| Varsayıyorum ki, sırf eğlencesine, ...iki suçu da aynı kişi işledi. | Open Subtitles | لنفترض على سبيل التسلية بأنّ الشخص نفسه قد ارتكب كِلا الجريمتين |
| Varsayalım çocuk gerçekten cinayeti işledi. | Open Subtitles | دعونا نفترض بأن الولد قد ارتكب جريمةالقتل حقاً. |
| Karısını öldürmeden 18 ay önce aynı suçu işledi. | Open Subtitles | لقد ارتكب جريمة مطابقة قبل قتله لزوجته بـ18 شهراً |
| Böyle bir oğla sahip olmak için Subhash ne günah işledi, bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ماذا إرتكب سوبهاش لكي يحصل على مثل هذا الإبن |
| Evet. Evet, plan bir aksilik olmadan işledi. | Open Subtitles | نعم، نعم، الخطة سارت على ما يرام بدون أي عائق. |
| Dorothy pek çok günah işledi ama cinayet onlardan biri değil. | Open Subtitles | دورثي ارتكبت الكثير من الجرائم، لكن القتل ليس منها |
| Rahip sarhoş bir halde piskoposa günah çıkarırken, ölümcül bir günah işledi. | Open Subtitles | ذات يوم ٍ، فى اعتراف وهو ثملٌ لرئيس الدير الخاص به، ارتكب خطيئة مميتة. |
| 16'sında ilk cinayetini işledi. | Open Subtitles | و في السادسة عشرة، ارتكب أول جريمة قتل له في حياته، |
| Bu çocuk o tür bir suç işledi hanımından bir aşk mesajı taşıyarak. | Open Subtitles | الصبى ارتكب واحدة من هذة الجرائم عندما حمل رسالة حب من عشيقتة |
| Mark suç işledi. 9 milyon dolar çaldı. | Open Subtitles | مارك ارتكب جريمة لقد سرق تسعة ملايين دولار |
| - Karavandan attığın adam şu anda hapiste bulunmama sebep olan suçu işledi bence. | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي رميته خارج المقطورة يصادف أنه أظنه نفس من ارتكب الجريمة التي أجد نفسي محبوساً عليها |
| 15 yaşındayken ilk cinayetini işledi. | Open Subtitles | ثم عندما كان عمره 15 عاما ارتكب جريمته الأولى |
| Hâkim bey, yüksek düzeyde güvenlik izni olan biri casusluk suçu işledi. | Open Subtitles | أيها القاضي، شخص ذو تصريح أمني مرتفع ارتكب جريمة التجسس. |
| Şimdiye kadar üç ayrı eyalette üç ayrı cinayet işledi. | Open Subtitles | لغاية الآن إرتكب 3 جرائم قتل في 3 ولايات مختلفة |
| "Tanrı İndra günah işledi. Bir Brahman'a karşı günah işlediğinden... | TED | بأن الإله إندرا قد إرتكب إثماً قد إرتكب إثماً بحق برامين |
| Suçlar işledi, çünkü senin ve annenin güvende olmanızı istiyordu. | Open Subtitles | إرتكب العديد من الأعمال الوحشية لأنه أرادك أنت وأمّك أن تكونوا في أمان |
| Binbaşı, diyelim ki plânınız işledi, tamam mı? | Open Subtitles | سيدي فلنقل ان خططتك سارت بشكل صحيح |
| Bilin ki, bana yakın bir kişi sizinle aynı suçu işledi. | Open Subtitles | ...بعرفين , فهناك قريبتي كانت قد ارتكبت نفس جريمتك |
| Eğer bir ölü cinayet işlemediyse öyleyse kim işledi? | Open Subtitles | بالطبع , إن لم يرتكب ميت جريمة قتل فمن ارتكبها ؟ |
| Cinayeti Wally işledi diye mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تفكرين في أنه من المحتمل أن يكون والي هو من أرتكب الجريمه؟ |
| Yani, Karen cinayeti işledi çünkü herkesin Kyle'dan kuşkulanacağını biliyordu. | Open Subtitles | إذن (كارين) أرتكبت جريمه القتل لإنهم- (يعرفون بأن الجميع سيشتبه ب(كايل |
| Toukichi adlı adam üç aile üyesini öldürerek suç işledi. | Open Subtitles | يأسر رجلا أسمهُ توكاشي إرتكبَ جريمةَ قتل لثلاثة أفرادَ من عائلة |
| Uzun süredir benim için bu şekilde gayet iyi işledi. Çok daha fazlası olabilirsin. | Open Subtitles | عملت بشكل جيد بالنسبة لي حتى الآن يُمكنُ أَنْ تَكُونَ أكثر بكثير |
| Sonra tanrı bize yol gösterecek. O bir askerin günahlarını işledi. | Open Subtitles | اذن سيقودنا الله - لقد أذنب كالجنود - |