| Biliyorsun, George, bu işin çok küçük bir kısmı. Çok küçük. | Open Subtitles | جورج.انت تعرف ان هذا جزء صغير من العملية جزء صغير جدا |
| Veriler birbirinden tamamen farklıydı. A.B.D ordusunun ülkenin sadece küçük bir kısmı için detaylı bilgisi vardı. | TED | كانت البيانات متباينة بشكل لا يصدق.وكان الجيش الأمريكي يملك معلومات مفصلة فقط عن جزء صغير من البلاد. |
| 2000'lerde dünya çapında 100 milyar fotoğraf çekildi ancak, sadece bunların çok küçük bir kısmı online olarak yüklendi. | TED | في سنة 2000، تم التقاط حوالي 100 بليون صورة حول العالم، لكن جزء صغير منها فقط تم تحميله على الإنترنت. |
| Bize oluştuğumuz şeylerin evreni oluşturan şeylerin sadece küçük bir kısmı olduğunu söyledi. | TED | وجعلنا ندرك أن ما يكوننا هو فقط جزء صغير مما يكوّن الكون. |
| O zamanlar, dünyanın yalnızca küçük bir kısmı keşfedilmişti ve Dünya sınırsız görünüyor olabilirdi. | TED | في هذه الأيام، جزء صغير فقط من العالم قد تم اكتشافه، والأرض قد تبدو لانهائية. |
| Fakat bu olayda, karşılaştığımız sorunun sadece küçük bir kısmı bununla ilgili. | TED | ولكن في هذه الحالة، هو جزء صغير فقط من المشكلة التي نتعامل معها. |
| O noktada beyninin küçük bir kısmı bu adamın yaptığının doğru olup olmadığını soracak. | Open Subtitles | بعد ذلك الوقت, جزء صغير من دماغك سيتساءل ان كان ما يفعله هذا الرجل هو امر خاطئ حقا |
| Yaptığı şeyler, gittiği yerler hikâyesinin küçük bir kısmı olabilir ama en azından bunları biliyoruz. | Open Subtitles | الأمور التى فعلتها الأماكن التى ذهبت إليها ربما جزء صغير من قصتها ولكنها نعلمها |
| - Hâlâ adları unutuyorum ama matematiksel beynimin küçük bir kısmı hayata geri döndü. | Open Subtitles | , ما أزال أنسى الأسماء لكن جزء صغير من عقلي الرياضي رجع إلى الحياة |
| Kişiliğimiz veya benliğimiz olarak düşündüğümüz şey beynin yaptığı işlerin küçük bir kısmı, öyle değil mi? | Open Subtitles | لا, شخصياتنا, أو هذا هذا الشيء الذي نعتقده أنفسنا هو جزء صغير مما يقوم به الدماغ |
| Bu Milan'ın üzerine yürüyen ordunun yalnızca küçük bir kısmı. | Open Subtitles | هذا هو مجرد جزء صغير من الجيش بالفعل على مسيرة الى ميلا. |
| Bu teknoloji, uydu fasa fisosu... yaptığımız işin küçük bir kısmı sadece. | Open Subtitles | هذه التكنولوجيا وأمور الأقمار الفضائية هي جزء صغير مما نقوم به |
| Dünya'n, çok büyük bir sanayinin küçük bir kısmı. | Open Subtitles | كوكبكِ الأرض هو جزء صغير جداً من صناعة كبيرة جداً. |
| Anladık ki, uzun süre her şey sandığımız şey sadece daha büyük bir bütünün küçük bir kısmı, daha geniş bir evrenin küçük bir parçasıymış. | Open Subtitles | لقد وجدنا أن ما كنا نظن لوقت طويل أنه كل شيء هو مجرد جزء صغير من الكيان الأعظم، |
| Eğer taşıyıcıların küçük bir kısmı bile bu komplo teorisini görürse çiplerini çıkartırlar ve program başarısız olur. | Open Subtitles | لو فقط جزء صغير من حاملين الرقاقة سيعلمون عن نظرية مؤامرة و عندما يقوموا بأزالة الرقاقة سيفشل النظام |
| Tekrar karaciğere dönerler ve ilacın tamamının diğer küçük bir kısmı da böbrekler tarafından idrar yoluyla filtrelenen metabolitlere dönüşür. | TED | بالعودة إلى الكبد، جزء صغير آخر من المقدار الكلي للدواء يتم تحويله لجزيئات أيض، والتي يتم تنقيتها في النهاية من قبل الكلية ضمن البول. |
| Askerin sadece küçük bir kısmı beni arıyor. | Open Subtitles | حتى لو قلت الجيش , إنه جزء صغير منه |
| Askerin sadece küçük bir kısmı beni arıyor. | Open Subtitles | حتى لو قلت الجيش , إنه جزء صغير منه |
| Bu, yapabildiklerimin sadece küçük bir kısmı. | Open Subtitles | وهذا ما هو إلا جزء صغير من ما أقوم به. |
| Lakin bunun sadece gerçeğin küçük bir kısmı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ولكن الآن نعلم أنه جزء صغير من الحقيقة |