| Ama hiç biri hiç biri Beni bu hayvanın soktuğu durumla karşılaştırılamaz. | Open Subtitles | لكن، لم أجد واحداً، حتى و إن بدأنا بمقارنة ما فعله بي هذا الحيوان |
| Beni bu sabah aradı, onunla şehir merkezinde buluşacaktım. | Open Subtitles | لقد إتصلت بي هذا الصباح وكان علي لقائها وسط المدينة |
| Beni bu güzel yere çağırmanın iyi bir nedeni vardır umarım. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أن هناك سبب جيد لسحبي إلى هذه المؤسسة الساحرة |
| Beni bu hâle sokmak zorunda mıydın? | Open Subtitles | لا أتصل بها ولا أجيب على إتصالاتها أنت من وضعني في هذا الموقف أنت عديم القيمة أبي. |
| - Beni bu işten almalısın. - Seni bu işten almalı mıyım? | Open Subtitles | ـ يجب أن تخرجني من هذا الأمر ـ يجب أن أخرجك من هذا الأمر؟ |
| Neden Beni bu kültürle alakası olmayan yere getirdiniz? | Open Subtitles | لماذا جلبت لي إلى هذا المكان الثقافي لا المعرضة للجميع؟ |
| Madem Beni bu kadar önemsiyorsun. | Open Subtitles | هذا إن كنت تكترث لأمري بهذا المقدار |
| Beni bu yüzden mi buraya çağırdın? | Open Subtitles | لهذا السبب جلبتني إلى هنا، أليس كذلك؟ لقتلي؟ |
| Hanginiz Beni bu hale getirdi? | Open Subtitles | من منكم جعلني أبدو هكذا على ما انا عليه ؟ |
| Bu konuda herhangi bir sorunla karşılaşırsan Beni bu numaradan ara. | Open Subtitles | رجاءً إتصل بي على هذا الرقم إذا كنت تواجه أي مشكلة |
| Önce Beni bu partiye sürükledin, şimdi de götürmeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | أولا تجرني إلى هذه الحفلة. والآن تريد أن تجرني خارجا منها؟ |
| Beni bu hale kendisinin getirdiğini bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريده أن يعلم أنه من حولني لهذا الشكل |
| Evet, Beni bu hale getiren iyi adam sensin. | Open Subtitles | آجل, أنت هو الرجل الجيد الذي فعل بي هذا |
| Beni tanımadın ama Beni bu hale getiren sendin. | Open Subtitles | أنتِ لمْ تتعرفي عليّ... بالرغم من إنّها أنتِ من فعلت بي هذا |
| Beni bu hale getiren doktor Claire'in de yardımıyla tekrar aynısını yaptı ve iyileştim. | Open Subtitles | الطبيب الذي فعل بي هذا, فعلها ثانية, بمساعدة "كلير", وتحسنت. |
| Beni bu sabah aradı! | Open Subtitles | أتصل بي هذا الصباح |
| - Beni bu sabah aradılar. | Open Subtitles | إتصلوا بي هذا الصباح |
| Beni bu ülkeye getiren de bu tip ilham verici hikayelerdi. | Open Subtitles | فتلك القصص الملهمة هى من حملنى على المجئ إلى هذه الدولة |
| Bunun hakkında derinlemesine düşüneceğim ve Beni bu noktaya ne getirmiş düşünüp bulacağım. | Open Subtitles | سأقوم بالتفكير بذالك ملياً و التفكير في الشيئ الذي قادني إلى هذه الدرجة |
| Beni bu işe de o soktu zaten biliyorsun | Open Subtitles | أعني، أنه هو من وضعني في هذا العمل. لا داعي أن أخبرك هذا. |
| Beni bu işten kurtarman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تخرجني من هذا الشيء |
| Tabi, eğer Beni bu klübe zıplatırsan. | Open Subtitles | إذا كنت ترتد لي إلى هذا النادي. |
| Winston'un Beni bu kadar önemsediğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن (وينستون) يهتم . لأمري بهذا القدر |
| Beni bu yüzden mi getirttiniz buraya? - Programımı aşağılamak için mi? | Open Subtitles | حسناً، ألهذا السبب جلبتني إلى هنا، لتُهيني برنامجي؟ |
| Hanginiz Beni bu hale getirdi? | Open Subtitles | من منكم جعلني أبدو هكذا على ما انا عليه ؟ |
| Pekâlâ Sandy, işlerini ayarla ve bu akşam, Beni bu numaradan ara. | Open Subtitles | حسناً، ادخل انت واتصل بي على هذا الرقم الليلة |
| Beni bu gece bir kulübe sürüklemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعها تجرني معها للخروج لأحد النوادي الليلة |
| Beni bu canavara sen mi çevirdin? | Open Subtitles | -أنت من حولني لهذا الوحش؟ |