Daha çok güven var, insanlar gerçek kişiliklerini hiç olmadığı gibi dile getirebiliyorlar. | TED | هناك المزيد من الأمان، لذلك، يتحدث الناس عن حقيقتهم ليس مثل ذي قبل. |
Katılmıyorum dostum. Sadece yaşlı bir kadındı. O zamanlar insanlar hep öyle konuşurlarmış. | Open Subtitles | أنا لا أوافك, لقد كان هذا فى الماضى يتحدث الناس بتلك الطريقه الآن |
Leningrad'da insanlar şöyle der eğer birisi yere uzanmışsa onun için "son gelmiştir" | Open Subtitles | و عندما يتحدث الناس عن الاستلقاء ذاك يعني انها الوصول الى النهاية اذا |
Bu kasabada insanlar gece gündüz ailem hakkında kötü şeyler söylüyor. | Open Subtitles | سريّة؟ يتحدث الناس بقذارة عن عائلتي ليلاً ونهاراً في هذهِ البلدة |
Sanırım haklısın insanlar Netflix hakkında konuştuklarında programlarla ilgili konuşuyorlar. "13 Reasons Why" ya da "The Crown". | TED | أعتقد أنك على حق، عندما يتحدث الناس عن نيتفليكس، يتحدثون عن البرامج التي أثرت بهم: "13 ريزون واى"أو"زا كرون." |
İnsanlar, ülkemin Küçük İngiltere'ye dönüşme olasılığını konuşuyorlar veya bir meslektaşımın dediği gibi Atlas Okyanusu'nda yüzen 1950'lerin nostalji parkına dönüşme olasılığını. | TED | يتحدث الناس حالياً ما إذا كانت بلادي في طريقها أن تصبح إنجلترا الصغرى فقط، أو كما قال أحد زملائي، ما إذا كنا في طريقنا أن نصبح كما في العام 1915 عائمين على المحيط الأطلسي. |
Gümüş Halkalar konferans konuşmaların geçtiği yerdir. İnsanlar hobilerini birbirleriyle paylaşırlar. | TED | الدوائر الفضية عبارة عن مكالمات جماعية حيث يتحدث الناس عن الاهتمامات المشتركة |
Peki bu insanlar nelerden bahsediyordu? | TED | وما هي نوع الأشياء اللتي يتحدث الناس عنها؟ |
İnsanlar sistemli, geniş çapta bir değişim hakkında konuşurken genelde 7 ve 10 yıllık değişime bakarlar. | TED | عندما يتحدث الناس عن تغيير نظامي، واسع النطاق ، فإنهم يتحدثون عن فترات 7 سنوات و 10 سنة. |
Yine de düşünmeden edemiyorsunuz: Sadece insanlar benimle konuştuğunda mı varım? | TED | ومع ذلك، لا يمكنك سوى أن تتسألين: هل أنا موجودة فقط عندما يتحدث الناس معي؟ |
Mutlaka burada da hippi olmak isteyen gençler vardır. İnsanlar 60'lar hakkında konuşmaya başladıklarında | TED | أعرف أن هناك الكثيرين هنا، كما تعلمون، الأجيال الشابة من المتأثرين بثقافة الهيبي، يتحدث الناس عنها طوال فترة الستينات، |
İnsanlar sizin hakkınızda konuştuklarında, şairlerden, bestecilerden, doktorlardan, bilimadamlarından bahsediyor. | Open Subtitles | حين يتحدث الناس عنكم فانهم يقولون شعرا صانعوا الموسيقى ، الاطباء ، العلماء اين محاربوكم ؟ |
Yeni başkanla birlikte, insanlar genel affı konuşmaya başladı. | Open Subtitles | مع مجئ الرئيس الجديد، يتحدث الناس عن العفو العام. |
İnsanlar daima kargalarla konuşur, ama leylekler de hep oradadır. | Open Subtitles | يتحدث الناس دوماً عن الغربان لكن هناك لقالق أيضاً. |
Bu arada insanlar... onun hakkında konuşup tanıtımını yapsın. | Open Subtitles | و سوف يتحدث الناس و سيقومون بالدعاية وحدهم |
İnsanlar benim onlara biraz önce söylediğim şeyin aynısını başka kelimelerle söylediğinde hemen hoşgörüsüzleşirim. | Open Subtitles | أنه عندما يتحدث الناس لي بكلمات أخرى لما قلت لهم , فأنا أزيد صبراً |
Fakat insanlar rüyaları hakkında konuşunca sıkıcı buluyorum. | Open Subtitles | لكن أظن أنه عندما يتحدث الناس عن أحلامهم إنه لشيء ممل |
İnsanlar hiç durmadan kendi problemlerini anlatıyorlar, ben de onlara pozitif düşünmelerini, kaderlerini çizmelerini söylüyorum. | Open Subtitles | يتحدث الناس عن مشاكلهم بدون توقف نقول للناس أن يفكروا بإيجابية يتصوّرون مستقبلهم |
(Gülüşmeler) Sonra da mesela şunu düşünmek gerekiyor: Elektronik sigaralar hakkında ne konuşuyorlar? | TED | (ضحك) و بالتالي يجب أن تفكر كيف يتحدث الناس عن السجائر الإلكترونية؟ |
- Bilirsin işte, konuşuyorlar hep. | Open Subtitles | تعلم كيف يتحدث الناس |