"duydukları" - Traduction Turc en Arabe

    • يسمعونه
        
    • سمعوه
        
    • سمعوا
        
    • سمعه
        
    • التي يحتاجون
        
    • وماسمعوهُ تواً هيئة المحلّفين
        
    • لاستماعاتك
        
    • التي يحتاجونها
        
    duydukları her şeyi koşup Koca Ana'ya anlatıyorlar. Open Subtitles انهم يركضون و يخبرون الأم الكبيرة كل شئ يسمعونه
    duydukları her şeyi koşup Koca Ana'ya anlatıyorlar. Open Subtitles انهم يركضون و يخبرون الأم الكبيرة كل شئ يسمعونه
    Tek duydukları, bir başkanın ilk kez siyahilerin oy hakkına değinmesiydi. Open Subtitles كل ما سمعوه أنه لأول مرة أي رئيس ذكره بتصويت الزنوج
    'duydukları ses trafikten olmalı. Open Subtitles لابد أن الصوت الذي سمعوه كان صوت السيارات
    Belki de onu sadece kabaca tariflerlerden duydukları için. Open Subtitles ربما لأنهم سمعوا يها من مجرد الوصف المجرد
    Çoğunuzun duydukları doğru. Open Subtitles ما سمعه معظمكم حقيقة
    Onlara ihtiyaç duydukları evi ve sevgiyi verebilirsiniz. Open Subtitles توفر لهم الغذاء والرعاية التي يحتاجون إليها.
    duydukları son sesin benimki olmasını görevimmiş gibi hissettim hep. Open Subtitles ودائماً أشعر بأن هذا واجبي لأكون آخر صوت يسمعونه
    Tıpkı duydukları sesin Baba'ya ait olduğunu söylemen gibi. Open Subtitles و لكنّها كذبة , تماماً كما أخبرتَهم بأن الصوت الذي يسمعونه هو صوت أبانا
    Ne duydukları umrumda değil! Open Subtitles أنا لا أهتم مطلقاً بما يسمعونه
    Ama gördükleri ya da duydukları tek bir şeyi bile anlatmamalılar. Open Subtitles لكن يجب ألا يبوحوا بأي شيء عمّا سيرونه أو يسمعونه. و(ريتش)؟
    Teyla'nın anlattığı hikâyelerdeki insanların duydukları... Open Subtitles هذا الصوت الذى كانوا يسمعونه...
    Yalnız duydukları çan sesi değil de Calthrop'un korkunç ulumaları olacak. Open Subtitles فقط إنه ليس كأي صوت سمعوه. سيكون صوت عواء "كالثروب".
    Onları suçlayamazsın, özellikle de her şeyi duydukları hesaba katılırsa. Open Subtitles لا يمكنك أن تلومهم بالنظر لكل ما سمعوه
    Eğer değilse bile, Hayatları boyunca duydukları tek şey, Open Subtitles كل شيء سمعوه طوال حياتهما
    Hepsinin tek söylediği birinden duydukları oldu ama aynıydı: Open Subtitles وجميعهم قالوا أنهم وقت حدوث الجريمة سمعوا هذا الصوت
    Fakat Kanner ebeveynlerinin onayını almada umutsuz olan bu çocukların şatafatlı ebeveynlerden duydukları şeyleri kustuklarını iddia ederek bu yeteneklere karşı karamsar bir görüşe sahipti. TED لكن كانر يتعامل مع هذه القدرات بطريقة متشائمة مدعياً بأن الأطفال يندفعون نحو الأشياء التي سمعوا أقوال والديهم المنمقين، بطريقة بائسة لكسب رضائهم.
    # duydukları şeyleri artık yaşamak istiyorlar. Open Subtitles سمعوا عنه الكثير لكنهم لم يحسوا به
    Çoğunuzun duydukları doğru. Open Subtitles ما سمعه معظمكم حقيقة
    Adam Buda'yla tanışır, duydukları hoşuna gider. Open Subtitles رجل قابل بوذا, أحب ما سمعه
    Ama bugün, yaklaşık 9,000 hastanın ve onların ailelerinin sağlıklı olmak için ihtiyaç duydukları kaynaklara ulaşmaları için çalışan yaklaşık bin kadar üniversite öğrencisi avukatımız var. TED لكن اليوم اصبح لدينا ألف طالب جامعي يسلهمون في العمل من أجل ربط ما يقرب من 9000 من المرضى وعائلاتهم مع الموارد التي يحتاجون إليها للتمتع بالصحة.
    Amerikalı kulakların duydukları hiçbir şeye inanamayacak. Open Subtitles لا شيئ سيكون ذي منطق لاستماعاتك الأمريكية
    Yani, cephedekilere müdahale edecek olan bu bilgili ve yetenekli insanlar hayat kurtarmak için ihtiyaç duydukları malzeme ve kaynaklara çok az ulaşabiliyorlar. TED يعني ذلك أن الأشخاص أصحاب المهارة والقدرة على الاستجابة عند الخطوط الأمامية يملكون القليل من الأدوات والمعدات والموارد المطلوبة التي يحتاجونها لإنقاذ الآخرين.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus