| Gezegendeki her canlının hayata kalabilme şansı tamamen okyanusların sağlıklı olmasına bağlı. | Open Subtitles | فبقاء كل مخلوق على الكوكب يعتمد في النهاية على بقاء المحيطات سليمة |
| Bu her canlının başına gelir ve hiçbir manası yoktur. | Open Subtitles | انه شيء يحصل لكل مخلوق و هو لا يعني شيئا |
| Her canlının teninde özel bir yüzey vardır ve ona dokunduğunda beyinde bir salgı başlar bedeni fiziksel olarak tıkayan. | Open Subtitles | كل مخلوق لديه على جلده بعض السطوح وعندما تلمسهم يسببون إفراز فى الدماغ |
| Ama yakından bakarsanız, bu canlının içinde başka bir organizma yaşamakta ve bu organizma muhtemelen bilim için yeni. | TED | لكن دققوا النظر، يعيش داخل هذا القنديل كائن حي آخر هذا الكائن جديدٌ كلّيًا بالنسبة للعلماء. |
| Bu küçük ışıklardan oluşan galaksi, binlerce canlının eseri. | Open Subtitles | هذه المجرة من الأضواء الصغيرة قد تكونت بواسطة الألآف من الكائنات الحية. |
| Çift canlının yapışıklığı bile onlarınkiyle eşleştirilemez. | Open Subtitles | السندات حتى صبغي مزدوج هو شيء مقارنة لهم. |
| Bu gezegende, hayat sahibi her canlının infazcısı olmaktan kıvanç duymaktayız. | Open Subtitles | وعلى هذا الكوكب، نفخر بأن نعمل كجلادين لكل كائن حيّ |
| Ta ki, Han'ın genç oğlunun kalan son canlının bağışlanıp serbest bırakılmasını babasından istediği ana kadar. | Open Subtitles | حتى انه استمر حتى ابن خان الصغير طلب من والده بان اخر مخلوق على قيد الحياة |
| Bahisler koyulduğunda, baskı arttığında yeryüzündeki her yaşayan canlının sadece ilgilendiği tek bir şey vardır: | Open Subtitles | في وقت الأزمات عندما تزداد الضغوط كلّ مخلوق على وجه الأرض يهتمّبشيءواحد,شيء واحدفقط: |
| Bunlar da koruma amaçlıdır ama çok değişik bir canlının çok değişik bir yöntemiyle. | Open Subtitles | هنا، يُستخدم أيضاً للحماية لكن من قبَل مخلوق مختلف جداً على نحو مختلف تماماً. |
| Bu inanç tıpkı insanlara olduğu gibi çevreye ve diğer yaratıklara da büyük bir önem verir çünkü yaşayan her canlının bir ruhu olduğuna inanılır. | Open Subtitles | هذا الإعتقاد يخصّص نفس قدر الأهمية إلى البيئة والمخلوقات كما هو إلى البشر، كلّ مخلوق حيّ يعتقد بأنه روح. |
| Tanrı'nın sabit evreninde her canlının yeri ve amacı varsa neden bazıları yok olmuştu? | Open Subtitles | إذا كان كل مخلوق في كون الرب الثابت له محل وغرض فلماذا انقرض البعض؟ |
| Sadece Dünya'nın yaşının ne olduğuna yönelik değil Dünya'daki herbir canlının nasıl ve neden bu hale geldiğine dair bir tartışma. | Open Subtitles | ليس بخصوص عمر الأرض الأصح وحده ولكن أيضاً عن كيف ولماذا جاء كل مخلوق إلي الوجود |
| Bir bitkiyi kontrol etmek bir şey, fakat bir canlının özgür iradesine hükmetmek çok daha üstün bir idare etme yeteneği gerektiriyor. | Open Subtitles | السيطرةعلىالنباتهوشيءٌ واحد ، ولكنَّ السيطرة على مخلوق يمتلك إرادته الحرة يحتاج الى مستوى أعلى مِن المُناورة. |
| Budistler bunu başka bir canlının yaşamını sürdürmesine yarayan kutsal bir haraket olarak görürler. | Open Subtitles | يرى البوذيون هذا العمل على أنَّه فعل ٌ مُقدَّس .بتقديم الاضحية التي ستطيل حياة مخلوق ٍ آخر |
| Ve şaşırtıcı bir şekilde ilk medeniyetler modern dünyada pek az ilgi gören bir canlının sırtında yükseliyor, eşeğin. | Open Subtitles | ومن المدهش، تنهض أول حضارة على ظهر مخلوق قليل المكانة في العالم المعاصر، الحمار. |
| Rio'da yaşayan her canlının hayatını tehlikeye atacağının farkında mısın? | Open Subtitles | إندرين ؟ هل تدركين أنكٍ تخاطرين بحياة كل مخلوق حى فى ريو دى جانيرو |
| Yaşayan her canlının her hücresinde 4 kimyasal kod var. | Open Subtitles | توجد شفرة مكونة من أربعة مواد كيميائي موجودة في خلايا كل كائن حي. |
| Gezegende yaşayan her canlının hayatına son verir. | Open Subtitles | ستدمر طبقة الأوزون و تقتل جميع الكائنات الحية على الكوكب |
| Çift canlının Pete'ye ne yaptığını gördün. | Open Subtitles | رأيت ما فعل ذلك صبغي مزدوج للبيت. |