| Tanrı bize değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul etme huzuru değiştirebileceğimiz şeyleri değiştirme cesareti ve ikisi arasındaki farkı bilecek tecrübeyi versin. | Open Subtitles | الله يمنحنا الصفاء لقبول الأشياء نحن لا نستطيع تغيير، الشجاعة للتغيير الأشياء التي نحن يمكن أن، |
| Siz de bu zaman diliminde bir İran ticari şirketinden 900 milyon doları havale etmeyi kabul etme yolunu seçmişsiniz. | Open Subtitles | إذا فقد شرعتم في قبول مبادلات سلكية من شركات تجارية إيرانية تصل قيمتها لـ900 مليون دولار خلال تلك الفترة الزمنية |
| Setteki bir numaralı kişi değilsen bedava sakso kabul etme. | Open Subtitles | لا تقبل جنساً فموياً مجانياً من ممثلات في الفيلم إذا كنت أنت الاول على ورقة الاستدعاء.. |
| 30 gün uyarısını kabul etme. | Open Subtitles | لا تقبلي إنذار ال30 أيام |
| Bir iki sohbet ettik diye hiçbir şeyi olmuş kabul etme. | Open Subtitles | لا تأخذ الأمور مسلماً بها مجرد تبادلنا الحديث قليلاً لا يعنى شيئا. |
| kabul etme. | Open Subtitles | على إعطائه قضية فيلتون سيكيورتيز لا توافق على ذلك |
| Sanırım yedinci üyemizi kabul etme vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد بأنه حان الوقت لقبول العضو السابع في مجموعتنا |
| Tanrı'dan, değiştiremeyeceğimiz şeyi kabul etme dinginliğini bahşetmesini istiyoruz. | Open Subtitles | نسأل الله أن يمنحنا الصفاء ... لقبول الأشياء التي لا نستطيع تغييرها |
| "Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceklerimi değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilecek hikmeti ver." | Open Subtitles | الله، منح لي في سكون لقبول ما لا يمكن تغيير، الشجاعة لتغيير الأشياء التي يمكنني أن... |
| Benim en büyük sorunum bu kurbanları sizlerden biri olarak kabul etme engeliniz. | TED | أكبر تحدي لي هو قبول الضحايا في حيك السكني كفرد ينتمي لنا |
| Maaş kabul etme işlemi çok karmaşık bir işlemdir. | Open Subtitles | إنّ المرور بعملية قبول المعاش هي مسألة معقّدة. |
| Bildiğim kadarıyla, yasalar size sonuçları herhangi bir nedenle geç kabul etme yetkisi veriyor. | Open Subtitles | يعطيك الحرية في قبول نتائج متأخرة لأي سبب كان فالأمر عائد إليك |
| Beklenmedik şekilde kazık atan birinin özrünü asla kabul etme. | Open Subtitles | لا تقبل اعتذار قط من شخص قد لكمك على حين غفلة لتوه |
| Teklifimizi kabul etme. Hatta elindeki en düşük teklifi kabul edebilirsin. | Open Subtitles | لا تقبل بهذا العرض, ربما عليك الذهاب بأقل شيء لديك |
| Ben söylemeden hiçbir teklifini kabul etme. | Open Subtitles | لا تقبل منه أي شئ إلا إذا وافقت أنا |
| Bu işi kabul etme, Kitty. Seni uyarıyorum. | Open Subtitles | لا تقبلي هذه الوظيفة يا (كيتي) أنا أحذركِ |
| "Hayır"ı cevap olarak kabul etme. | Open Subtitles | لا تقبلي الرفض. |
| Katrine, kabul etme sakın. | Open Subtitles | لا تقبلي بالوظيفة |
| İlk gün sakın soru kabul etme. Zayıflık göstergesidir. | Open Subtitles | لا تأخذ الأسئلة في اليوم الأول إنه يظهر الضعف |
| Teklifi kabul etme de denmez ki şimdi. | Open Subtitles | لا استطيع ان اقول لها ان لا تأخذ الوظيفة |
| İşten kovulursam veya bu koltukta ölürsem sakın işi kabul etme. | Open Subtitles | عندما تتم إقالتي... أو تحين وفاتي في هذا الكرسي، لا تأخذ هذا المنصب. |
| Reed, sakın kabul etme. | Open Subtitles | ريد , لا توافق على هذا |
| Mücevher kaçakçılığı'nı kabul etme. | Open Subtitles | ...لا توافق على تهريب المجوهرات |
| Kuzen Sissi hariç. Ona tekliften bahsettim, 'kabul etme' dedi. | Open Subtitles | حفظاً لقريبتي , سيسي , لذا أعتقدت لربما آخذهم للعمه الرومانيه بدير بوفورد |
| Benim tavsiyemi dinleyecek olsaydın kabul etme derdim ama dinlemeyeceğin için- | Open Subtitles | سوف اقول ان لا تأخذي العمل لو انه كان لديك اي نية في اخذ نصيحتي لكن بما انك لن تفعلي |