| ve bunlar genellikle size en başında bunun çok seksi olduğunu söyleyen insanlar. | TED | و هؤلاء هم غالبا الأشخاص الذين سيخبروك، بأن الأمر مثير جدا في البداية. |
| Yönetmen Orson Welles hakkında okumuştum işin başında kovmak için birini kiralıyordu böylece herkes patronun kim olduğunu öğreniyordu. | Open Subtitles | أقرأ عن هذا المدير أورسن ويليس الذي في البداية عين شخص ما فقط لطرده ثم الكل يعرفون من الرئيس |
| Oğlu için hazırlanacak yeni maiyet, Hampton Sarayı'nda olacak ve başında ben olacağım. | Open Subtitles | سيتم أنشأ بيت خدم جديد له في هامبتون كورت وأنا على رأس ذلك |
| Neden mi? 2000'lerin başında daha yüksek oranda güvenilir insana sahip ülkelerin refah düzeylerinin daha fazla olduğunu göstermiştim. | TED | لماذا؟ لقد تبين لي في بداية هذه الألفية ان الدول التي لدى سكانها نسبة ثقة مرتفعة هي الأكثر إزدهاراً |
| Eğer Kilisenin başında olursanız ki olmanız gerekir tüm zenginlikler sizin olur. | Open Subtitles | ولو أصبحت رئيس الكنيسة فتلك الثروات ستكون من نصيبك. |
| Sör David Smith'in tüm ailesini boğduğu küvetin yanı başında dişlerimi fırçaladım. | Open Subtitles | وفرشت أسناني بجانب الحوض الذي أغرق فيه السيد ديفيد سميث عائلته بالكامل |
| Vazife başında balık yakalamak ya da uyku zamanı koşmak! | Open Subtitles | صيد السمك أثناء الخدمة, او القيام بالعمل اثناء وقت النوم |
| Anlaşılan bir analist olarak bilgisayar başında sıkışıp kalmam onları etkilemiş. | Open Subtitles | أعتقد أن طيلة فترة جلوسي خلف الحاسوب كمحلل تثير إعجابهم حقًا |
| başında ben de gülüyordum ama sonra çok süratli gitmeye başlamıştık. | Open Subtitles | كنت أضحك أنا أيضاً في البداية وبدأنا في الأسراع بصورة كبيرة |
| başında ben de gülüyordum ama sonra çok süratli gitmeye başlamıştık. | Open Subtitles | كنت أضحك أنا أيضاً في البداية وبدأنا في الأسراع بصورة كبيرة |
| En başında hayır demeliydim. - Ne aptalım. - Sana söylemiştim. | Open Subtitles | كان عليَّ أن اقول لا من البداية, يا لي من غبية. |
| Doğru malzemeler olmadan evden ayrılmıyorsun ve bu listenin en başında yiyecek var. | Open Subtitles | أنت لايجب أن تغادر المنزل بدون الإمدادات اللازمه. وعلــى رأس هذه القائمه الطعام. |
| William oğlunun başında bir elmayı okla vurmayı başaramazsa oğlu idam edilecekmiş. | TED | حيث كان سيُعدم ابنه إلا إذا استطاع أن يصيب تفاحة فوق رأس ابنه |
| Ve bu projenin başında insanların gezegende etki ettikleri yerlere odaklanmak için bu muhteşem teknolojiyi kullanmaya karar verdim. | TED | وقررت في بداية هذا المشروع أنني سأستخدم هذه التكنولوجيا الفائقة للتركيز على الأماكن التي يتأثر بها الناس نحو الكوكب. |
| başında sizin bulunduğunuz ülkedeki en güçlü mafya örgütünde yeralmaktaymış. | Open Subtitles | و قد شهد أنك رئيس واحدة من أقوى عائلات المافيا فى البلاد |
| Sör David Smith'in tüm ailesini boğduğu küvetin yanı başında dişlerimi fırçaladım. | Open Subtitles | وفرشت أسناني بجانب الحوض الذي أغرق فيه السيد ديفيد سميث عائلته بالكامل |
| Ancak kimse bunlara dair bir anket yapıp şunu anlamaya çalışmadı: Bunlar bilgisayarın başında oturma kullanıcı deneyimini aslında nasıl etkiliyor? | TED | لكن لم يقم أحد باستبيان منهجي لهذه الأشياء وحاول اكتشاف: كيف يقومون فعلياً بالتأثير على تجربة المستخدم أثناء جلوسه أمام الحاسوب؟ |
| Dikiş makinelerinin başında oturan kadınlara çok benzerdi. | TED | لقد كانت لحد كبير تشبه أؤلئك النسوة الجالسات خلف ماكينات الخياطة. |
| 70'lerin başında bir zamanda kızıma bir karınca çiftliği satın aldım. | Open Subtitles | .. ذات مرة في أوائل السبعينيات قمت بشراء مزرعة نمل لابنتي |
| Bütün gün pencerenin başında oturup biri kılını kıpırdatsa bizi arar. | Open Subtitles | يجلس أمام نافذته كلّ يوم ويتّصل بنا كلّما شاهد أحداً يتحرّك |
| Aklı başında bir adam, ona doğru gelen bir arabadan nasıl kurtulamaz ki? | Open Subtitles | لم أقصد أن أصدمه يا سيدى حسنا , كيف رجل بكامل قواه العقلية |
| Susic yıllardır Roda'nın başında ama şu ana kadar Amerika'da hiç ortaya çıkmamıştı. | Open Subtitles | سوزيك يدير الروضه منذ سنوات ولكنه لم يظهر فى أمريكا قط حتى الآن |
| Önemli olan işin başında ya da otoriteyi sağlayan olmanız değil. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بإظهار أنك المسؤول أو استعرض نوعٍ من السلطة |
| Elbette tüm örgütler böyle bir listenin en başında olmak isterler. | TED | بالطبع , كل منظمة تريد أن تكون في قمة القائمة . |
| Şirektin başında olması şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | إلى اللقاء. لا عجب في أنها رئيسة الشّركة. |
| Benden önce Boston'a döneceksin, şöminenin başında oturup, Hawthorne okuyacak, kahve içeceksin. | Open Subtitles | ستعود إلى بوسطن قبلي تجلس بجوار النار تقرأ لهوثورن و تشرب القهوة |