"يَتصرّفُ" - Traduction Arabe en Turc

• davranıyor

Ve askerlerini savaşa gönderen bir general gibi davranıyor.
وهو يَتصرّفُ مثل جنرال يُرسلُ قوَّاتُه للمُحَارَبَة.

Babanızın tuhaf davranıyor olması kanımca bir polis araştırmasını gerektirmiyor.
الحقيقة بأنّ أبوكَ يَتصرّفُ بغرابة لاشئ يدعو لتحقيق الشرطه

Radyonun sahibiymiş gibi davranıyor ama değil.
يَتصرّفُ مثل هو يَمتلكُ المحطة، لَكنَّه لا.

Henüz bir adım atmadı çünkü bu hoş olmaz, o yüzden kızınızın arkadaşı psikopat gibi davranıyor.
وهذا ما يوقفه الآن لأن ذلك لن يكون لطيفاً لذا صديقها الآن يَتصرّفُ مثل بَعْض النزوةِ النفسيةِ

Bunu ne zaman görsem Tony Ödülleri seçmesindeymiş gibi davranıyor.
كُلَّ مَرَّةٍ أَرى هذا، يَتصرّفُ مثل هو يَختبرُ لإسْتِضْاَفة عائلة توني.

Maris gibi davranıyor, Maris gibi havlıyor.
يَتصرّفُ مثل ماريس، يَنْبحُ مثل ماريس.

Sanki Van Gogh sergisini geziyormuş gibi davranıyor.
يَتصرّفُ وكأن هو يَنْظرُ إلى a معروض فان كوخ.

Döndüğünden beri bir yabancı gibi davranıyor.
يَتصرّفُ مثل الغريب مُنذُ أن عادَ

Ve seni hiç tanımıyormuş gibi davranıyor.
وهو يَتصرّفُ مثله هو لا يَعْرفُك حتى.

Niçin? - David garip davranıyor mu?
هَلْ ديفيد يَتصرّفُ بغرابة؟

Ve Kevin çok garip davranıyor.
وكيفين يَتصرّفُ غريب جداً.

Niye böyle davranıyor?
لماذا يَتصرّفُ هكذا؟

Çok tuhaf davranıyor.
انه يَتصرّفُ بغرابة.

Öyle davranıyor işte.
حَسناً يَتصرّفُ مثله.