| Burası mükemmel bir eğlence yeri, ve burada bir daha "meme" lafı duymak istemiyorum. | Open Subtitles | هذا نادي راقي جداً ولا أريد ان اسمع لتلك الكلمة مرة أخرى |
| Etrafımda o lafı kullanma. Çirkin ve ırkçı bir laf. | Open Subtitles | لا تستخدم تلك الكلمة معيّ، إنها قبيحة وعنصرية. |
| lafı geçmişken daha önce hiç birinci sınıf uçtun mu? | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك، هل سافرت جوًّا في مقاعد الدرجة الأولى؟ |
| Oğlum, şu lafı bilir misin "En iyi mahalledeki en kötü evi seç"? | Open Subtitles | بنى , هل أنت على دراية بهذه العبارة أختار المنزل الأسوء فى الحى الأفضل ؟ |
| Sikeyim "Teşekkürler"i. Sikeyim "Bir şey değil"i. Aramızda lafı olmaz. | Open Subtitles | اللعنة ، أشكرك ، على الرحب والسعة إنه أنا وأنت |
| Pişmiş, kafası kıyak, dumanlı, artık hangi lafı kullanıyorsan işte. | Open Subtitles | مخمورة ,متوهجة ,تحت تأثير الميرغوانا أياً كان التعبير الذي تريده |
| lafı uzatmamak için yaşlı babamın da size anlatacağı gibi efendim. | Open Subtitles | الحقيقة باختصار شديد، كما ستعرفون من حديث أبى، الرجل المسن |
| ırkçı bir yorum yaparsa başka beyazların bu ırkçı lafı keseceğini umarız. | TED | ألقى تعليقاً عنصرياً، سوف تأمل، أنا آمل، أن الناس البيض سوف يقاطعون تلك الجملة العنصرية بواسطة شخص أبيض آخر. |
| Bu lafı annen nakışla yastığa mı işlemişti? | Open Subtitles | هل قامت والدتك بتطريز هذه الكلمة على وسادة ؟ |
| lafı ağzına tıkmış olmayayım ama muhtemelen evlenmeyi istersin. | Open Subtitles | ليس لإجتزاز الكلمة من علي فمك ولكن من المحتمل انك ستريد أن تتزوج. |
| O lafı bu evde kullanayım deme! | Open Subtitles | لا يمكنك إستخدام هذا الكلمة في هذا البيت |
| lafı açılmışken, bana şu karga içeceğini biraz daha anlat. | Open Subtitles | رأيت، تشارل؟ بالحديث عن ذلك، أخبِرني أكثر عن هذا المشروب. |
| lafı açılmışken Bang Bang Seni Öldürüyorum olayı da neyin nesi? | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك، ماذا عن مسرحية " طاخ طاخ، سأقتلك "؟ |
| Asla. lafı açılmışken, bugünkü şu görüşmeler de nereden çıktı? | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك ، ما خطب تلك المقابلات التى نعقدها اليوم ؟ |
| Şu lafı zamanında kim demiş biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين من قائل العبارة هذه ؟ |
| Evet, o lafı biliyormuşsun. | Open Subtitles | : أجل، لكنكِ تعرفين هذه العبارة |
| Boş ver"Teşekkürler"i. Boş ver "Bir şey değil"i. Aramızda lafı olmaz. | Open Subtitles | اللعنة ، أشكرك ، على الرحب والسعة إنه أنا وأنت |
| Kardeşin, ki ben bu lafı çok dikkatli kullanırım çalıştığım sigorta şirketinden bir milyon dolar çaldı... | Open Subtitles | أنظر أخوك ، وأنا أستعمل هذا التعبير بعناية جدا سرق مليون دولار من شركتى للتأمين |
| lafı dolandırmayacağım, Sweetums'ın suyumuza şeker basmasına izin vermek delilik olur. | Open Subtitles | ولكن باختصار , انه ضرب من الجنون لجعل سويتممز تسيطر على امدادات المياه الخاصة بنا وان تضخ فيها كميات كبيرة من السكر |
| O zaman onun sürekli kullandığı lafı nereden biliyorsun? | Open Subtitles | إذاً، كيف عرفتي هذه الجملة التي كانت تقولها دائماً؟ |
| Majesteleri, lafı dolaştırmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | فخامتك، أنا لا أرى سبباً للخروج عن الموضوع |
| - lafı bile olmaz dostum. | Open Subtitles | على الرّحب والسعة يا صديقي |
| lafı dolandırmak için bir neden görmüyorum. | Open Subtitles | لا أرى أي داعٍ لأن أراوغ |
| "Sahile kum götürmek" lafı sana bir şey ifade etmiyor mu? | Open Subtitles | الا تعني لك جملة , احضار الرمل الى شاطئ, شئ لك ؟ |
| lafı bile olmaz. Benim için zevkti. | Open Subtitles | لا تقل ذلك لقد كان من دواعى سرورى |
| - lafı bile olmaz. | Open Subtitles | لا تلق بالًا |
| lafı bile olmaz evlat. | Open Subtitles | لا داعي لذلك ياصغيري |
| Şu lafı söyleyip durma baba! | Open Subtitles | لا تكرر تلك الكلمه يا ابي انا اسف يا داني |