"‫ أن" - Traduction Arabe en Turc

    • bir
        
    • için
        
    • Eğer
        
    Ve bu çoçuklar biliyorlar ki zahmetsiz klima kontrolü geleceklerini bir parçası olamayacak. TED ويعلم أؤلئك الأطفال أن التحكم المؤلم في المناخ ربما ليس جزء من مستقبلهم.
    Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. TED وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب.
    Eğer bir firma, müşterilerine ürettiği ürünün zamanla daha eşsiz olacağı sözünü veriyorsa rekabette önemli bir üstünlük elde eder. TED والشركات التي تنتج على نطاق واسع وتضمن لعملائها أن كل قطعة ملابس ستصبح فريدة مع الوقت ستكتسب ميزة تنافسية قوية.
    Birkaç öğrenci ailesinin de içinde olduğu kişiler, okul öğrencilerin gitmesini engellemek için daha fazlasını yapmadığından çok öfkeliydi. TED والبعض، بما في ذلك بعض عائلات الطلاب، كانوا غاضبين أن المدرسة لم تفعل أكثر من ذلك لمنعهم من المغادرة.
    Ya atletler için ölümlerinden sonra beyin bağışı yapmaları normal olsaydı? TED ماذا لو أصبح الأمر اعتياديًا للرياضيين أن يتبرعوا بأدمغتهم بعد موتهم؟
    Eğer daha fazla fare istihdam edersek sonucu daha da iyi hale getirebiliriz. TED إذا كنت تستطيع جلب المزيد من الجرذان، يمكننا أن نجعل الواقع الناتج أكبر.
    Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. TED إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك
    Bu numaraların bir kısmını öğrenmek istemiyorsanız, şu an burayı terketseniz iyi olur. TED يفضل أن تغادر الآن إذا لم تحب أن تتعرف على بعض هذه الخدع
    ve bunun tartışılmaz bir doğruluk, hep doğru olduğunu sanırdım. TED و المفترض أن ذلك كان سطح حقيقي , دائما حقيقي
    Şimdi ben bunu Eğer yapmamış olsaydım, burası bir cehennem yuvası olurdu. TED الآن إذا لم افعل ذلك ، كان يمكن أن يكون مكانًا بائسًا.
    Bunun gibi soruları her zaman sorarız ve bir cevap alabilmeyi bekleriz. TED نحن نسأل هذا النوع من الأسئلة أغلب الوقت، ونتوقع أن نجد الإجابة.
    Bu yüzden insanların kendileri hakkında ne kadar emin olduklarına bağlı olmadan, söyledikleri şeylere meydan okuyan bir deney yaratmak istedik. TED لذا أردنا خلق تجربة، تتيح لنا أن نتحدّى ما يقوله الناس عن أنفسهم، بغض النظر عن مدى الثقة التي يبدون عليها.
    Görevimiz 12 yılda, 400 milyon kişi için konut protokolleri geliştirmek. TED مهمتنا أن نضع بروتوكولات للإسكان لـ ٤٠٠ مليون شخص في ١٢عاماً.
    Bu,ümit ve olasılıklar için yaşayan anıtlar... ...dikmeye başlayacağımız bir zamandır. TED لقد حان الوقت أن نبدأ ببناء النصب التذكارية الحية للأمل والفرص.
    Çünkü ticari şirketler en baştan beri sizden alabileceklerinin hepsini almak için tasarlanmışlar. TED لأن الشركات التجارية مصممة بطبيعتها للحصول على أكبر قدر منكم يمكنهم أن يأخذوه.
    İstediğimiz hayatın sınırlarını çizmek ve uygulayabilmek için gerekli sorumluluğu almalıyız. TED علينا أن نكون مسؤولين لوضع وإنفاذ الحدود التي نريد في حياتنا.
    Ve anlayabileceğiniz üzere, burada ben bir yatırım fonu için analisttim. Sosyal değeri olan bir iş yapmak benim için çok garipti. TED لذا يمكنك أن تتخيل كنت هنا محلل مالي في صندوق هيدج كان غاية في الغرابة بالنسبة لي فعل شئ ذا قيمة إجتماعية
    Demek istediğim, Eğer konuşabilirseniz onu, bir alaycıkuş onu ciyaklayabilir. TED أعني، إن كنت ستقولها، الطائر المحاكي يمكنه أن يصرخ بها.
    Ama Eğer daha yakından bakarsanız, olaylar dizisi aslında yoğunlaşıyor. TED لكن إذا نظرت بصورة أكثر تمعناً، تلاحظ أن المؤامرة تتضخم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus