Bir şeye bağlanmak ne demek bilirsin. Eee, ne diyorsun? | Open Subtitles | أنت تعرف معني الإلتزام بأمر ما إذا ما قولك ؟ |
On dört yıl önce 2,5'a 3 metrelik bir hücreye bağlanmak zorunda kaldım... ve şimdi de sen bağlılık göstermek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | فأربعة عشرعاما مضت كنت مجبرا على أن أكون ملتزما بزنزانة صغيرة والأن سوف تجبر أنت أيضا على الإلتزام |
Yani sorun bağlanmak istememesi değil bana bağlanmak istememesiydi. | Open Subtitles | اذا ممانعته لم تكن لفكرة الارتباط بل كانت لانه لم يرغب بالارتباط بي |
bağlanmak birine kıskançlığı getirir. | Open Subtitles | ولا تغب عنهم ولا تدع الارتباط بهم يؤدي الى الغيرة |
bağlanmak konusunda kafayı yemek yapacağın tek şeydi ama onu bile düzgün yapamıyorsun! | Open Subtitles | الفزع من الالتزام هو الشيء الوحيد الذي يمكنك فعله ولم تفعله بشكل جيد |
O şeye bağlanmak çok berbat olmalı. | Open Subtitles | لابد ان ذلك مؤلما كونك كنت متصلا بذلك الشيء |
- bağlanmak istiyor. | Open Subtitles | -انه يريد المزيد من الالتزامات |
bağlanmak zordur çünkü yanlış şeye bağlanacak olursak hepimiz olabileceklerden korkarız ama Troy'un yaptığında ayıplanacak bir şey yok. | Open Subtitles | الإلتزام صعب لأننا جميعاً نخاف مما يحصل عندما نكتشف بأننا إلتزمنا بالشيء الخاطيء |
bağlanmak, buraya gelmek ve ortaya çıkarmak... | Open Subtitles | الإلتزام وإحضارها إلى هنا وعمل دعاية لها. |
bağlanmak zorundasınız. | Open Subtitles | هو الإلتزام عليكَ أن تبذل ما في وسعكِ لأجل الفريق |
bağlanmak zorundasınız. | Open Subtitles | هو الإلتزام عليكَ أن تبذل ما في وسعكِ لأجل الفريق |
Neden bağlanmak bir erkek için bu kadar büyük bir problem? | Open Subtitles | لماذا يشكّل الإلتزام معضلةً للرجل؟ |
Bu yüzden hidrolaz nörotoksinlere bağlanmak yerine yenilerini bıraktı. | Open Subtitles | لذا فقام الهيدرولايز بإطلاق السموم العصبية بدلاً من الارتباط بها |
Tabi şimdi ise fazla bağlanmak kötü görünmüyor. | Open Subtitles | بالطبع,والان الارتباط لا يبدو كفكرة سيئة |
Aynı zamanda ben, işleri biraz yavaştan almayı seven bir adamım. Bilirsin, bağlanmak felan. | Open Subtitles | كما أنّي شخصٌ أحبّ النهايات الطليقة التي كما تعلم، لا أحبّ الارتباط. |
Ama sonra yapışkan oldu ve ben bağlanmak istemedim. | Open Subtitles | وهي أصبحت متعلقة بي وأنا لا أحبذ الارتباط |
O zamanlar fazla bağlanmak istenmiyordum. | Open Subtitles | لم اكن ابحث عن الارتباط حينها. |
İşin gerçeği işim haricinde bağlanmak konusunda berbatımdır. | Open Subtitles | الحقيقَة أنني سيءٌ من ناحية الالتزام ما عَدا في عَملي |
"Ortak bir amada bağlanmak" deyince, ortak amacı sevmiyormuşuz gibi anlaşılıyor. | Open Subtitles | - يربطنا؟ - يربطنا هدف مشترك طعم الخطبة طعم الالتزام |
Ya da bana hiçbir biçimde bağlanmak istemiyorsun. | Open Subtitles | ولأنك لا تريد الالتزام معي |
Oh Dianne, şey bu pek iyi olmaz, Dianne'yi ne kadar önemsediğimi biliyorsun, ama tek kişiye bağlanmak için henüz.. | Open Subtitles | ديان أوه، أوه انها ليست جيدة جدا، وديان nemsedii أنت تعرف كيف ، ولكن واحدة فقط لدي حتى الآن أن تكون متصلا .. |
- bağlanmak mı istiyor? | Open Subtitles | -هو يريد المزيد من الالتزامات |