقم البريدي لكننا نقترب |
| Sanırım o film'in ana fikri, erkek ve kadın arkadaş olamazdı. | Open Subtitles | أعتقد أن هدف الفيلم الأساسي و مغزاه كان أن الرجال و النساء لا يمكن أن يكونوا أصدقاء |
| # Erkeklerin tütün çiğnedikleri# # ve kadınların dans ettikleri Nagasaki'de# | Open Subtitles | العودة إلى ناجازاكى حيث يمضغ الرجال التبغ و النساء تكن حمقاوات |
| Bu savaş ve her gün öyle kararlar veren kadınları ve erkekleri desteklemeliyiz. | Open Subtitles | هذه هي الحرب , و علينا أن ندعم الرجال و النساء الذين يتخذون هذه القرارت كل يوم |
| Ve her erkek, kadın ve çocuk bize teslim olmaktansa, ölmeyi tercih edecektir. | Open Subtitles | و كل الرجال و النساء و الأطفال سيضحون بحياتهم قبل أن يتخلّوا عنها لأجلنا |
| O'Neill kadın ve çocuk hepsini öldürecekler. | Open Subtitles | , سوف يقتلوهم كلهم يا أونيل . بما فى ذلك الأطفال و النساء |
| Dışişleri Bakanlığı mültecilerin yasal statüsüne karar verene kadar, 18 erkek, 12 kadın ve 6 çocuk çeşitli devlet dairelerinde konaklayacaklar, buna Oswald Islah Tesisi de dâhil. | Open Subtitles | حتى تقوم وزارة الخارجية بتحديد الوضع القانوني لللاجئين الرجال 18، و النساء 12 و ستة أطفال |
| Belki de pop kültürünün bize inandırdığı gibi, kadın ve erkekler farklı gezegenlerden değildir. | Open Subtitles | ربما لا يختلف الرجال و النساء كما يقولون |
| İşleri bittiğinde, 1 milyonun üzerinde erkek kadın ve çocuk ölmüştü. | Open Subtitles | . . عندما أنتهوا ، كان هناك مليون رجل . و النساء و الأطفال موتى |
| Hatta kadın ve erkekler o kadar farklı ki, bizim nasıl geçindiğimizi merak ediyorsunuzdur. | Open Subtitles | في الحقيقة ، الرجال و النساء مختلفين للغاية أن عليكم أن تتسائلوا كيف يمكنناأننتفقعلى الإطلاق. |
| Sorun yok." Sol aslında evliliğin kadınlar ve çocuklar için iyi olduğunu söylemeye çok gönülsüz olmuştur. | TED | يتردد اليساريون في القول ان الزواج صحي و مفيد للأطفال و النساء |
| Çünkü bütün konuştuğumuz kadınlar ve spordur. | Open Subtitles | لأن الرياضة و النساء هما كل ما نتحدث عنه |
| Sonra mikrofonu kapıp 15 dakika, erkek ve kadın arasındaki farklılıklar hakkında stand-up yaptın. | Open Subtitles | ثمّ أمسكتِ الميكرفون و ألقيتِ خطاباً لـ 15 دقيقة عن الاختلاف بين الرجال و النساء. |
| Siz merak etmeyin, bu ülkede bolca ray ve kadın var. | Open Subtitles | أعطيليالكلمة! هذه الدولة لديها وفرة من خطوط السكك الحديدية و النساء |
| Neden? Çünkü bu genç erkek ve kadınların okuma öğrenecekleri yaşlarında Taliban eğitimi kısıtladı. | TED | لماذا؟ لأن طالبان عطلت التعليم خلال الفترة الزمنية التى كان يمكن أن يتعلم فيها هولاء الرجال و النساء |
| Başka yerlerde erkekler ve kadınların birlikte yaşadıkları doğru mu? | Open Subtitles | أهي حقيقة أن،الرجال و النساء يعيشان سوية في أماكنِ أخرى ؟ |
| Erkekleri, kadınları ve çocukları öldürün. | Open Subtitles | أقتلوا الرجال و النساء و الأطفال |
| Örneğin bir işletme iflas ettiğinde erkekler ve kadınlar farklı tepkiler gösterir. | TED | فمثلا، تكون ردات فعل الرجال و النساء مختلفة بعد إخفاق مشروع ما. |
| Şu seksen yaşında, doksan yaşında adamları ve kadınları seviyorum. | TED | أنا أحب الأشخاص في الثمانين و التسعين من العمر من الرجال و النساء. |
| Erkekler bu trene, kadınlar da bu trene. | Open Subtitles | الرجال الى هذه العربه و النساء هناك انتبه لخطواتك |
| Şüphelimizin adam ve kadınlarda çalışan bir kaçırma yöntemi kullandığı belli. | Open Subtitles | من الواضح ان الجانى لديه طريقة اختطاف فعالة للرجال و النساء |