| Bu içgüdüler hem gerçek hem de sanal dünyalarda hayatta kalmak için gereklidir. | TED | هذه الغرائز ضرورية لحياتنا في كلا العالمين الحقيقي والافتراضي |
| Ve o içgüdüler seni, eski erkek arkadaşının yaşadığı yere götürüverdi. | Open Subtitles | وتلك الغرائز قادتك إلى مكان عيش خليلك السابق |
| İçgüdüler, arzular, duygulardan oluşan bir yeraltı dünyasını içimizdeki hayvanı işaret ediyordu. | Open Subtitles | ملمحاً بوجود عوالم خفية مظلمة من الغرائز و الرغبات و المشاعر الحيوان الداخلي |
| Polisken bazı içgüdüler geliştirirsin. Ve içgüdülerim bu davanın çözülebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | غريزة الشرطي في تخبرني ان هذا القضيه يمكن ان تحل |
| - Gelenekler değil, bu... Bak, bu bilgisayarların asla elde edemeyeceği şeylere sahibiz içgüdüler, duygular ve ruhsal karar alabilme gibi. | Open Subtitles | ليست التقاليد ولكن, لدينا أشياء ليست موجودة في هذه الحواسب مثل الغريزة |
| İnsanda güçlü hayvansal içgüdüler vardır ve bu siberler bizim keşiflerimizde... | Open Subtitles | الرجل لديه غرائز حيوانية قوية... وهذه الآلات السبرانية ستساعد على إستكشاف... |
| İçgüdüler. | Open Subtitles | غرائزك. |
| Bazen bu içgüdüler, beni iyi bir arkadaş değil de, iyi bir polis yapıyor. | Open Subtitles | نعم في بعض الأحيان الغرائز التي تجعلني شرطيا جيدا لا تجعلني صديقا جيدا |
| İçgüdüler senin için iyidir ama seni mükemmel bir Koruyucu yapacak olan şey teknolojidir. | Open Subtitles | الغرائز جيدة ، لكن ما سيجعلك حامية جيدة هو التقنية |
| Senin burayla olan bağınınsa benzer şekilde arttığını düşünüyorum, eninde sonunda seni tanıştığımız hücreye götüren içgüdüler geri dönecek. | Open Subtitles | وأفترض أن إرتباطك بهذا المكانيزدادوعاجلاًأوآجلاً.. الغرائز التي قادتك إلى الزنزانة التي وجدتك فيها، ستعود. |
| Tehlikeyle karşılaşıldığında, bazı içgüdüler yanlış yapmaktansa hiçbir şey yapmamayı yeğler. | Open Subtitles | في مواجهة الخطر بعض الغرائز تتوهم أن عدم التصرف أفضل من القيام بالتصرف الخاطىء. |
| Beyin, içgüdüler üzerinde yumusatc bir etki göstermeli ama insan içgüdüler yönlendirmeli. | Open Subtitles | يجب أن يكون للعقل تأثير ملطّف على الغرائز... لكن يجب أن تقود الغرائز... |
| Burada içgüdüler çok önemlidir. Onlara güven. Tamam. | Open Subtitles | الغرائز لها دور كبير هنا لذا ثق بغرائزك |
| Dehşet, seks, şiddet. Temel içgüdüler. | Open Subtitles | كل شيء جنسي و عنيف الغرائز العميقة |
| İnsana içgüdüler verir. | Open Subtitles | يعطى الرجل الغرائز |
| Böylesi büyük ve karşı konulmaz bir kaybın tehdidi altında olduğunu hisseden içgüdüler, aklın tedbir almasına mâni oluyordu. | Open Subtitles | اخافعليهامن الخسارةالكبيرة التي تأثرت بها غريزة الامومة واتمنى ان تبدأ في استخدام عقلها |
| - Bunlar iyi içgüdüler. | Open Subtitles | هذه غريزة جيدة. |
| Hayvansal içgüdüler. | Open Subtitles | ..غريزة الحيوانات.. |
| Evet, ama içgüdüler mahkemede kabul edilmezler, değil mi Jo? | Open Subtitles | لدي الغريزة أجل , لكن الغريزة ليست مقبولة في المحكمة الآن أليس كذلك جو ؟ |
| Şiddet böyle şeyler yapar. İçgüdüler öne çıkar. | Open Subtitles | العنف يسبب ذلك، الغريزة تتحكم بك عندها |
| Karanlık fantazilerin olmalı bastırılmamış içgüdüler. | Open Subtitles | لا بدّ وأنّ لديك بعض النزوات الخفيّة... غرائز غير مشبعة ... |
| İçgüdüler. | Open Subtitles | غرائزك. |