"bir neden" - Traduction Turc en Arabe

    • سبباً
        
    • هناك سبب
        
    • أي سبب
        
    • سبب واحد
        
    • في سبب
        
    • سبب مقنع
        
    • هنالك سبب
        
    • يوجد سبب
        
    • سببا واحدا
        
    • سببٌ
        
    • أيّ سبب
        
    • من سبب
        
    • وهذا سبب
        
    • لديّ سبب
        
    • لديها سبب
        
    Ve ben bunun içmek için yeterli bir neden olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles وأنا دائماً إعتقدتُ ذلك و كَانَ سبباً بما فيه الكفاية للشُرْب
    Ve ben bunun içmek için yeterli bir neden olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles وأنا دائماً إعتقدتُ ذلك و كَانَ سبباً بما فيه الكفاية للشُرْب
    Peki, büyülü bir neden olmuştur olmayabilir, ama bir nedeni kesinlikle vardı. Open Subtitles حسناً ، ربما لم يكن هناك سبب سحري لكن بالتأكيد هنالك سبب
    Alan, oğlunun senin hatalarından ders almaması için bir neden yok. Open Subtitles الين ، ليس هناك سبب يمنع أبنك أن يتعلم من أخطائك
    Bu gerçekten önemli, çünkü teknolojinin geldiği bu seviyede fiziksel bir alete uyum sağlamamız için bir neden yok. TED وهذا هو المهم حقا ، لأنه لا يوجد أي سبب في أيامنا و عصرنا هذا أن نتقيد بجهاز مادي
    O halde Balhae'ye gitmem için bana iyi bir neden söyle. Open Subtitles اذا قولي لي سبب واحد لماذا يجب أن أذهب إلى بلهاي
    - O zaman onlara peşime düşmeleri için bir neden vermeyeceğim baba. Open Subtitles حسنا عندئذ لن اعطيهم سبباً يشعرهم ان عليهم ان يتعقبونا يا ابي
    Bu yüzden bu gece geç kalıp ona bir neden vermek istemiyorum. Open Subtitles لذا لا أريد أن أتأخر الليلة . و أعطيه سبباً لذلك حقاً
    O zaman, bana göre daha iyi bir neden bulmalısınız. Open Subtitles إذاً أعتقد أنّه من الأفضل أن تجد سبباً وجيهاً جدّاً.
    Merak ettim de dün akşam dışarıya sadece hava almak için mi çıktın, yoksa başka bir neden var mıydı? Open Subtitles لقد كنت أتساءل فقط هل حقاً ذهبت للخارج لاستنشاق الهواء النقي الليلة الماضية ؟ أو كان هناك سبب آخر ؟
    Tabiikide, güzel bir neden olduktan sonra size karşı gelecek değiliz. Open Subtitles بالطبع ليس لدينا أيّ اعتراض للتعاون إن كان هناك سبب جيّد.
    Eline geçince onu sağ bırakması için bir neden olmayacak! Open Subtitles عندما يتسلمه ، ليس هناك سبب لإبقائها على قيد الحياة
    Ülkemde seyahat eden bir Hintliyim. Belâ için bir neden yok. Open Subtitles أنا هندي أسافر في بلدي و لا أرى أي سبب للمشاكل
    Ve eğer çiçek gönderirsek gitmemizi gerektiren bir neden görmüyorum. Open Subtitles وطالما سنُرسلُ الزهورَ، لا أعتقد بوجود أي سبب يدفعنا للذهاب
    Ofisimden çıkarken gayet aklı başında idi. Şüphelenmek için bir neden yoktu Open Subtitles كان متماسكا تماما عندما غادر مكتبى ولم يكن لدى أي سبب للشك
    Ve umut için bir neden varsa eğer, bunu nasıl ifade ederdin? TED وإذا كان هناك سبب واحد للأمل، كيف ستعرض ذلك؟
    Ama kaynağı senden gelen bir haberi yazmam için iyi bir neden göremiyorum. Open Subtitles ولكنني لا أستطيع أن أفكر في سبب وجيه يجعلني أنشر أي شيء تعطيني إياه
    Bu silahı vermemek için mücadele etmemem için iyi bir neden söyle. Open Subtitles أعطني سبب مقنع يمنعني من المحاربة من أجل عدم إعطائك للبندقية
    Kimseden korkmamız için bir neden kalmadı. O adamın elinde hiçbir delil yok. Open Subtitles لا يوجد سبب للخوف من أي شخص هذا الرجل ليس لديه دليل ضدنا
    Bu konuşmaya, yukarıda, daha fazla içki ve daha az kıyafetle yapmamamız için geçerli tek bir neden söyle? Open Subtitles اعطني سببا واحدا مقنعاً لماذا نحن لايتعين علينا مواصلة هذه المحادثة في الطابق العلوي مع مشروبات اكثر
    Bu yaşaman için daha büyük bir neden, hatırladın mı? Savaşmak için, hatırladın mı? Open Subtitles و هذا سببٌ إضافي لبقائكَ حياً، أتذكُر، لتُقاتِل، أتذكُر؟
    Bu konuda gerçegi bana söylememen için bir neden var m? Open Subtitles هل هناك أيّ سبب يمنعك من قول الحقيقة عن ذلك
    Bu çekirdek şekil ile başlamak için özel bir neden yok, istediğimiz bir çekirdek şekil ile başlayabiliriz. TED و ليس هنالك من سبب معين للبدأ بهذا الشكل الأساسي, بامكاننا البدأ بأي شكل أساسي نريد.
    Bu o makineyi kafanda parçalamam için yeterli bir neden mi? Open Subtitles وهذا سبب كاف لجعل هذا الكاميرا تمثال فوق رأسك
    Belki onu sevmem için bir neden yok ama seviyorum. Open Subtitles ربّما ليس لديّ سبب لمحبّة ذلك الشاب, إلا أني أحبّه
    Bir şeyler sakladığımızı düşünmesini gerektirecek bir neden yok yani. Open Subtitles حسناً ، ليس لديها سبب لإفتراض اننا نخفي شئ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus