| Ve bu sistemler şu anda test ediliyor, ve açıkçası yakında hazır olacaklar. | TED | وتلك الانظمة تم اختبارها الان وبأمانة سوف تكون جاهزة للظهور للعلن قريبا جدا. |
| Meyvenin dalda büyüyüp, olgunlaşmasını ve toplanmaya hazır oluşunu seyretmek. | Open Subtitles | تراقب الفاكهة وهى تنمو وتنضج على الأغصان لتصبح جاهزة لإلتقاطها |
| Savaşa hazır ol ama saklanmayacak kadar gururlu olma, ha? | Open Subtitles | كن مستعداً لتقاتل لكن لا تفتخر بالأختباء ، صحيح ؟ |
| Genç karısını memnun etmek için neredeyse her şeyi yapmaya hazır. | Open Subtitles | انه على استعداد ان يفعل اى شئ لكى يرضى زوجته الشابة |
| Maris ve ben sana söylemek için hazır olmanı bekliyorduk. | Open Subtitles | ماريس وأنا كُنْتُ أَنتظرُ لإخْبارك عندما شَعرتُ بأنّك كُنْتَ مستعدّ. |
| Savaş başlığı son yolculuğuna hazır olduğunda şerefine kadeh kaldıracağız. | Open Subtitles | عندما تكون الرأس الحربي جاهزة لرحلتها البحرية النهائية، سَنَشْربُ نخب. |
| "Ama bir hafta geçmeden değirmenimiz hazır olacak ve ilk unumuzu elde edeceğiz." | Open Subtitles | و لكن في أقل من أسبوع ستصبح الطاحونة جاهزة لتنتج أول دقيق لنا |
| Beden mükemmel durumda. Eğer bu gece bir kafa bulabilirsek, sabaha hazır olur. | Open Subtitles | إن الجسم مثالى ، وإذا حصدنا الرأس الليلة ستكون جاهزة عند شروق الشمس |
| - Evet. Tüm sergilerin hafta sonuna kadar hazır olacağından emin misin? | Open Subtitles | هل انت متأكدة ان كل المعروضات ستكون جاهزة فى نهاية هذا الاسبوع؟ |
| Ve ilk yılımızda onunla birlikte olmaya hazır değilken beni zorlamadı. | Open Subtitles | ولم يضغط علي كي يعاشرني عندما لم أكن جاهزة بالسنة الأولى |
| Siz oturma odasına dönün, hazır olunca ben sizi çağırırım. | Open Subtitles | وأنتم عودوا إلى غرفة الجلوس وأنا سأدعوكم عندما تكون جاهزة |
| - Sana söylemiştim. - Evet söyledin. Ama buna hazır değildim. | Open Subtitles | ــ لقد أخبرتك ــ نعم، أخبرتني ومع ذلك لم أكن مستعداً |
| Eğer Lex Şirketini yönetmeye hazır olsaydın asla elinden alamazdım. | Open Subtitles | لو كنت مستعداً لإدارة شركة ليكس لما أمكنني أخذها منك |
| Ben onu alırım, sen onları buradan belirtmek için hazır ol. | Open Subtitles | سأحضر لها، وتحصل على استعداد لمحجر العين لهم للخروج من هنا. |
| Bir kaç yıla kadar, duygusal olarak hazır olduğunda tonla seks yapacaksın. | Open Subtitles | في بضعة سَنَوات، عندم تكون مستعدّ عاطفياً، سَيكونُ عِنْدَكَ أطنانُ مِنْ الجنسِ. |
| İlk sorum şu: Çok fazla seçenek olması probleminden bahsetmeye hazır mısınız? | TED | سؤالي الاول اليوم. هل انتم جاهزين لتسمعوا عن مشكلة الحمل الزائد للاختيار؟ |
| ve hazır olduğunda onunla konuşman için yardımcı olmak isterim. | Open Subtitles | وعندما تكونين مستعده سأحب ان ادعكِ تتحدثين معه ونصحح الاشياء |
| - Gitmek için hazır değilim. - Sabah size rapor verecektim, şef! | Open Subtitles | ـ أنا لست مستعدا للرحيل بعد ـ كنت سأخبرك بهذا أيها القائد |
| Dünyadaki her etkileşimi, kullanmaya hazır tuğla haline getirmek istiyoruz. | TED | نريد أن نجعل كل تفاعل في العالم طوبا جاهزا للاستخدام. |
| hazır olduğunuzda, kendinizi geriye doğru bırakın ve Zeta Beta kardeşliğini hissedin. | Open Subtitles | أذاً عندمـا تكونِِ مستعدّة أسقطي للخلف وأشعري بـ دعم أخوية زيتا بيتا |
| Bavulların hazır. Bu da otobüs biletin. St. Anne'e geri dönüyorsun. | Open Subtitles | امتعتك جاهزه كلها ,ها هى تذكره الحافله التى ستعيدك الى الجامعــه |
| hazır. Sana o silahı verdiğim gün seni hazırladım zaten. | Open Subtitles | إنه مُستعد , لقد جعلتك مُستعداً منذ أعطيتك هذا السلاح |
| Ne cüretle benim bilgim olmadan, Yedek Orduyu hazır ol durumuna geçirirsin? | Open Subtitles | كيف تجرؤ أن تضع الجيش الإحتياطي في حالة إستعداد طارئة بدون معرفتي؟ |
| Bırak burada öleyim. Lütfen, hazır gücüm varken hemen oluversin. | Open Subtitles | أمتني هنا أرجوك أجعله سريعآ بينما لا يزال لدي القوه |
| ama hazır dikkatinizi toplamışken: Yatırımcılara ihtiyacımız var. Reklamlar bitti. | TED | ولكن بما أنكم منتبهون: نحن بحاجة إلى مستثمرين. نهاية الإعلان |
| Emrindeki tüm kuvvetler, hazır olun, emrimle "Kızıl Kod"u uygulayacağız. | Open Subtitles | كل القوى تحت سيطرتي تستعد لتنفيذ الرمز الاحمر عند اشارتي |