| Kimliği gizli tutulan çalışanların katıldığı anketler değerlendirilerek yapılan bağımsız analizler gösteriyor bunu. | TED | وهذا تحليل مستقل لإجابات موظفين لم يفصحوا عن أسمائهم على استمارات استقصاء. |
| Nicel analizler uzun sürer. Ancak yarın söyleyebilirim. | Open Subtitles | تحليل الكميّات يستغرق وقتاً، سأتمكن من اخبارك غداً |
| sezgisel bir adım, ardından analizler ile ortaya çıktı. | TED | نقلة بديهية، ثم ينبغي عليك فعل التحليل عقب ذلك. |
| Asansör için teşekkürler yaptığımız spektral analizler sonucunda bu işin Mr Feather la alakası olduğu izlerine ulaştık. | Open Subtitles | لا تشكرينى على رفعك التحليل الطيفى أثبت أن هناك آثار للطيور الداجنة على السيد فيزر |
| Karaciğer ve akciğer dokularındaki kimyasal analizler yüksek seviyelerde hidromorfon bulunduğunu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | التحليلات الكيميائية للأنسجة الحية و النوعية تظهر دليلاً قويلً على وجود مخدر هايدرومورفون |
| O tür bilgisayarlar daha önce teorik analizler, savaş oyunları için kullanılırdı. | Open Subtitles | تلك الحاسبات مستعملة لـ التحليلات النظرية والمناورات الحربية |
| Benim ve meslektaşlarım tarafından yapılan analizler ve daha da kötüsü sanırım işin teknik kısımlarını da kendi başlarına hallediyorlar. | Open Subtitles | التحاليل التي أقوم بها أنا وزملائي و ما هو أسوأ، أعتقد أنهم دبروا لتلك الاحداث بأنفسهم |
| Bir sonraki nakliye için saklayın. Adli analizler için ayırın bunu. | Open Subtitles | إشحنها إلى الناقل التالي أريد إستغلالها جزئياً في تحليل المُستجدّات |
| analizler sonraki duraklarının şu yıldız sistemi olacağını gösteriyor. | Open Subtitles | تحليل الميعاد يوضح أنهم سيكونون بالنظام الشمسى اللاحق |
| Sevdiğim her şeyi içinde barındırır... yüksek maaşlar, istatistiksel analizler, ve o küçük vurucu kaskları... | Open Subtitles | رواتب عالية، تحليل إحصائي و خُوذ ضارب الكرة تلك الصغيرة |
| - Yolculuk boyunca analizler yapacağım nispeten heyecanlı bir masa başı işi planladım. | Open Subtitles | من أنا لديها تحليل مكتب مثيرة نسبيا المخطط لها لمدة من الرحلة. |
| Kurbanın yumruğundan gelen kimyasal analizler geldi. | Open Subtitles | أحضرت تحليل المادة الكيميائية الضئيلة من قبضة الضحية |
| analizler, kurbanın yaralarına vücudunun altından gelen patlayıcının sebep olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تحليل إضافي لجروح الضحية يشير إلى أن مصدر الانفجار كان من تحت الضحية |
| analizler aylardır bir test havuzu oluşturuyordu. | Open Subtitles | احصائيات التحليل جمعت في حوض الاختبار لأشهر |
| İleri analizler gösterdi ki hücreler Labrador Retriever'ına aitmiş. | Open Subtitles | و التحليل اللاحق أظهر أنها تعود الى كلب صيد |
| Ve Üçüncü Meleğin buz tabakasına karşı kullandığı kuvvet o denli büyük ki analizler onda artık kemiklerden gayrı birşey kalmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | التحليل التالي الحفر دائمة التجمد كانت من 3 انخيل كانت واسعة جدا، كل ما تبقى بعض العظام. |
| Bu şirket ekonomik analizler yerine formüllerden yararlandı. | Open Subtitles | لا يرتكز على التحليل الاقتصادي بل على الصيغ |
| Kimyasal analizler, kalıntılar üzerindeki kumaşın Meltblown polipropilenden olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | التحليل الكيميائي يُظهر أن النسيج على الرُفات كان مادة البولي بروبيلين مُعالج. |
| Rakamsal analizler üzerinde çalıştığını düşünmüştüm. Meğer teller üstünde de çalışıyormuş. | Open Subtitles | ظننت إنه يركز على التحليلات الرقمية لكن إتضح إنه يعمل أيضاً على الحزم |
| Adli bilimlerde. Balistik, kimyasal analizler, DNA falan. | Open Subtitles | قسم الجنائيات و القذائف التحليلات الكيماوية, و تصنيف الحمض النووي |
| İkisinin de ortak yanı değişik perspektiflerden değişik analizler mimarin son parçasının önemli bir bölümü oluyor. | TED | وماهو مشترك لديهم هو أن التحليلات المختلفة من وجهات النظر المختلفة تصبح جزءا أساسيا من العمل النهائي للهندسة المعمارية. |
| Ayrıntılı analizler, senin önerdiğin varsayımsal deneylerdeki riski azaltmak için sıfır alternatif olduğunu ortaya koydu. | Open Subtitles | بعد المزيد من التحاليل لم نجد أي بدائل للتخفيف من مخاطر مقترحك الخاص بالتجربة الإفتراضية |