| Bu bir başarı, Joel. Senden korkan biri var. | Open Subtitles | إنه إنجاز يا جول لديك من يخاف منك |
| Muhteşem bir başarı, sevgili arkadaşım. Al bir puro yak! | Open Subtitles | إنه إنجاز عبقري تفضل ياصديقي سيجار ؟ |
| Dört tane uzay aracımız vardı, ikisi Mars'ın etrafında, ikisi yüzeyde, muhteşem bir başarı. | TED | بواسطة أربع مركبات فضائية .. إثنان منها دارت حول الكوكب وإثنان هبطت عليه كان إنجازاً رائعاً |
| Bu hapishanenin baştan aşağı bir başarı abidesi olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد أن الغرض من كل هذا هو هذا النجاح الذي حققه هذا السجن |
| Büyük bir başarı. | TED | إنه إنجاز إلى حد ما. |
| Olağanüstü bir başarı. | TED | إنه إنجاز مذهل. |
| Olağanüstü bir başarı. | Open Subtitles | إنه إنجاز مدهش. |
| Yani, 10. yüzyıl insanları için olağandışı bir başarı. | Open Subtitles | لذا كان هذا إنجازاً عظيماً لأناس القرن العاشر |
| Hepsini bağımsız olana kadar büyütebilirse, ender bir başarı elde etmiş olacak. | Open Subtitles | إن استطاعت تربيتهم إلى أن يستقلّوا بأنفسهم، سيكون إنجازاً نفيساً |
| O yüzden hâlâ nefes alabiliyor olman bunun büyük bir başarı olduğunu gösterir. | Open Subtitles | حقيقة أنك وأبوس]؛ إعادة لا يزال يتنفس يجعل هذا النجاح. |
| Bilincinde olunmayan bir başarı söz konusu fakat klasik olarak ikinci albüm sendromu var tabii. | Open Subtitles | إنه يمتلك حيوية داخلية غير واعية .. وأنت لا لذا بالطبع، هناك ألبوم ... ثاني متزامن و الذي |
| - Çok güzel bir başarı, Kaptan ve layıkıyla tasdik edilmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | هذا إنجاز رائع, قبطان - أمر يستحق الأعتراف الكافى |
| İyi haber, işte burada yerine getirebileceğimiz bir prosedür var ki çok büyük bir başarı oranı var. | Open Subtitles | و الأخبار الجيده هى وجود اجراء يمكن ان نقوم به... ...هنا و الذى له نسبة نجاح ساحق. |
| Onlar Ruanda'daki, maddi olarak, en değerli şeyler bu yüzden sınırın bu tarafında, onları korumak büyük bir başarı. | TED | إنهم في الواقع من أكبر صناع المال في رواندا، وعلي هذا الجانب من الحدود، يُعد الحفاظ عليها نجاحًا كبيرًا. |
| Ne büyük bir başarı. Hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | يا له من إنجاز أعني، هل يمكنك تصور ذلك ؟ |
| İnsanlar bunun tek gecede elde edilmiş bir başarı olduğunu düşünebilir ama kabul edilmemin sebebi bundan önce 17 yıldır, hayatı ve eğitimi çok ciddiye almam. | TED | قد يظن الناس أن هذا نجاح بين عشية وضحاها، ولكن هذا حدث لأنني لمدة 17 عاما قبل ذلك، أخذت الحياة والتعليم على محمل الجد. |
| Günü sorunsuz geçirmek bile sizin için büyük bir başarı. | Open Subtitles | مجرد الصمود كل يوم هو إنجاز هائل لكم جميعاً. |
| Kazandığınız zafer akla gelmeyecek bir başarı. | Open Subtitles | ما حققتوه هو النصر الداخلي |
| Ben gece bir başarı olduğunu sadece mutluyum. | Open Subtitles | أنا ممتنة فقط أن الليلة كانت ناجحة |
| Ve sadece birkaç gün oldu ve bu büyük bir başarı değil. | Open Subtitles | و لقد مرّ يومان فقط وهذا ليس إنجازٌ كبير |
| Claire şirketteki ilk projesini ele alıp büyük bir başarı sağladı. | Open Subtitles | ترأست (كلير) قيادة أول مشروع لها في الشركة و قد أنجزت شيء كبير |
| Ama dürüst olmak gerekirse, bunu kısmi bir başarı saydım. | TED | ولكن انا اعتبر نفسي حقيقة انني حققت نجاحاً جزئياً في هذا الخصوص |