Babamın yarın ki atsız araba gezisine gelmeme sebebini bilmiyorsundur sanırım? | Open Subtitles | أعتقد أنك لا تعرفين لماذا لا يريد أبى القيام بالرحلة بهذه العربة بدون الأحصنة غداً ماذا تعنى ؟ |
Sierra'ların tepesinden bakınca, neler görünüyor bilmiyorsundur. | Open Subtitles | أراهن أنك لا تعرفين ماذا يمكنك أن تري عندما تنظرين من الجبال |
Tamam, belki bilmiyorsundur. Ama benim için | Open Subtitles | حسناً ، ربما لا تعرفين كيف يبدو ذلك، لكنه يبدو هكذا بالنسبة لي |
Muhtemelen bilmiyorsundur çünkü o orospu çocuğu baban söylememiştir. | Open Subtitles | ربما لاتعلم هذا لأن أبيك اللعين لم يخبرك.. |
Bir ay uzmanı olarak oynamadığından bunu muhtemelen bilmiyorsundur, ama kurt adamlar sadece geceleri çıkarlar. | Open Subtitles | طبعا أنتِ تجهلين ذلك، لأنك لم تتقمصي ابدا ذلك الدور، لكن الذئب المتحوّل لا يظهر إلا في الليل. |
Ve ayrıca, belki sen de içten içe oldukça sertsindir ve daha bilmiyorsundur. | Open Subtitles | وأيضاً لرُبما سراً, أنتِ قوية جداً أنكِ لا تعلمين ذلك |
Beni tanımıyorsun. Eminim bir ailem olduğunu da bilmiyorsundur. | Open Subtitles | أنت لا ترى و لا تهتم بما لدي أراهن أنك لا تعرف أن لدي عائلة |
Ama eminim o madenin şu an toksik atık deposu olarak kullanıldığı bilmiyorsundur. | Open Subtitles | ولكنني أراهن بأنك ولكنك لا تعرفين انهم يستخدمونه الآن مكباً للنفايات السامه |
Yani sende benimle nasıl başa çıkacağını bilmiyorsundur. | Open Subtitles | أعني، أنت لا تعرفين كيف تتعاملين معي أيضاً |
Çünkü eminim benim hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyorsundur. | Open Subtitles | لأنني على يقين بأنك لا تعرفين أي شيء عن حياتي. |
Ve deyim yerindeyse, olabilir ki... ne bildiğini bilmiyorsundur. | Open Subtitles | وربما يكون.. لو كان لى ان اقول بأنك لا تعرفين ما هو الذى تعرفيه |
Belki de şu anda yanında polisin olduğunu da bilmiyorsundur. | Open Subtitles | ...ربما , وربما لا تعرفين أيضاً أن ضابط الشرطة معك الآن , أمامك |
Bunun hakkında bir şey bilmiyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | إنكِ لا تعرفين شيئاً عن هذا، أليس كذلك؟ |
Maaşının nerden geldiğini bilmiyorsundur diye söylüyorum, Talon bana ait. | Open Subtitles | في حال أنك لا تعرفين من أين تحصلين على الراتب، فأنا أملك "التالون" |
Ama sen muhtemelen bunu bilmiyorsundur. | Open Subtitles | لكنك ربما لا تعرفين شيئاً من هذا القبيل |
Ama sen o nedir bilmiyorsundur değil mi? | Open Subtitles | ولكنكِ لا تعرفين أي شيء عن هذا ، صحيح؟ |
Belki de oyunu nasıI oynayacağını bilmiyorsundur. | Open Subtitles | ربما فقط لاتعلم كيف تقوم بالدور |
Eminim bunu hiç bilmiyorsundur. | Open Subtitles | الآن عرفتُ أنك لاتعلم شيء في الغناء |
Ya da belki neden bu kadar nefret ettiğini bilmiyorsundur. Belki sen busundur. | Open Subtitles | ربما تجهلين سبب الكراهية التي بداخلك ربما هكذا هي طبيعتك |
Bu senin gerçek ismin, belki bilmiyorsundur. | Open Subtitles | ذلك هو اسمك الحقّ في حال كنت تجهلين. |
Sadece henüz bilmiyorsundur. | Open Subtitles | لا تعلمين ذلك |
Tabi sen Latince bilmiyorsundur? | Open Subtitles | أراهن أنك لا تعرف أى لاتينيه اليس كذلك ؟ |