| Lindsay ondan ayrıldığım için gerçekten çok üzgün. | Open Subtitles | لينزي مكتئبه جداً على أنني قطعت علاقتي بها |
| Lindsay yeniden takımdaki yerini alabilir. | Open Subtitles | حينها لينزي بستطاعتها أرجاع مكانها في الفريق |
| Lindsay, elektrik sorununu duyduğuma üzüldüm ama bu artık benim sorunum değil. | Open Subtitles | ليندزي, أنا متأسف لسماع ما يحدث لك لكنها ليست مشكلتي بعد الآن |
| Lindsay Naegle, Veriqual Cep Telefonları şirketinden ve size birçok çeşit cep telefonu çözümü önerebilirim. | Open Subtitles | ليندزي بايجل، فيريكوال للأجهزة الخليوية ويمكنني أن أقدم لك مجموعة كبيرة من الحلول الخليوية |
| - Ne? Mirasının küçük bayan Lindsay'e gitmesini ister misin? | Open Subtitles | هل تريد الإرث الخاص بك سوف يذكر ليندساي ملكة جمال؟ |
| Ben de başsağlığı dileklerimi iletmek istedim. Herkes Lindsay ve Paul'u severdi. | Open Subtitles | و أدرت أيضاً أن أقدم تعازينا الجميع أحبوا ليندساي و بول |
| Michael Bluth kardeşi Lindsay'nin geri vermek için söz verdiği kiralık arabayı... bulmak için eve geri döndü. | Open Subtitles | مايكل بلوث عاد الى المنزل ليجد ان السياره المستأجره اخته ليندسى قد وعدت ان تعيدها |
| Lindsay, hayatta yarışmadan daha önemli şeyler de var. | Open Subtitles | لينزي ، هناك الكثير للحياة أكثر من المنافسة |
| Tek yapman gereken şöyle demek... "Merhaba, ben Lindsay Weir. Babam 25. km'de A1 Spor Eşyaları Mağazasını işletiyor." | Open Subtitles | مرحباً، أنا لينزي وير أبي يمتلك محل لبيع أدوات الرياضة في شارع 16 لاأصدق أنكم تطلبون مني ذلك |
| Evet, dün gece Lindsay Lohan'la parti yapmamalıydım. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه لا يجب أن أحتفل البارحة مع لينزي لوهان |
| Oliver ve Bayan Lindsay harika bir çift oldu. | Open Subtitles | أوليفر والآنسة لينزي يمثلون ثنائيا مبارك |
| O halde şunu bilin ki, Bayan Lindsay'ye mirasınız, ölüyken daha değerli olduğu bir dünya olacak. | Open Subtitles | ستكون تركتك هي أن تترك الآنسة لينزي في عالم تكون قيمتها وهي ميتة اكثر منها وهي حية |
| Lindsay, üzerinden parmak izi alabileceğimiz ne varsa topla, laboratuara götür. | Open Subtitles | "ليندزي " أجمعي كل شيء وخذي منه البصمات وأعيديه إلى المعمل |
| Lindsay'nin yapışkan olduğunu söylerken neyi kastetmiş? | Open Subtitles | إذاً, ماذا بالضبظ كان يعني عن قوله بأن ليندزي ترمي نفسها عليه? |
| Robbie'yle o bilmiş Lindsay'den uzak, tek başınayken konuşmalıyım. | Open Subtitles | يجب علي أن أختلي بروبي, بعيداً عن ليندزي. |
| Lindsay. Partisini seninkiyle aynı güne değiştirmiş. | Open Subtitles | ليندزي غيرت موعد حفلتها إلى نفس موعد حفلتك |
| Lindsay hakkında konuşmaya cüret etme. Onu tanımıyordun. | Open Subtitles | لا تجرؤ على التحدث عن ليندساي أنت لم تعرفها |
| Bana senin benden daha iyi anne olduğunu ispatlamaya çalışıyorsun, Lindsay'in hatalı olduğunu. | Open Subtitles | أنت فقط تريدين أن تثبتي أنك أم أفضل مني و أن ليندساي كانت مخطئه |
| Lindsay New York'da dansçı olmaya çalışıyordu... ve ben evde normal çocukluğumu yaşayamıyordum... çünkü annelik yapmakla meşguldüm. | Open Subtitles | ليندساي كانت في نيويورك تحاول أن تكون راقصه و أنا كنت في المنزل و لا أحظى بطفولتي لأنني كنت مشغولة بكوني أمك |
| Lindsay, her şeyi kısıtlamalısın. Şirketin uçağını bile satıyorum. | Open Subtitles | ليندسى , يجب ان تقللى من كل شئ انا ابيع حتى طائرة الشركه |
| 9 yaşındaki kızkardeşiniz, Tracey Lindsay, 10 Temmuz 2008 de kayboldu. | Open Subtitles | ،شقيقتك ذات الـ9 سنوات ،)تريسى ليندساى) فقدت في 10 يوليو 2008 |
| Ne dersen de ama o ahşap döşemelerden göremiyorum, Lindsay. | Open Subtitles | اتصل بي الجنون، ولكن أنا لا نرى تلك الأرضيات الصلبة، ليندسي ل. |
| Sürtük Lindsay gibi sıfır beden, sarışın, iri göğüslü kızlara mı? | Open Subtitles | الفتيات ذوات البشرة الرائعة, الصغيرات, الشقراوات, صاحبات الصدور, النحيلات, مثل لندزي الخبيثة؟ |
| Lindsay, eczaneyi ara. Vakit geçirmeye çalışsınlar. | Open Subtitles | لينسي)، إتصلي بالصيدلية) أخبريهم بأن يعطلوه |
| Lindsay'nin gittiğimizi anlamasına 30 saniye var. | Open Subtitles | بسرعة , أمامنا 30 ثانية قبل أن تلاحظ لندسي غيابنا |
| Lauren sen ve Paris Hilton ve Lindsay Lohan beraber takılıp sarhoşken araba kullanıyor musunuz? | Open Subtitles | لذلك، لورين، هل و باريس هيلتون وليندسي لوهان جميع أوقاتهم و انتقل القيادة تحت تأثير الخمر معا؟ |
| Dinle, Lindsay, biz de çöpçatanlığa karşıyız, şayet Allison söz konusu. | Open Subtitles | أصغي يا "ليندسي" جميعنا ضد الاتجار بالبشر ، لكن |
| Kötü, George Michael. Lindsay'nin sana sürmeyi öğrettiğini öğrendim. Evet. | Open Subtitles | سيء يا (جورج مايكل), أكتشفت لتوي ان (لينزي) تعلمك القيادة |