| Barı. gerçekmiş. Eski kataloglarımdan birinde. | Open Subtitles | البار انه حقيقي لقد كان في احدى كتبي القديمه ؟ | 
| gerçekmiş gibi görünmese bile meydana oluşan aşklar. | Open Subtitles | الحب الذي لن يتحقق، بالرغم من انه يبدو حقيقي | 
| Hikaye gerçekmiş gibi gelebilir, ama bahse girerim ki bundan ibaret değil. | TED | أتعلمون، قد تبدو هذه قصة حقيقية ولكن أراهن أنها قصة غير مكتملة. | 
| Kralın çocukları için, gerçekmiş gibi görünen, mekanik canlandırılmış oyuncaklar yaptı. | TED | فبالنسبة لأطفال الملك، صنع ألعابًا آلية متحركة تبدو حقيقية. | 
| Bağımlı olsa da olmasa da, acısını gerçekmiş gibi tedavi etmelisin. Neden? | Open Subtitles | مدمن أو لا , عليك أن تعاملل ألمه كما لو كان حقيقياً | 
| 10 000$a malolmuş olmalı. gerçekmiş, muhtemelen benim diyebileceklerimden fazla. | Open Subtitles | لابد ان هذا كلفه 10.000 دولار ، انه حقيقى مما جعلنى اعطيه اكثر من الكلام | 
| Ulusal Güvenlik 5 dakika önce aradı, tehdit gerçekmiş. | Open Subtitles | وكالة الأمن القومي اتصلت منذ 5 دقائق , إن الأمر حقيقي | 
| Sen söylemedikçe hiçbir şey gerçekmiş gibi gelmiyor. | Open Subtitles | أقصد، لا شيء أشعر به حقيقي إلا إذا كنت موجوداً لأخبرك. | 
| gerçekmiş. | Open Subtitles | والذي اكتشفت مؤخراً أنّه شئ حقيقي بالفعل | 
| Kocaayak gerçekmiş gibi konuşmayı bırak. | Open Subtitles | توقّف عن قول ذو القدم الكبيرة وكأنّه شيء حقيقي | 
| Ve oyunculardan birisi yakalanıyor ve sahnenin içine konuyordu, ...tamamen gerçekmiş gibi hissettiriliyordu. | Open Subtitles | وشخص , أو احد من اللاعبين يختارهم ويضعهم في المشهد وكأن الأمر حقيقي بالفعل | 
| Eğer buna inanarak büyüdüysen bunlar sana gerçekmiş gibi gelir. | Open Subtitles | إذا أنتي أعتقدتي به سيصبح التفكير به حقيقي | 
| Ona göre gerçekmiş demek ki. Yoksa bu kadar canlı görünmezdi. | Open Subtitles | لقد كانت حقيقية بالنسبة إليه و إلا لما بدت و كأنها حية هكذا | 
| Bazen çevrelerindeki dünyadan daha gerçekmiş gibi gelirler. | Open Subtitles | و تبدو لهم أنها حقيقية و موجودة بعالم الواقع من حولهم | 
| Kaybettin ve neredeyse gerçekmiş gibi yaptın. | Open Subtitles | عمل جيد .. يافتى أنت هُزمت و لكن جعلتها تبدو نصف حقيقية | 
| Sanki gerçekmiş gibi. | Open Subtitles | إعتادت أن تقص عليها تلك القصة مثل الصلاة كما لو كانت حقيقية | 
| Evet ama bu izlenimi gerçekmiş gibi göstermek başına bela açacak. | Open Subtitles | الأساسية المشاكل بعض إلى وسيلجأ أجل، حقيقياً يبدو الوهم ذلك لجعل | 
| Evet ama bu izlenimi gerçekmiş gibi göstermek başına bela açacak. | Open Subtitles | أجل، وسيلجأ إلى بعض المشاكل الأساسية لجعل ذلك الوهم يبدو حقيقياً | 
| Her zaman bunun biraz yeni çağ saçmalığı olduğunu düşünmüştüm ama belli ki gerçekmiş. | Open Subtitles | أعتقدت حقاً أنه كلامٌ فارغ, ولكن من الواضح أنه حقيقى | 
| Sanki gerçekmiş gibi hissettiğin inandırıcı deneyimler yaşadım. | Open Subtitles | لقد خضتُ هذه التجارب الحيّة كما لو أنّها حقيقيّة | 
| # İç çeke çeke gerçekmiş gibi anlatılsa bana... | Open Subtitles | ... "لو أخبروني بشيء محفوف بالحسرات" | 
| Tüm o resmî şeyleri hallettikten sonra gerçekmiş gibi gelecek. | Open Subtitles | أنه سيكون حقيقيا بمجرد أن نذهب خلال كل الأمور الرسمية | 
| Bir yandan dünya dışından gelen bir teknolojiye sızacağım diğer yandan uzaylılar gerçekmiş ama ne var ki kendileri bizi öldürmeye niyetli mankafalarmış. | Open Subtitles | لكن من ناحية أخرى تبيّن أن الغرباء حقيقيون لكنّهم لسوء الحظّ فجَرة سيقتلوننا. | 
| Karımla da olsam, oğlumla da olsam bana tamamen gerçekmiş gibi geliyor. | Open Subtitles | سواء كنتُ مع زوجتي أو مع ابني... يبدو الأمر حقيقيًا تماماً بالنسبة لي | 
| Gerçek olmadan önce gerçekmiş gibi gelir. | Open Subtitles | قبل أن يكونَ حقيقيّاً بالفعلِ رائع لديكَـ معرفةٌ جمةٌ عن النساء | 
| Herşey gerçekmiş gibi görünecek. | Open Subtitles | الواقع الذي ستراه سيبدو حقيقاً جداً، | 
| gerçekmiş | Open Subtitles | انها حقيقيه |