| Yine de, Büyüdüğün zaman, farkedeceksin ki yemek mizah için uygun bir konu değildir. | Open Subtitles | على أي حال . عندما تكبر في السن ستدرك أن الطعام ليس الموضوع المناسب للفكاهة |
| Bilmiyorum. Herhalde Büyüdüğün zaman anlaşılıyor. | Open Subtitles | لا أعرف أعتقد ان الأمر يصبح أكثر وضوحا عندما تكبر |
| En sevdiğin hayvanının ve Büyüdüğün sokağın adını veriyorsun o kadar! | Open Subtitles | تأخذ اسم حيوان طفولتك الأليف والشارع الذي نشأت به، وها هو. |
| Büyüdüğün o evi görmeye gidelim mi? | Open Subtitles | لماذا لا نذهب لنرى المنزل الذى نشأت فيه؟ |
| Ben gerçekten, gerçekten, bana Büyüdüğün yeri göstermek istemene mutlu oldum. | Open Subtitles | إني سعيدة للغاية أنك تودّ أن أرى موطنك الذي ترعرعت فيه |
| Biraz daha Büyüdüğün zaman, seni Kentucky ve Virginia'ya götüreceğim. | Open Subtitles | عندما تكبرين قليلاً سآخذك إلى كنتاكي وفرجينيا |
| İlk evcil hayvanının ve Büyüdüğün caddenin ismini alırsın. | Open Subtitles | تأخذ اسم حيوانك الأليف الأول والشارع الذي تربيت فيه |
| Yani San Francisco'nun Büyüdüğün yer olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أن سان فرانسيسكو ليس مكان نشأتك |
| Büyüdüğün zaman, sen de benim gibi aslan kral olacaksın. | Open Subtitles | و عندما تكبر ستكون قائد القبيلة مثل أبيك |
| Babasız Büyüdüğün için üzgünüm ama ben onun için de gönüllü olmadım. | Open Subtitles | أنا آسف أنه لم يكن لديك أب حين كنت تكبر ولكنى لم أتطوع لأكون أباك |
| Doğduğun yer mesela azıcık Büyüdüğün, azıcık hatırladığın yer bile. | Open Subtitles | وحتى الأماكن التي بالكاد تتذكرها عندما تكبر قليلاً |
| Ayrıca yapmazsan MSNBC'dekilere tüm dünyaya senin İngiltere'de Büyüdüğün haberini yaydırırım. | Open Subtitles | وإذا كنت لا تريد فعل ذلك, سأجعل أخبار إن بي سي تخبر العالم, أنك نشأت في إنجلترا. |
| Ve Büyüdüğün o boktan şehirden bir anda uzaklaştın. | Open Subtitles | وكنت بعيداً جداً من الحفرة القذرة التي نشأت فيها |
| Büyüdüğün kaleyi geri alma Kuzey'e hükmetme şansı. | Open Subtitles | لتستعد القلعة التى نشأت بها لتحكم الشمال |
| Büyüdüğün evi ilk kez görmek biraz tuhaf olmalı. | Open Subtitles | مؤكد أنك تشعر بالغرابة وأنت ترى البيت الذي ترعرعت فيه للمره الأولى |
| - Hâlâ Büyüdüğün evde mi yaşıyorlar? | Open Subtitles | ألا زالا يعيشان في نفس المنزل الذي ترعرعت فيه؟ |
| Çocukluk hayvanının ismi mi, Büyüdüğün sokağın adı mı? | Open Subtitles | إسم حيوانك الأليف خلال الطفولة أم إسم الشارع الذي ترعرعت فيه؟ |
| Elektrikli aletler ilgimi çekiyormuş gibi yaparım... o arabaların birbirini kovaladığı aptal filmler... ve Büyüdüğün zaman sana söyleyebileceğim şeyler. | Open Subtitles | أتظاهر بالاهتمام بمعدّات الطاقة، والذهاب إلى أفلام المطاردات السخيفة. وأمور أخرى سأخبرك بها عندما تكبرين. |
| Büyüdüğün zaman Beatrix, ev halkını idare edersen partilere gider, sosyal olayları takip edersen, bunun yanında bir de asla saatle tanışmamış bir adama katlanman gerekirse senin de yanakların kızaracaktır. | Open Subtitles | عندما تكبرين بيتركس سيكون عليك ادارة المنزل تخططين , تحافظي على الرزنامة الاجتماعية تتحملي رجل الذي لا يعرف الساعة |
| Sen gençsin.Eminim sen Büyüdüğün zaman benden daha cesur birisiyle bile karşılaşırsın. | Open Subtitles | أنت يافعة, أنا متأكد أنك ستقابلين رجالاً أشجع مني عندما تكبرين |
| Birlikte Büyüdüğün kadınlara benzeyen kadınları kaçırdığını yani. | Open Subtitles | أن النساء المختطفات يشبهون كثيراً النساء اللاتي تربيت معهم |
| Büyüdüğün yer ile ilgili hiç konuşmuyorsun da. | Open Subtitles | حسنا، انهُ فقط أنت لم تتحدث أبداً عن مكان نشأتك |
| - Senin hiç birlikte Büyüdüğün arkadaşın oldu mu? | Open Subtitles | إنه صديق مثل من تنشأ معهم |
| Bir an durup, şu anda Büyüdüğün evde olmamızın ne kadar acayip bir şey olduğuna odaklansak mı acaba? | Open Subtitles | أيمكننا التمهل لحظة لنقرّ بقدر الجنون الذي نشهده لكوننا ماثلين في البيت الذي تربيتَ فيه؟ |
| İçinde Büyüdüğün dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن عملنا بجد لنجعل هذا العالم مكانا أفضل لك لتكبر فيه |