Çünkü gerçekten iyi olduğum bir şey bulmam o kadar uzun sürdü. | Open Subtitles | لأن الأمر استغرق تلك المدّة لأعثر على شيءٍ واحد أبرع فيه حقاً. |
Ohh, iyi olduğum tek bir şey var ve onun için de elimden birşey gelmiyor. | Open Subtitles | أول شيء أبرع فيه ولا أستطيع القيام به بعد الآن. |
İyi olduğum tek şey sıçana kadar içmek ve kendi kıçımı koklamak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أنا جيد فيه هو الشرب من المرحاض وشم مؤخرتي |
Evet olur. İyi olduğum bir şey varsa o da insanları neşelendirmek. | Open Subtitles | بالطبع هذا هو الشيء الوحيد الذي أجيده هو جلب البهجة للناس |
Benim de iyi olduğum tek şey adam öldürmekti ama üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي كنت أجيده هو قتل الناس، لكني أعمل على معالجة ذلك |
İyi olduğum tek şey, yürüyen bir suç laboratuarı olmam. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أبرع به أن أكون مختبر جرائم متحرك |
İyi olduğum tek bir işte benden daha iyi olan birisini bilerek hayatımı sürdüremem. | Open Subtitles | لا أستطيع عيش حياتي وأنا أعلم أن قد يكون هناك شخص أبرع مني بما أنا بارع فيه |
O aptalcaydı. Bak, sadece iyi olduğum birşeyler bulmaktan bahsediyorum, belki tekrar okula döner ve... bilemiyorum. | Open Subtitles | -كلا, كان ذلك غباءاً أنا أتحدث عن إيجاد شيء أجيد عمله ربما إكمال دراستي و.. |
Sonunda iyi olduğum bir şey buldum ve yaptım. Dost bir ülkeyi işgal ettim. | Open Subtitles | اخيرا وجدت شئ انا جيد به وماذا فعلت, غزوت امة صديقة |
Üniversitede sanat tarihi eğitimi almıştım. Gerçekten iyi olduğum tek konuydu. | Open Subtitles | كنت أدرس الفن بالكلية، إنه الشيء الوحيد الذي أبرع فيه |
En azından, para kazanmak konusunda iyi olduğum tek şey. | Open Subtitles | أقله الشيء الوحيد الذي أبرع فيه وأجني منه المال |
Bak, hukuk iyi olduğum tek konu. | Open Subtitles | القانون الشيء الوحيد الذى أنا جيد فيه |
Pekala. İyi olduğum şeylerden biri de insanları satmaktır. | Open Subtitles | حسنا.اذا كان هناك شئ أنا جيد فيه |
Notlarımla gerçekten iyi olduğum bir şeyi yapmaya çok yakınım. | Open Subtitles | بدرجاتي , أنا قريب لكي أكون غير مؤهل لفعل الشئ الوحيد الذي أجيده |
İyi olduğum tek şey, arabalarla aramın iyi olması. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي أجيده هو أني سريع بالسيارة. |
iyi olduğum tek şeyi yapmaya gittim. | Open Subtitles | لقد عدت إلي الشئ الوحيد الذي كنت أجيده. |
İyi olduğum tek şey bu. | Open Subtitles | العمل هو الشيء الوحيد الذي أبرع به |
İyi olduğum tek şey, ...insanların ne sakladığını bilmek gibi. | Open Subtitles | أنهُ الشيء الوحيد الذي أنا جيد فيهِ، كمعرفة متى الناس يخبئون الأشياء. |
İyi olduğum birşey söylesene. | Open Subtitles | سمّي أمر واحد أنا بارع فيه |
Bu en iyi olduğum konudur. | Open Subtitles | هذا ما أجيد عمله |
Kontrol pek en iyi olduğum şey sayılmaz, değil mi? | Open Subtitles | سيطره , ليس تحتيداً ما انا جيد فى , اليس كذلك ؟ |