Gücümüzün yetmeyeceği bir ev ve bizi kızdıracak bir köpek alalım. | Open Subtitles | فلنحصل على منزل لا يمكننا تحمل ثمنه و كلب يجعلنا غاضبين |
Evet, babamı en fazla kızdıracak olan şeyi arıyordum diyebilirim. | Open Subtitles | نعم، حسناً، أظن أن الأمر أكبر من ذلك لقد كنت أتطلع للشيء الوحيد الذي سوف يغضب والدي لأقصى درجة |
Seni kızdıracak bir şey yaptım diye düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | يجب أن أحذر أنا لا أستطيع التفكير الا أنني فعلت شيئاً لإغضابك |
- Seni kızdıracak bir şey mi yaptım? | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت فعلت شيئاً أغضبك مثل ماذا؟ |
Ve tabii bir de şüphesiz Declan Harp'ı kızdıracak. | Open Subtitles | ناهيك عن إنها سيغضب هذا بلا شك ديكلان هارب |
Eğer sen evleniyor olsaydın asla seni kızdıracak bir şey yapmazdım. | Open Subtitles | اسمعني، إنه يوم زفافي، إذا كنت ستتزوج ما كنت لأفعل شيئاً يغضبك |
Onu kızdıracak her ne yapıyorsan, hemen bir son vermelisin. | Open Subtitles | أياً كان ما يغضبها في أفعالك فعليك أن تتوقفي الآن |
Şimdi bu zengin kız Ceres'teki babacığı kızdıracak ne yapmış olabilir? | Open Subtitles | الآن ، ما الذي قد تفعله فتاة ثرية لإغضاب والدها في " سيريس " ؟ |
- Bugünden önce onunla karşılaşmadım bile. Bu onu kızdıracak bir şey yapmadığın anlamına gelmez. | Open Subtitles | -هذا لا يعني أنّكِ لمْ تفعلي شيئاً لإغضابها |
Burada kimse sizi kızdıracak kadar önemli değil galiba. | Open Subtitles | ولا يبدو أن أحداً هنا مهم بما يكفي ليغضبك |
Minnie sizi kızdıracak ne yaptıysa benim bununla bir ilgim yok. | Open Subtitles | مهما يكن ما فعلته ميني لجعلكم غاضبين فليس لي علاقة به |
Bu olay pek çok kişiyi kızdıracak. | Open Subtitles | سيجعل هذا الكثير من الأشخاص غاضبين |
O adam şaka gibi olmalı, Han Sung kızdıracak cesareti olduğuna göre. | Open Subtitles | هذا الرجل يمزح، حتى يجعل هان سونج يغضب. |
Ayrıca tanıdığım kadarıyla Dr. House'un seni kızdıracak birşey yaptığından da eminim. | Open Subtitles | و واثقة أيضاً من معرفتي بدكتور (هاوس) أنه قد فعل شئ لإغضابك. |
Çilli, seni kızdıracak bir şey mi dedi bu yoksa? | Open Subtitles | هل قال شيئا أغضبك ياذات النمش؟ |
Bunu yapmamam gerek çünkü muhasebecileri kızdıracak ama sallayın! | Open Subtitles | لا يجدر بي فعل هذا, لأنه سيغضب المدير المالي البخيل. لكن ما المشكلة! |
Seni bu kadar kızdıracak ne yaptığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر أنني فعلت أي شيء يغضبك مني لهذه الدرجة |
Onu kızdıracak bir şey yaptığımı hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر أني فعلت أي شئ يغضبها |
Leon, bu adamları kızdıracak ne yaptın? | Open Subtitles | -يا إلهي (ليون)، ماذا فعلت لإغضاب هؤلاء؟ |
- Onu bu kadar kızdıracak ne yaptım? | Open Subtitles | ماذا فعلت لإغضابها إلى هذا الحد؟ |
- Bu herif seni bu kadar kızdıracak ne yaptı? | Open Subtitles | -ماذا فعل ليغضبك لهذه الدرجة؟ -أن الأمر منذ عدة سنوات |
Bu onu çok kızdıracak. | Open Subtitles | لن تجني سوى إثارة غضبها |
Beyler, eğer sizi kızdıracak bir şey yaptıysam... | Open Subtitles | اسمعوا أيها السادة إن كنت قد فعلت شيئاً يسيء إليكم ، أو .. |
Bu sırada seni kızdıracak kadar ne yaptığımı açıklar mısın acaba? | Open Subtitles | فما رأيك أن تستغل تلك المدة لإخباري بما فعلتُه وأغضبك جدًّا؟ |