| Topu kendi takımı hariç herkese verdi. Top oynayan biri lazım bize. | Open Subtitles | يعطي الكرة إلى كلّ شخص عدا فريقه نحن بحاجة إلى لاعب كرة |
| İddianıza göre, müvekkilim Anna Buday'a bir adamın uyuşturucu verdiğini gördünüz. | Open Subtitles | إذًا أنتِ ادّعيتِ أنكِ رأيتِ رجلاً يعطي موكلتي آنا بوديه منشطات |
| İncilde der ki, bir çocuğu annesinin sütünde kaynatmazsın,... ..ama tavuklar süt vermez ki. | Open Subtitles | يقال في التوراة انت لا ترى الطفل في حليب أمه لكن الدجاج لا يعطي حليبا |
| Ve bunu bu çevrede vermek zorunda olduğunu öğrendim, çünkü bu oldukça zordur. | TED | وتعلمت انه يتوجب على الفرد ان يعطي هذا التميز لمن حوله خاصة في بيئة قاسية مثل بيئة الجيش |
| Burada Shakespeare şeye, yani Juliet'e, başka bir şeyin ismini verir: güneşin. | TED | هنا شكسبير يعطي الشئ، جولييت، اسم يعود لشئ اخر، الشمس. |
| "Masum kanı, masum kanı döktüğü zaman, gökyüzü ayrışacak ve gündüz geceye dönecek, ve seçilmiş kişi görüş hediyesini verecek." | Open Subtitles | عندما نجد دماء الأبرياء ستنزف دماء الأبرياء السماء سوف تحتفل وسوف يتحول النهار إلى الليل وسوف يعطي المختار هدية البصر |
| Oğlum be, adam da vampirlere bir an olsun rahat vermiyor. | Open Subtitles | هذا الرجل لا يعطي مصاصي الدماء إنشاً مربعاً من المساحة للمناورة |
| Bizim için, başka yıldızların etrafında şekillenen gezegenleri görmek bize bir fikir verebilir. | Open Subtitles | لنا لكي نرى الكواكب وهي تتشكل حول نجوم أخرى مما يعطي لنا لمحة |
| Adamı gördüğüm an, radarım sinyal verdi. Sırtını kapıya vermedi hiç yalanın belirtisidir. | Open Subtitles | لقد شككت به منذ رأيته لم يعطي الباب ظهره أبدا دليل على التنبه |
| Kuşaklar boyunca Afrika'nın güneşe doymuş enlemlerinde yaşayan insanlar, daha yüksek bir melanin üretim eşiği ve daha fazla ömelanin kazandılar. Bu da ciltlerine daha koyu bir renk verdi. | TED | على مدى أجيال، تكيّف البشر الذين يعيشون في مناطق خطوط العرض المشبعة بالشمس في إفريقيا من خلال امتلاكهم لإنتاج أعلى من الميلانين والمزيد من اليوميلانين، الذي يعطي بشرتهم درجة أغمق. |
| Birileri bunun insanlara umut verdiğini söyledi. | Open Subtitles | شخص ما أخبرى لاحقاً هذا يعطي الناس الأمل |
| Tüm kararları doktorun vermesine neden izin verdiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | إنني لا أفهم فقط لماذا تترك الطبيب يعطي الأوامر |
| Cephedeki kızlarımız onlara asla hayır deme şansı, vermez. | Open Subtitles | ترى، وهي فتاة الحدود أبدا يعطي 'م فرصة ليقول لا. |
| Hocalar ödev vermez. | Open Subtitles | لن يعطي المدرسون واجبات لكم لأنه اليوم الأول بالمدرسة |
| Buna ruh çizgisi adı verilir, dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için, aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur. | TED | إنه ما ما يطلق عليه خط الروح، خطأ متعمد في القالب يعطي الحائك أو الصانع مخرجاً، بل أيضاً سبباً للاستمرار بالصناعة. |
| Harper, Dr. Markway'e kira kontratını ver. | Open Subtitles | عازف القيثارة؛ يعطي الدكتور ماركواي إيجاره |
| Ya silahları teslim etme emrini verecek ya da asla bir başka emir daha veremeyecek. | Open Subtitles | ان لم يأمر بتسليم الاسلحة او ان لم يعطي امرا آخر |
| Benim ihtiyar bira alamıyor çünkü onun ihtiyarı diğer ihtiyara ayısını vermiyor. | Open Subtitles | أبي ليس بإستطاعته الحصول على بيرة لأن أباك لا يريد أن يعطي العجوز ما يريده |
| Birisi Bayan Carter'a kağıt havlu verebilir mi? | Open Subtitles | رجاءا هل يمكن لاحدكم ان يعطي السيدة كارتر محارم التتظيف |
| Yönetici ortağının, bütün yeni küçük ortaklara ilk davasını vermesi, bir gelenektir. | Open Subtitles | انه من التقاليد ان الشريك الإداري يعطي كل الشركاء الصغار قضاياهم الأولى |
| Kapıcıya. sadece kapıyı açtığı için 100 dolar verirdi. | Open Subtitles | كان يعطي البواب 100 دولار فقط لأنه يفتح الباب |
| Evleneceğim adam asla bana işinden daha fazla önem vermedi. | Open Subtitles | الرجل الذي سيتزوج بي لا يعطي أهمية لعمله أكثر مني |
| Ben sizin gibi bir kadın için hayatımı veririm. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف أنني من شأنه أن يعطي حياتي لامرأة مثلك. |
| Bu, nesnelere teşvik edici özellik denilen şeyi veriyordu. | TED | إنه يعطي الأشياء ما يسمى النقطة المحفزة. |
| Böylece Barney babasına bir şans daha vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | و أخيرا ً قبل بارني أن يعطي والده فرصة أخرى |