| Açıklamadı, ama orada bir şeyler ters gidiyor. | Open Subtitles | رفض أن يفسّر الأمر ولكن كان هناك خطب ما. |
| Yani, hiçbirimizin Kentucky'den kaçma lüksü yok, her zaman bir şeyler ters gider. | Open Subtitles | حسنا, ليس لنا جميعا نقود للسفر لولاية كنتاكي في كل مرة يحدث خطب ما |
| Bir şeyler ters giderse, o güç hücrelerinde toplanan enerji hepimizi öldürebilir. | Open Subtitles | الطاقة المخزنة في تلك الخلايا قد تقتلنا جميعا إذا حدث شيء خاطئ |
| Hukuk ve avukatlar ile ilgili bir şeyler ters gitti. | TED | هناك شيء خاطئ فيما يتعلق بالقانون والمحامين. |
| Dan küçükken apandisi alındığında bir şeyler ters giderse diye bir miktar kan saklamıştım. | Open Subtitles | عندما كان دان طفلا إستخرجت زائدته الدودية أودعت بعض من دمه في حالة لو ساءت الأمور |
| Bir şeyler ters giderse, insanlar ölür. | Open Subtitles | اذا سارت الأمور بشكل خاطئ, يموت الناس |
| Dünya'ya sağ olarak dönmememiz gerekiyordu ama bir şeyler ters gitti. | Open Subtitles | حدث خطأ ما و لَمْ يفتَرضْ أن نعود إلى أرضَ حيّةَ |
| İşler sarpa sararsa bir şeyler ters gider ve ben ölürsem. | Open Subtitles | ويا عزيزتي، إن أفُسد الأمر إذا حصل خطبٌ ما أو مُتّ |
| Bir şeyler ters giderse beni ara. | Open Subtitles | إذا كان هنالك خطب ما, إتصلي بي. |
| İçimde garip şeyler hissettim ve bir şeyler ters gidiyor gibi geldi. | Open Subtitles | -تعلم ، فقط صادفني هذا الشعور بأن هناك خطب ما |
| Bir şeyler ters... yanlış yöne gidiyoruz. | Open Subtitles | هناك خطب ما.. نحن نسير في إتجاة خاطئ |
| Gözlerini kapa. Sende bir şeyler ters gidiyor adamım. | Open Subtitles | أغلق عينيك يوجد خطب ما بك يا رجل |
| Bir şeyler ters gidiyordu. | Open Subtitles | كان هنالك خطب ما |
| Kimse hata yapmadıysa bile bir şeyler ters gittiğinde, birinin suçu üstlenmesi gerekir. | Open Subtitles | حتى و إن لم يقم أحد بفعل أي شيء خاطئ إذا سار شيء علي نحو خاطئ يجب أن يوجد شخصٌ ما ليتحمل الذنب |
| Elimizdeki tek teori, deneme yaparken bir şeyler ters gitti ve onu vurdular. | Open Subtitles | نظريتنا الوحيدة أنه كان يحاول فعل شيء خاطئ فأطلقوا عليه النار |
| Bir şeyler ters gitti ve telefon açmak istedi. | Open Subtitles | كان هناك شيء خاطئ و لقد تكلم على الهاتف بشكل مسموع |
| Muhtemel iyi olur. Seni gittikten sonra burada bazı şeyler ters gitmeye başladı. | Open Subtitles | هذا جيد ، فمنذ أن غادرتي البلدة ساءت الأمور هنا |
| Bir şeyler ters giderse ölürüm dedim. | Open Subtitles | قد أموتُ إذا سارت الأمور بشكل خاطئ. |
| Bir şeyler ters gittiğinde, zaman zaman rastgele ...kontroller için bizi gönderirler. | Open Subtitles | إنهم يرسلوننا من أجل تفتيش عشوائي أحيانا عندما يكون هناك خطأ ما |
| Shah Rukh Khan: Değerini bilmediğimiz bu havada bir şeyler ters gidiyor. | TED | شاروخان: هناك خطبٌ ما في الهواء الذي نعتبر وجوده من المُسَلَّمات. |
| Yolda bir şeyler ters felan giderse diye... | Open Subtitles | آسف, لأنهُ إن حدث شيئاً ما خطأ على الطريق |
| Aslında aile lanetine inanmıyorum ama bir şeyler ters gitmeye başladığında suçu bunda buluyorum. | Open Subtitles | أنا لا أؤمن باللعنات العائلية ولكن عندما تسوء الأمور يساعدك ذلك فى إلقاء اللوم على شئ ما |
| Şu manyak ayinden onu kurtarmaya çalıştık ama bir şeyler ters gitti. | Open Subtitles | حاولنا علاجها بتلك الطقوس المخبولة، وحدث شيء خطأ. |
| Bir şeyler ters gitti. | Open Subtitles | شيئ خاطئ حصل له. |
| Ama o gece, Harbor Point'te bir şeyler ters gitti ve bu çevredeki çocuklar hastalanmaya başladı senin oğlun da dahil. | Open Subtitles | لكن فى تلك الليلة ، فى هاربر بوينت شيء ما خطأ قد حدث والأطفال فى المنطقة المحيطة بدئوا يمرضون منهم أبنك |
| Bir şeyler ters giderse, eğer ona bir şey olursa, bu bizim yüzümüzden olacak. | Open Subtitles | إذا سارت الامور بشكل سيء إذا كان هناك شيء يحدث لها، وهذا علينا |
| Bir saat içinde sizden haber alamazsam bir şeyler ters gitmiş demektir. Ve o ölür! | Open Subtitles | إذا لم أحصل على اتصال منكِ في الساعة القادمة سأعرف أن خطباً ما قد وقع ، و سوف يموت |
| İçeride çok fazla kaldılar. Bir şeyler ters gitti. | Open Subtitles | لا ، لقد كانوا بالداخل لفترة طويلة للغاية شيء خاطيء حدث |