Tanrım, Bunu söylerken tıpkı annene benziyorsun. | Open Subtitles | الله، أنت تبدو تماما مثل أمك عندما تقول ذلك. |
- En azından Bunu söylerken yüzüme bakabilirsin. | Open Subtitles | ستيف، بإمكانك علي الأقل النظر لي عندما تقول ذلك |
Bunu söylerken, senin de benim için aynı şeyi düşündüğünü iyi biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أقول هذا وأنا أعرف تماماً أنك تشعرين بالأمر ذاته حيالي |
Peki yalancı, ama Bunu söylerken biraz geri gittin. | Open Subtitles | حسناً أيّتها الكاذبة، لكنّكِ تراجعتِ قليلاً عندما قلتِ ذلك. |
Bunu söylerken gözlerime bakabilirsin. | Open Subtitles | تعلمي كم يسعدني سماع ذلك منك |
Kesinlikle en güzel halimiz. Birbirimize Bunu söylerken... | Open Subtitles | بالتأكيد كذلك، ألا تحبين كيف يمكننا أن نقول هذا لبعضنا البعض |
Bunu söylerken bana bakmayabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن لا تنظر الي وأنا أقول ذلك |
Politik bir sümüklü böcekti, ve Bunu söylerken utanmadım. | Open Subtitles | كانت سياسية سيئة، وأنا لست خجلا من قول ذلك. |
Olmadı. Bunu söylerken suratının ne kadar çirkin olduğunu gördün mü? | Open Subtitles | لا , ألا تري كيف كان منظرك قبيحا عندما قلت ذلك |
- En azından Bunu söylerken yüzüme bakabilirsin. | Open Subtitles | ستيف، بإمكانك علي الأقل النظر لي عندما تقول ذلك |
Bunu söylerken, aslında bana karşı duygularınız hâlâ aynı. | Open Subtitles | تقول ذلك. أنت الذي أغرق بصاقك لحيتي |
Bunu söylerken gözlerini kırpma. | Open Subtitles | لا ترْمش عندما تقول ذلك |
- Joe, Bunu söylerken idrar torbana işedin. | Open Subtitles | (جو)، لقد تبولت في كيسك بينما كنت تقول ذلك |
Ben Bunu söylerken Twizzlestick demediniz yani bir puan daha aldım! | Open Subtitles | لم تقل ملقاط وأنا أقول هذا لذا.. نقطة أخرى لي |
Bunu söylerken aramızda bir duvar olmasını istedim. | Open Subtitles | لقد تمنيت دوماً بان يكون حائط بيننا عندما أقول هذا. |
Miranda, şimdi sana bir şey söylemeliyim, ama Bunu söylerken sana bakmayacağım. | Open Subtitles | أود أن أقول هذا الشيء التالي... ولكنني لن يلعب على طول وليس ينظرون إليك وأنا أقول ذلك. |
Şu an kendini düşündüğünü ve Bunu söylerken Jake ile olmayı dilediğini anlıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني ان اقولَ انكِ كنتِ تفكرينَ بنفسكِ حقاً "وماكنتِ تتمنينَ ان تحظي بهِ معَ "جايك عندما قلتِ ذلك |
Sen Bunu söylerken bir ürperti hissettim. | Open Subtitles | عجباً! استشعرت وخزاً خفيفاً عندما قلتِ ذلك |
Bunu söylerken gözlerime bakabilirsin. | Open Subtitles | تعلمي كم يسعدني سماع ذلك منك |
Bunu söylerken bana bakmayabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن لا تنظر الي وأنا أقول ذلك |
Kendi kızım için Bunu söylerken kötü hissediyorum, fakat... | Open Subtitles | انا اشعر بالسوء من قول ذلك عن ابنتي الوحيده لكن ... 388 00: 51: |
Ve Bunu söylerken şaşırarak söylemek istememiştim. | Open Subtitles | وأنا لم اقصد ابداً ان ابدو متفاجئة عندما قلت ذلك |