| Böylece, kayboluş gerçekleşirken, gözlerimi kapatacağım ve yeni döngünün gelmesini bekleyeceğim." | TED | وعندما يحدثُ الزوال، أغلقُ عيناي وأنتظر دورة جديدة لتأتي هنا وهناك." |
| Olgun kimlik, döngünün tamamında yaşayabilir. | TED | الهوية الناضجة هي القدرة على العيش في دورة كاملة. |
| Olabilir. Ama kıyafetin döngünün sonunda giyilmesi gerekmiyor mu? | Open Subtitles | من الممكن لكن اليس من المفترض ان يكون ردائها ترتديه في اخر دورة غسيلها؟ |
| Çünkü bir döngü -- döngüde bir nokta vardır ve sizin döngünün farklı yerlerindeki görevleriniz aynı değildir. | TED | لأنه في بعض الدورات، هناك بقعة في الدورة، وليس لديك الواجب نفسه في أجزاء مختلفة من الدورة. |
| Bu döngünün her tür hayvan için defalarca tekrarlandığını görebilirsiniz. | TED | وترى تلك الدورة تتكرر مجددا مع كل انواع الحيوانات. |
| Hayatının en önemli olayları gerçekleşirken, döngünün nerede sonlandığını bulacaksın. | Open Subtitles | سوف تدرك بإنّك لست على دراية بالأمر عندما تكون أكثر الأحداث المهمة في حياتك تجري. |
| 26,00 yıllık döngünün yarısı Buz Devri ile ve bunun sonlanması, ve yeryüzünün iyice ısınması... | Open Subtitles | نصف دورة الـ 26,000 سنة كانت تحديداً في آخر العصر الجليدي |
| Bu filler yaşamlarını güneşin gücüyle yönetilen yıllık ve mevsimlik döngünün hiç durmayan ritmine borçlu. | Open Subtitles | حياة هذه الفيلة يتحكّم بها هذا الايقاع ،السنوي للرطوبة والجفاف دورة موسميّة تقودها قوّة الشمس |
| Tekrar etmenin gücüyle veya bir döngünün tekrarlanması yolu ile çalışır. | Open Subtitles | يعمل من خلال قوة التكرار أو دورة التكرار. |
| Döngüsel mantık bu döngünün hiç bitmeyeceğini dikte ediyor ve bu bir gecede oluşmamıştır. | Open Subtitles | المنطق الدائري الشكل هذا يجبر على حصول دورة لا نهائية لم تتشكل خلال ليلة و ضحاها |
| döngünün bizi zamanın, ölümün olmadığı bir dünyaya götüreceğini. | Open Subtitles | هذا هو دورة من شأنه أن يؤدي بنا إلى عالم دون وقت، دون الموت. |
| Titan'da sizi bir ordu bekliyor döngünün devamlılığı artık sona ermeli. | Open Subtitles | هناكجيشبإنتظاركهناك.. استمرارية دورة يجب أن تنتهي. |
| Bu, bazı insan topluluklarına tanıdık gelse de bu organizasyon, alınan kararlarla oluşmaz biyolojik döngünün bir parçasıdır. | TED | ورغم أن ذلك قد يبدو مشابهًا لبعض المجتمعات البشرية إلا أنَّ هذا التنظيم لا يقوم على أيّة قرارات عالية المستوى بل هو جزء من دورة مبرمجة حيويًا |
| Kendime, bir döngünün içinde olduğumu... bunun ne benimle, ne anne-babamla ne de çocuklarımla... başlamadığını ve onlarla bitmeyeceğini söylerim. | Open Subtitles | أقول لنفسي حينها أن ذلك ...هو جزء من دورة لم تبدأ و لن تنتهي بي أنا و لا بآبائي و لا بأولادي |
| Şu an, Güneş o döngünün içinde. | Open Subtitles | حالياً , الشمس في منتصف دورة حياتها |
| Kardiyak döngünün %1'den azında miyokard repolarize olur bu demektir ki kalp tamamen dinlenme halindeymiş. | Open Subtitles | ،أقل من 1٪ في الدورة القلبية عضلة القلب تعود الى الاستقطاب و هذا يعني أن القلب بكامل .في حالة توقف |
| Kazanmanın tek yolu döngünün dışında durmak. | Open Subtitles | الطريق الوحيد للفوز هو البقاء خارج تلك الدورة |
| Yani döngünün ortasına girmen lazım, yenisi başlamamalı. | Open Subtitles | وهذا يضعك في منتصف الدورة لا في بداية واحدة جديدة |
| döngünün buna izin vermeyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدت بأن الدورة ستتحمل 17.5 00: 01: 36,256 |
| Pekâlâ, bu döngü boyunca şanslıysak, döngünün sonunda başka bir şey yapabilmek için yeterli enerjiyi toplamış oluruz. | TED | حسنا، لو أننا محظوظون بهذه الدورة، فى نهاية الدورة سيكون لدينا ما يكفى من الطاقة المتبقية لنا لنكون قادرين على فعل شيء أخر. |
| Biz bu döngünün mükemmel olduğuna inanmıştık. | Open Subtitles | إعتقدنا بأن الدورة كانت مثالية |
| Hayatının en önemli olayları gerçekleşirken, döngünün nerede sonlandığını bulacaksın. | Open Subtitles | سوف تدرك بإنّك لست على دراية بالأمر عندما تكون أكثر الأحداث المهمة في حياتك تجري. |