| İkisi de saatleri arıyorlar fakat farklı taraflar için çalışıyorlar. | Open Subtitles | ان الاثنان يبحثان عن الساعات لكنهم يعملون لصالح جهتين مختلفتين |
| Dava etmeye çalıştığımız insanlar için çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون لصالح الناس الذين سوف نقاضيهم |
| Aslında, bu insanlar NASA için çalışıyorlar, ve uzay gönderebilecekleri çok uzmanlaşmamış ve ucuz olan şeyleri satışa hazır bileşenler olarak yaratma konusunda öncülük etmeye çalışıyorlar. | TED | في الحقيقة هؤلاء الشباب يعملون لحساب ناسا ويحاولون ان ينتجوا منتجات بسيطة من ادوات يسهل الوصول اليها اشياء رخصية غير متخصصة يمكن ان تجمع مع بعضها البعض وتطلق الى الفضاء |
| Şimdi ise benim için çalışıyorlar. | Open Subtitles | "والآن هُنّ يعملن لي" |
| - Endişelenmene gerek yok. Artık benim için çalışıyorlar. Bizi yalnız bırakın, lütfen. | Open Subtitles | لا تُشغل بنفسك بهم انهم يعملون لدي ا إتركنا من فضلك |
| Ama bu insanlar benim için çalışıyorlar. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الناس يعملون بالنسبة لي. |
| Bize saldıran katiller, sanırım onlar için çalışıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء القتلة الذين هاجموا لنا، وأعتقد أنهم يعملون لصالحه. |
| Karşı taraf için çalışıyorlar gibi mi? | Open Subtitles | إن كانوا يعملون مع الطرف الآخر ؟ |
| Sonuçta gece gündüz bizim için çalışıyorlar. | Open Subtitles | على كل هم يعملون من أجلنا ليلاً و نهاراً |
| Tahminimce tanınmayan ve tehlikeli bir grup için çalışıyorlar. | Open Subtitles | تخمينى أنهم يعملون لصالح جماعة, ذكية وخطيرة جداً. |
| Yani Oyuncakçı için çalışıyorlar, değil mi? | Open Subtitles | اذاً ، يعملون لصالح صانع الالعاب ، اليس كذلك ؟ |
| Buna vaktimiz var. Cross için çalışıyorlar. - Biliyorum. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لهذا انهم يعملون لصالح كروس وقد رأيتهم معا |
| Onlar ABD hükümeti için çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعملون لحساب الحكومة الامريكية. |
| - Ineni Hassan için çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعملون لحساب عنانى حسن. |
| Julia Hammond ve Maggie Dowd... Ne zamandır Dr. Leeds için çalışıyorlar? | Open Subtitles | (جوليا هاموند) و(دود ماجي) منذ كتى يعملون لحساب الدكتور (ليدز)؟ |
| Şimdi de, benim için çalışıyorlar. Benim adım Charlie. | Open Subtitles | "والآن هُنّ يعملن لي أسمي (تشارلي)" |
| Şimdi benim için çalışıyorlar. | Open Subtitles | "الآن هُنّ يعملن لي" |
| Hatta senin için çalışıyorlar Çünkü sen Bölüm 8'sin.. | Open Subtitles | فى الحقيقه انهم يعملون لحسابك لانك القسم الثامن |
| O adamlar yoldaki o adamlar, onun için çalışıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال على الطريق... يعملون لصالحه, |
| Bunlar, kocam için çalışıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء يعملون مع زوجي |
| Bu adamlar eskiden Hortensa için çalışıyorlardı. Hanımları kellesini yitirene kadar, artık benim için çalışıyorlar. | Open Subtitles | هؤلا الرجال أعتدوا العمل لدي "هورتنسا" حتى فقدت سيدتهم رأسها والآن يعملون من أجلي. |
| Yani bizim için çalışıyorlar. | Open Subtitles | لذا فهم يعملون لصالحنا |
| SB'yi arkana almış olabilirsin ama bu insanlar hâlen benim için çalışıyorlar. | Open Subtitles | ربّما عندك دعم من وزارة الدفاع لكن هؤلاء الناس ما زالوا يعملون لي |