| Şu kısmı karşıya geçirmem gerekti, ama sadece bir milim. | TED | علي ان احرك هذا الجزء قليلاً .. فقط ميليمتر واحد |
| Çoğu insan bana noodle yeme deneyiminin büyük bir kısmı, höpürdeterek yeme sesidir. | TED | الكثير قالوا لي أن الجزء الكبير من تجربة تناول المكرونة هو صوت إرتشافها. |
| Beynimizin ön kısmı, insanlarda daha yüksek zihinsel işlevlerden sorumludur. | TED | الجزء الأمامي من دماغك مسؤول عن وظائفك الإدراكية العليا كإنسان. |
| Ve bir kısmı da, bunların hepsini saldırı olarak değerlendiriyor. | TED | وهناك الجزء الآخر من الدماغ والذي يعتبر كل هذا كتهديد. |
| Yalnızca bozuk kısmı alıyorsunuz, ıslatıp duvara geri koyuyorsunuz. Eskisinin aynısı oluyor. | TED | ستقوم فقط بأخذ الجزء المتضرر تبلله وتعيده إلى الحائط، وسيبدو مشابهاً للسابق. |
| Birkaç dakika içinde, izleyicinin önemli bir kısmı hedef bölgeye giden yolu bulmuş ve geri kalanı dolaşımdan temizlenmiştir. | TED | خلال بضع دقائق، يستطيع جزءٌ كبيرٌ من الكاشف أن يصل إلى هدفه، ويتم إخلاء الدورة الدموية من الجزء المتبقّي. |
| Ancak bu metnin son kısmı geldiğinde, ben de görmek isterim. | Open Subtitles | , لكن عندما يأتى الجزء الأخير لهذا . أود أن أراه |
| Bu endişelerimin bir kısmı, diğer kısmı bu kısma inanmıyor bile. | Open Subtitles | جزء مني فقط هو القلق أما الجزء الآخر فلا يصدق هذا |
| Anlaşmaları sağlamak dert değil. O, işin en kolay kısmı. | Open Subtitles | حسنا,استطيع ان احصل على التوقيعات التي اريدها هذا الجزء الاسهل |
| Şiltenin üstünde duruyor, dirsekten bükülmüş, kolun iç kısmı yukarı bakıyor. | Open Subtitles | و يستقر علي المرتبه و المرفق مثني و الجزء الأمامي متهدل |
| Şiltenin üstünde duruyor, dirsekten bükülmüş, kolun iç kısmı yukarı bakıyor. | Open Subtitles | و يستقر علي المرتبه و المرفق مثني و الجزء الأمامي متهدل |
| - Aman Tanrım. - Aslında, en kötü kısmı bu değil. | Open Subtitles | أوه ، يا إلهي في الحقيقة ، هذا ليس الجزء الأسوأ |
| Asıl zor kısmı yeterli miktarda, uygun kalitede fizyonlanabilir malzeme olması. | Open Subtitles | الجزء الأول الصعب سيكون عنده مواد كافية للوصول الي الدرجة الملائمة. |
| İşin zor kısmı ise siyahi oyu bölmenin tek yolu vardır. | Open Subtitles | .وهنا سيأتي الجزء الأصعب تقسيم أصوات السّود هو ما سيُرجّح فرصنا |
| ...ancak yeşil ekranda çalışmak işimin çok kolay olmayan bir kısmı. | Open Subtitles | لكن الشاشة الخضراء هي الجزء الوحيد الذي ليس سهلاً في عملي |
| Zor olan kısmı titretmemek yoksa arka plandaki arabalar gibi bulanık çıkıyor. | Open Subtitles | فيبدو الجزء الثابت ، والبقية يبدو مضببا مثل هذه السيارة في الخلفية |
| Ama bu hikayeyi anlattığımızda, tereddüt ettiğim kısmı atlar mısınız? | Open Subtitles | لكن عندما نروى القصة أيمكنكم تجاهل الجزء الذى ترددت فيه |
| Dünyadan yansıyan ışığın bir kısmı deliğe düşer, fakat bir kısmı da mercek etrafından dönerek bize tekrar ulaşır. | TED | إن الضوء القادم من الأرض، يسقط بعضه في الثقب الأسود، لكن يرجع إلينا البعض بعد إلتفافه حول الثقب الأسود. |
| Özel bakıma ihtiyacı varsa, şu alttaki kısmı da doldurun. | Open Subtitles | إن كان بحاجة عناية خاصة، رجاءً إملأ القسم السفلي. |
| Şöyle bir göz attım, bir kısmı yolculukta hayatta kalmış... | Open Subtitles | . . كان لديّ أمل أن ينجو بعضها في الطريق |
| İflas planımızın kirayı hafifletme kısmı hakkında bilgin var değil mi? | Open Subtitles | أنتِ على دراية بالجزء الخاص بإغاثة الإيجار من خطة الإفلاس لدينا؟ |
| Sanırım bu problemin bir kısmı da bir çok insan topluluğunda bu diyaloglara katılım eksikliği olması. | TED | أعتقد جزء من هذه المشكله هو، أنه كان لدينا نقص في الحضور في هذه الحوار من أجزاء متعدده في المجتمع البشري |
| Bir kısmı eğitimine devam etse de birçoğu iş gücüne katılıyor. | TED | بعضهم يستمر للمزيد من التعليم، لكن العديد منهم يدخل سوق العمل. |
| Ama işin zor olan kısmı buradakileri katılmaya ikna etmek olacak. | Open Subtitles | لكن أصعَب جُزء كما تعلمين هوَ إقناع هؤلاء الأشخاص بالتسجيل |
| Bir örümcek lifi proteininin nasıl göründüğünü anlamanız için, bu bir kılavuz çizgisi proteini, sadece bir kısmı karadul böceğine ait. | TED | لإعطاءكم فكرة عن ما يبدو عليه بروتين خيط العنكبوت هذا هو بروتين خيط الجذب جزء منه فقط من عنكبوت الارملة السوداء |
| Öteki kısmı beynini kullanmak. Kural kitabını bir kenara bırak. | Open Subtitles | والجزء الأخر من وظيفتك ان تستعمل عقلك ارم كتاب القوانين |
| Yaşayan organizmalar yapacak yeni yollr biriktirir, çünkü bu hataların bir kısmı işe yarar. Yani DNA öğreniyor, ve | TED | فهوّ يراكم طرقاّ جديدةً لصنع أنظمةٍ حيّة لأنّ بعضاً من هذه الأخطاء يعمل. فالحمض النّووي يتعلّم |
| El yazınıza güvenmeyi öğrenmelisiniz. Bu hayatınızın önemli bir kısmı haline geliyor. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم أن تثق بخط يدك سيصبح جزءاً هاماً من حياتك |
| Ancak tüm bunlar buzdağının sadece görünen kısmı. | TED | مع ذلك، هذه ليست سوى قمة الجبل الجليدي. |
| Sadece aykırı olmaktan bahseden kısmı. | Open Subtitles | كلا، فقط الجزئية حول التناقضات، انت ذلك. |