Hayatının üzerinde büyük etki yapacak bir şey. | Open Subtitles | بشيء أعتقد أنه سيكون له تأثير كبير على حياتك |
Hayatının üzerinde büyük etki yapacak bir şey. | Open Subtitles | بشيء أعتقد أنه سيكون له تأثير كبير على حياتك |
Ayrıca çok sınırlı finansal kaynaklara rağmen, genellikle belli muhalifleri bir araya getirerek, dünya çapında büyük etki yaratan birkaç liderle de tanıştım. | TED | كذلك، التقيت بعدد من القادة الذين لا يسعون إلى الربح رغم أن الموارد المالية جد محدودة، فلقد كان لديهم تأثير كبير في العالم، وغالبا ما كانوا ينجحون في جمع أشخاص على ما يبدو أنهم خصوم. |
Mr. Fischer, NeroPace'teki grubu ve ben obsesif kompulsif bozukluk konusunda Amerika'da ve dünyada büyük etki yaratabileceğimize inanıyoruz. | TED | والسيد فيشر ، ومجموعته في NeuroPace ، و أنا نعتقد أنه يمكن أن يكون لنا تأثير كبير في تحسين الوسواس القهري في أميركا و في العالم. |
Değil mi? İkisi de G-Sıfır'ın temel gerçeğini kabul etmiyor, o da şu ki, ABD zayıflıyor olmasa da Amerikalılar için isteklerini kabul ettirmek hatta küresel düzene büyük etki etmek gittikçe zorlaşıyor. | TED | و لا يدرك أي منهما حقيقة أن العالم أصبح بلا كبار، و أن دور الولايات المتحدة فيه ينقص، وسيصبح أصعب بكثير بالنسبة للأمريكان أن يفرضوا إرادتهم، أو حتى يكون لديهم تأثير قوي، على النظام العالمي. |