| Bir uçağa bindiğinizde, çocuklardan ve birinci sınıftan önce üniformalı askerler vardır. | TED | عندما تستقل طائرة، أمام الصغار، قبل ركاب الدرجة الأولى، يصعد الجنود الذين يرتدون الزي الرسمي. |
| Korkarım ki, yemekteki üniformalı onca İngiliz erkeği sizin aklınızı karıştırmış. | Open Subtitles | كما لو كان بالأمس كنت خائفة أن يزعزعك هذا العشاء كل أولئك الرجال الإنجليز بالزي الرسمي |
| üniformalı kadın garsonlar yemeği arabanıza getiriyordu. Ve bu deliler gibi sattı. | Open Subtitles | قائمة طعام مؤلفة من 24، نادلات بزي رسمي يجلبون طعامك إلى سيارتك |
| Görünüşe göre üniformalı adamları hedef alan bir seri katilimiz var. | Open Subtitles | اذا يبدو ان لدينا قاتل متسلسل يستهدف رجالا يرتدون الزي العسكري. |
| O halde çok yazık, değil mi? Kızlar üniformalı erkeklere bayılır. | Open Subtitles | إذاً الأمر ليس بذلك السوء، بالمناسبه الفتيات يعجبوا الرجال بالزى الرسمى |
| Hitler, Münih'de açlık çeken binlerce askerle ve üniformalı kaçıkla darbe hazırlığında. | Open Subtitles | بميونيخ هتلر يُعد انقلاب مع آلاف من الجنود الجوعى والمجنانين بالزي العسكري |
| Bütün bunları üniformalı bir polis mi yapmış? | Open Subtitles | كل المقتولين على يد شخص يرتدي الزي الرسمي للشرطة ؟ |
| Tekrar ediyorum, tanıklar New York polis teşkilatından üniformalı bir polisin karanlık bastıktan sonra işlenen cinayetlerin sorumlusu olduğu şeklinde ifade verdiler. | Open Subtitles | أكرر , هو شخص يرتدي الزي الرسمي للشرطة في إرتكاب ... هذه الجرائم الوحشية التي تحدث في شوارع المدينة بعد حلول الظلام |
| Bay O'Keefe yemeğin üniformalı bir zenci tarafından servis edildiğini söyledi. | Open Subtitles | قال لنا السيد اوكيف العشاء قدمه خادم يرتدى الزي الرسمي , رجل ملون |
| Birkaç üniformalı fotoğrafını almak için, subaylarından birini aradım. | Open Subtitles | لذا فاتصلت بأحد زملائك لأحضر لك صوراً بالزي الرسمي |
| üniformalı bir kaç fotoğrafını bulmak için iş arkadaşlarından birini aradım. | Open Subtitles | لذا فاتصلت بأحد زملائك لأحضر لك صوراً بالزي الرسمي |
| üniformalı erkekleri severim tamam, ama biraz da derisi olsun değil mi? | Open Subtitles | أحب الرجال بالزي الرسمي لكنني أفضلهم ببشرة |
| Tünelde üniformalı birini görürseniz onu da haydut olarak görün. | Open Subtitles | إذا رأيتم أحداً بزي رسمي عند النفق، اعتبروه قاطع طريق، أيضاً. |
| Kızlar üniformalı erkeklere bayılıyor. | Open Subtitles | النساء تحب الرجال الذين يرتدون الزي العسكري |
| üniformalı askerlerin uçuş pilotunuzu öldürdüklerini mi söylüyorsunuz ? | Open Subtitles | هل تقول ان جنود بالزى الرسمى قتلوا ضابط طيرانك؟ |
| Acaba Lana Lang üniformalı adama aşık mı oluyor? | Open Subtitles | أيمكن أن تحب لانا لانغ الرجل بالزي العسكري |
| Tek kaçış yolları buydu, çünkü önde iki üniformalı adam bekliyordu. | Open Subtitles | ذلك كَانَ طريقَهم الوحيدَ للهروبِ، لأن كان هناك إثنان أزياء رسمية خارج جبهة. |
| Hiçbiriniz üniformalı değilsiniz. Bu yüzden casus sayılıyorsunuz. | Open Subtitles | لايوجد منكم من يرتدى الزى الرسمى لذلك انتم تعتبرون جواسيس |
| Bir kaç öğrenci var üniformalı. Büyük renkli bir cam var. | Open Subtitles | هناك مجموعة من التلاميذ بلباس موحد وهناك نافذة سميكة كبيرة |
| Bu yerli anlayışınla sen üniformalı olmalısın. | Open Subtitles | بمعرفتك بالهنود، أنت يَجِبُ ان تكون بالزيّ الرسمي. |
| Öyleyse neden üniformalı ve devriye arabasındaydılar? | Open Subtitles | ...لماذا كانا في لباسهما الرسمي وفي سيارة الدورية؟ |
| - üniformalı bir çuvala döndün, yani. - Aynen, öyle. | Open Subtitles | هكذا ينتهي بك الأمر كحقيبة بزيّ رسمي بالتأكيد |
| Şu üniformalı insanlar en son kontrol ettiğimde polisti. | Open Subtitles | أترى هؤلاء الرجال الذين يرتدون زياً رسمياً بآخر مرّة تحققت فيها،كانوا رجال شرطة. |
| - Buradaki, aynı üniformalı olan arkadaş. | Open Subtitles | -الرجل الذي كان هنا ويرتدي ملابس كملابسك . |