| Ne kadar bildiğinden emin değilim ama her şeyi bulana kadar durmayacak. | Open Subtitles | أنا لست متأكد من حجم ما يعرفه و لكنه لن يتوقف حتى يعرف كل شئ |
| "İnsan bildiğinden şaşmamalı." değil mi? | Open Subtitles | على المرء أن يعيش في مكان يعرفه ، صحيح ؟ |
| Halkın bildiğinden çok daha fazla kurnazsınız. | Open Subtitles | أعتــقد أنكِ أذكى بكثير ممـــا يعرفه العـــامة |
| Herhalde bunun ne kadar büyük bir hata olacağını bildiğinden. | Open Subtitles | من المحتمل أنها تعرف بأن ذلك سيكون خطأً فادحاً |
| Buranın ayakta kalması için bildiğinden çok daha fazla önemlisin. | Open Subtitles | أهمّيتك في تماسكِ هذا المكان أكبر مما تتصور |
| bildiğinden emin değilim; ama sevdiğim kişi öldü. | Open Subtitles | أنا لا ادري إن كنت تدري بأن الشخص الذي أحببته قد رحل |
| Kızarmış et konusunda çok şey bildiğinden emin. | Open Subtitles | من المؤكد أنّه يعلم الكثير عن اللحم المشوي |
| Hâlâ yüzbaşının bildiğinden ve öğrendiği zamandan emin değiliz. | Open Subtitles | لا زالنا غير متأكدين مما يعرفه الكابتن ومتي عرفه |
| Ben de dürüst bir adamın gözlerine, herkesin bildiğinden daha çok güvenirim. | Open Subtitles | وأنا أثق بعين الرجل النزيه أكثر من ثقتي بما يعرفه الجميع. |
| Ben de dürüst bir adamın gözlerine, herkesin bildiğinden daha çok güvenirim. | Open Subtitles | وأنا أثق بعينيّ رجل صادق أكثر مما أثق بما يعرفه الجميع |
| Sözünü etmedim, çünkü Bay Wendice'in bu ilişkiyi bildiğinden emin değildim. | Open Subtitles | أنا لم أذكر هذا الكلام لأني لم أكن متأكد " من مقدار ما يعرفه السيد " وينديس |
| Irina, Mikhail'in bağırdığını ve SVR'ın bildiğinden daha fazla sırrı çaldığını söylerek son anda bir anlaşma yapmaya çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | قالت إيرينا إنّ ميخائيل كان يصرخ، في محاولة منه لإبرام اتفاق في اللحظة الأخيرة، مُدّعياً سرقته أسرار أكثر مما يعرفه جهاز الاستخبارات الروسية الخارجية. |
| Annem hepimizin bildiğinden daha hastaydı. | Open Subtitles | أمي كانت أكثرُ مرضاً مما يعرفه أيٌ منا |
| Bunu yazdığımı bildiğinden hiç haberim yoktu. | Open Subtitles | أنا لم أكن أعلم أنها تعرف أنني أكتب رواية |
| Biz sadece bildiğinden emşn oluyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نتأكد من أنها تعرف ما نعرف |
| Onlara olan sorumluluğunu bildiğinden çok anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم مسؤليتك تجاه الرجال أكثر مما تتصور |
| Çünkü asıl gerçek bu dok, herkesin bildiğinden daha önemli. | Open Subtitles | لأن الحقيقة الفعلية هي هذا المستند له أهمية أكثر مما تتصور. |
| bildiğinden emin değilim ama sevdiğim kişi öldü. | Open Subtitles | أنا لا ادري إن كنت تدري بأن الشخص الذي أحببته قد رحل |
| Çünkü olacakları bildiğinden eminim. | Open Subtitles | هل هناك أحدٌ يستجوبه؟ لأنّي متيقِّن أنّه يعلم بما يحدث. |