Seni kardeş gibi severim Mike, ama çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحبك مثل أخي يا مايك و لكنك تعرف الكثير |
Ama görüşümün zayıflamasının ne anlama geleceğini biliyorsun. | Open Subtitles | و لكنك تعرف معنى انحدار مستوى الرؤية لديّ ما قد يسببه |
Benim ünümü biliyorsun. Ben macera arayan bir çaylak değilim. | Open Subtitles | و لكنك تعرف سمعتي أنا لست من النوع الذي يعمل على الأشياء الواضحة |
Aynı gerçek sesim gibi ama sen bunu zaten biliyorsun. | Open Subtitles | وصوتيالحقيقيأيضاً, و لكنك تعرف هذا بالفعل |
Evet ama yanıtı biliyorsun, bu yüzden sorumu yanıtla. | Open Subtitles | نعم، و لكنك تعرف الإجابة فأجب على السؤال |
Nereye gittiklerini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | و لكنك تعرف إلى أين ذهبا أليس كذلك؟ |
Ama stratejiyi biliyorsun. | Open Subtitles | و لكنك تعرف الاستراتيجية |
Evet ama sen ne yaptığını biliyorsun. | Open Subtitles | أجل، و لكنك تعرف ما فعلته |
Ama bunu zaten biliyorsun. | Open Subtitles | و لكنك تعرف هذا بالفعل |
Ama şimdi biliyorsun. | Open Subtitles | و لكنك تعرف الآن |
Bunun imkânsız olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | و لكنك تعرف أن هذا لن يحدث |
Hey, özür dilerim Mikey ama biliyorsun ki yapacak işim vardı. | Open Subtitles | أنا آسف يا (مايك)ِ .... و لكنك تعرف كان لدى شيء أفعله |
Bilmiyorum, ama sen biliyorsun. | Open Subtitles | - لا أعلم ، و لكنك تعرف - |
Ama Sebastian'ı biliyorsun. | Open Subtitles | (و لكنك تعرف (سيباستيان |