"bir kavanoz" - Traduction Turc en Arabe

    • علبة من
        
    • عبوة
        
    • برطمان واحد من
        
    • علبة كبيرة منها
        
    • جرة
        
    • برطمان من
        
    • بمرطبان من
        
    Hey Dr. C, dolapta meyve parçacıklarından oluşan bir kavanoz buldum. Open Subtitles لقد وجدتُ علبة من الأناناس المقطع في الخزانة
    Ona bir kavanoz kuru bezelye vereyim. Open Subtitles سأعطيه علبة من البازلاء الجاهزة
    Sinan, yavrum! Şöyle bir kavanoz. Open Subtitles سنان جد عبوة بهذا الحجم، نظفها وخذها إلى خالتك
    bir kavanoz çekirdeksiz frambuaz reçeli ve bir rulo, kapitone, lanolinli tuvalet kağıdı. Open Subtitles برطمان واحد من مربى التوت بدون بذور ومسهل خفيف ولفة واحدة من ورق الحمام المبطن باللانولين
    Kız kardeşim bir süre önce bana bir kavanoz almış. Open Subtitles لقد أحضرت لى أختى علبة كبيرة منها منذ فترة
    Ben son kullanma tarihi 2014'te dolan bir kavanoz zeytin yedim. Open Subtitles لأنني تناولت جرة بأكملها من الزيتون الفاسد المنتهي الصلاحية في 2014
    Hayır, tamam. sadece bir kavanoz hardal yedim. Open Subtitles لا ،لا بأس تلقيت للتو برطمان من المسطردة
    Çocukluğunu hatırlar mısın, annen seni sinemaya gönderir bir kavanoz reçel ve bir kaşıkla? Open Subtitles أتتذكرين حين كنتِ طفلة و كانت أمكِترسلكِإليالسينما... بمرطبان من المربي... و ملعقة صغيرة ؟
    Oh, bu arada, Bende bir kavanoz fıstık gevreği var. Open Subtitles بالمناسبة معى علبة من الفول السودانى
    Bu bir boya fırçası, bu da Grace'in odası için bir kavanoz dolusu eflatun rengi. Open Subtitles هذه فرشاة رسم وهذه علبة من الخزامي "لغرفة نوم "غرايس
    - bir kavanoz toprak bu. Open Subtitles هذه علبة من الوسخ نعم
    Bay Shue, neden elinizde bir kavanoz fıstık ezmesi ve bir tane kaşık var. Open Subtitles سيد (شو) لماذا تحمل علبة من زبدة الفستق مع ملعقة واحدة ؟
    Şundan küçük bir kavanoz bana ayarlasan? Open Subtitles هل يمكنك أن تعطيني عبوة صغيرة منه ؟
    Boş bir kavanoz da olur. Open Subtitles عبوة فارغة ستفي بالغرض
    Boş bir kavanoz da olur. Open Subtitles عبوة فارغة ستفي بالغرض
    bir kavanoz çekirdeksiz frambuaz reçeli ve bir rulo, kapitone, lanolinli tuvalet kağıdı. Open Subtitles برطمان واحد من مربى التوت بدون بذور ومسهل خفيف ولفة واحدة من ورق الحمام المبطن باللانولين
    Kız kardeşim bir süre önce bana bir kavanoz almış. Open Subtitles لقد أحضرت لى أختى علبة كبيرة منها منذ فترة
    Ben son kullanma tarihi 2014'te dolan bir kavanoz zeytin yedim. Open Subtitles لأنني تناولت جرة بأكملها من الزيتون الفاسد المنتهي الصلاحية في 2014
    Bir keresinde bir kavanoz mayonez yemiştim. Open Subtitles لقد أكلت من قبل برطمان من المايونيز
    Elinde kelebek dolu bir kavanoz vardı. Open Subtitles كان ممسكا بمرطبان من الفراشات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus