| Bu motoru birinci oyuncunun parmaklarına güç vermek için kullanıyoruz, Üç saniye sürüyor ve duruyor. | TED | ونستخدم هذا المحرك لتطبيق قوّة على أحد أصابع اللاعب لمدة ثلاث ثوان ومن ثم فإنه يتوقف. |
| -Oyunda Üç saniye kaldı. -61 -59. | Open Subtitles | يوجد هناك ثلاث ثوان متبقية في المباراة 61لـ 59 |
| Üç saniye ışınlanıp hepimize iyi olduğunu söyleyebilir diye düşünüyor insan. | Open Subtitles | لكان الأمر سيكلفه ثلاثة ثواني فحسب لينتقل إلينا ويخبرنا بأنه بخير |
| Sakin ol, Üç saniye sonra gidebilirsin. | Open Subtitles | هيه، اهدأ بعد ثلاث ثوانٍ يمكنك متابعة طريقك |
| Eğer beni suçlayacak bir şeyiniz yoksa Üç saniye içinde buradan çıkıyorum. | Open Subtitles | حسنا, هذا هو سوف أخرج من هنا لثلاث ثوان إذا لم تتهمنى بشيئا |
| - Üç gün kuralı. - Sanırım Üç saniye kuralı diyorsun. | Open Subtitles | قاعده ثلاثه أيام , أعتقد أنك تقصد قاعده الثلاث ثواني |
| Bu telefon Üç saniye daha geç çalsaydı, duymayacaktım bile. | Open Subtitles | إذا رن هذا الهاتف بعد ثلاث ثوانى كأنى لم أسمعه |
| Üç saniye kalmıştı, ...herkes son atışı yapacağımı biliyordu. | Open Subtitles | كان متبقي ثلاث ثوان والكل علم أني سأقوم بالركلة الأخيرة |
| Üç saniye kalmıştı, ...ve herkes benim son atışı yapacağımı biliyordu. | Open Subtitles | كان متبقي ثلاث ثوان والجميع عَلِمَ أنني سأقوم بالركلة الأخيرة |
| İnsanlar geçerken onları Üç saniye kadar izleyerek... o kısacık bakış ile kişiliklerini analiz etmeye uğraşırdım. | Open Subtitles | كنت أراقب الناس لمدة ثلاث ثوان كلما مرو و احاول تحليل شخصيتهم فقط بنقرة الاصابع |
| Voldemort'un 8 filmde yapamadığı şeyi Üç saniye içinde başardın. | Open Subtitles | هل نجح في ذلك في ثلاث ثوان ما فشل فولدمورت للقيام في ثمانية أفلام. |
| Yürü be Zack- Üç saniye içinde dahiden aptala düştük. | Open Subtitles | زاك انتقلنا من كوننا عباقرة إلى حمقى خلال ثلاثة ثواني |
| Bütün bu fotoğrafları Üç saniye içinde çektik. | TED | لقد تم التقاط كل هذه الصور خلال ثلاثة ثواني |
| Üç saniye oldu. Hadi. Adam ortaya kamp kurdu. | Open Subtitles | هذه ثلاثة ثواني يحتفظ بالكرة إنه يخيم في وسط الميدان |
| Hem de ne dünya! Üç saniye içinde göreceksiniz. | Open Subtitles | وهي أعمال، كما أظنك ستعرفون ذلك خلال ثلاث ثوانٍ |
| Üç saniye içinde niye gelemeyeceğime dair inandırıcı bir neden söyle yoksa geliyorum. | Open Subtitles | -نعم، صحيح . لك ثلاث ثوانٍ لإعطائي السبب الحقيقي الذي يمنعني من مرافقتكم، وإلا سآتي. |
| Kayda bas, uzat ve Üç saniye orada tut. | Open Subtitles | أسجّل، أمدّها وأتركها لثلاث ثوان |
| Üç saniye içinde bana söylemezsen seni öldüreceğim. | Open Subtitles | خلال الثلاث ثواني إنلمتخبريني... سأقتلكِ. كمافعلتِمع رجالي. |
| Eğer Üç saniye içinde kalkmazsan, neler yaparım ben bile bilemiyorum. | Open Subtitles | ان لم تستيقظ فى ثلاث ثوانى انا لا اعرف ما سافعل بك |
| Ama Üç saniye düşündüm ve çok mantıklı. | Open Subtitles | لقد فكرت فيها لثلاث ثواني و اعطتني الكثير من الاحساس |
| Üç saniye sonra şu bebe, esmer kıza yanlış isimle seslenecek. | Open Subtitles | بعد حوالي ثلاث ثواني سيدعو ذاك البشع صاحبته السمراء بالاسم الخطأ |
| O Üç saniye koskoca iki senemizi aldı. | Open Subtitles | و تلك الثلاث ثوان اخذو سنتين كاملتين |
| "Üç saniye" olduğunu söyleme. | Open Subtitles | هل هي صاحبه الثلاثه ثواني ؟ |
| Oturdum, düşündüm, Bilmiyorum, belki Üç saniye kadar. | Open Subtitles | لذا جلستُ هُناك، أفكّر... لا أعلم... ربّما لثلاث ثوانٍ. |