| Bu, şeytani yöneticiler tarafından uzak bir gezegenden nasıl getirildiklerini anlatıyor. | Open Subtitles | يقول بأنهم جلبوا هنا من كوكب بعيد من قبل الحكام الشريرين |
| O başka bir gezegenden gelmiyordu. Sadece öfkeli ve deliydi. | Open Subtitles | لم يكن من كوكب آخر لقد كان مجرد رجل مجنون |
| Aktif duruma geçtiğinde, bir gezegenden diğerine anında aktarım mümkün olur. | Open Subtitles | بمجرد تفعيلها لديها القدرة على النقل من كوكب لآخر على الفور |
| Başka bir gezegenden bir diğerine gitmemize izin veren uçan şey. | Open Subtitles | مركبة طائرة تمكننا من الحركة من عالم لآخر |
| Onlar ekip olarak dev bir gezegenden kaynaklanan uzun vadede salınım yapan bir yıldız arıyorlardı. | Open Subtitles | كان فريقهما يبجث عن الاهتزازات المتوقعة ذات المدى الطويل الناجمة عن كوكب عملاق |
| Bak, madem uzak bir gezegenden geldin, bize bir iyilik yapar mısın? | Open Subtitles | انظري، إذا كنت فعلاً من كوكب بعيد، لمَ لا تسدينا معروفاً ؟ |
| Ama cidden yani başka bir gezegenden gelenlerle takılmayı kim istemez ki? | Open Subtitles | أعني حقاً، من لا يرغب في التسكع مع شخص من كوكب آخر؟ |
| Yakın zamanda ziyaret ettiğimiz bir gezegenden topladığımız bir çeşit meyve. | Open Subtitles | أنه نوع من الفاكهة لقد جمعناه من كوكب قمنا بزيارته مؤخراً |
| Bu yaratıklar başka bir gezegenden ama kimse farkına varmıyor. | Open Subtitles | هذه المخلوقات من كوكب اخر لكن لا أحد يدرك ذلك |
| Bu yaratıklar başka bir gezegenden ama kimse farkına varmıyor. | Open Subtitles | هذه المخلوقات من كوكب اخر لكن لا أحد يدرك ذلك |
| Küçük mavi bir gezegenden evrenimizin ufacık, bilinçli parçaları uzayı teleskoplarla gözetlemeye başladılar ve mahçup edici bir şey keşfettiler. | TED | من كوكب صغير أزرق، بدأت أجزاء صغيرة واعية من عالمنا تحدق بالكون باستخدام التلسكوبات، تكتشف شيئاً بتواضع. |
| bir gezegenden bir diğerine taşınmak inanılmaz derecede zordur. | TED | إنه من الصعوبة بمكان الإنتقال من كوكب لآخر |
| Ayrıca bazılarına göre iklim krizinde çocuklar hakkındaki bu tartışma başka bir gezegenden gibi görünebilir. | TED | ويعد هذا النقاش عن الأطفال والأزمة المناخية بالنسبة للبعض كما لو إنه جاء من كوكب آخر |
| Beni başka bir gezegenden diğerine götürecek kadar iyi sonuç verdi. | Open Subtitles | اراها تعمل بشكل جيد بما فيه الكفاية للانتقال بي من كوكب إلى آخر. |
| Mahkemenin hoşuna gidebilir, bu yaratık başka bir gezegenden gelmiş olamaz. | Open Subtitles | أتسمح لي المحكمة الموقرة أن نفترض أن هذا المخلوق لم يأتينا من كوكب ثان |
| Ancak başka bir gezegenden gelmediyse öyleyse mutlaka bizimkinden ortaya çıktı. | Open Subtitles | ، لكنه في حال لم يأتي من كوكب ثان فمن المؤكد أنه برز من منطقتنا |
| Bizi o mayıs sabahı normal insanların arasında caddede şaşkın şekilde yürürken düşünsenize, ...başka bir gezegenden gelmiş gibiydik, diyor. | Open Subtitles | تصور حالنا في ذاك اليوم المشمس مذهولين لتواجدنا في الشارع مع عامة الناس لقد أتينا من كوكب اخر |
| Bence ölümsüz. Sanırım başka bir gezegenden gelen bir uzaylı. | Open Subtitles | أظن انه خالد ، أظن انه كائن فضائى من عالم آخر |
| - Hayır. Ronon Sateda isimli bir gezegenden tek kurtulan kişi. | Open Subtitles | رونون هو الناجى الوحيد من عالم يدعى ساتيدا. |
| Dr. Broone, Rush'ın veri tabanında bulduğu bir gezegenden bahsetti. | Open Subtitles | دكتور (بون) اخبرني عن كوكب اكتشفه (راش) في قاعدة البيانات. |
| Bizimkinin dışında, başka bir gezegenden olan bir şey. | Open Subtitles | لنفترض أن يكون من مختلف كوكب في الفضاء الخارجي. |
| İnsanlar yıllar boyunca başka bir gezegenden gelen eşleriyle vakit kaybederler. | Open Subtitles | يتأسى الناس على سنوات كثيرة مع شركاء واضحاً أنهم من كوكبٍ آخر |