| mahkumlar, HYB'lere ırkları sebebiyle dinleri ya da siyasi inançları yüzünden gönderiliyor. | TED | يقع إرسال السجناء لوحدة إدارة الاتصالات بسبب العرق، والدين أو معتقداتهم السياسية. |
| Diyelim ki o mahkumlar özgür ve fikirlerini dile getirebiliyorlar. | Open Subtitles | ولكن أولائك السجناء كانوا يتمتعون بالحرية التي تمكنهم من الكلام |
| mahkumlar her şeyden fazla neden nefret ederler biliyor musun, Burke? | Open Subtitles | أتعرف ما الذي يكرهه السجناء أكثر من أي شيء آخر ؟ |
| Bu mahkumlar karışıklık çıkaramazlar. Amerikan gardiyanları daha sert olmalı. | Open Subtitles | لكي لا يعبث المساجين يجب أن نكون نحن الضباط قساة |
| Geri dönen bu mahkumlar, huzursuz Kübalı Amerikalılar tarafından nasıl karşılanacak? | Open Subtitles | كيف سيتم أستيعاب هؤلاء سجناء العائدين إلى الجالية الأمريكية الكوبية القلقة؟ |
| mahkumlar her şeyden fazla polisten nefret ederler. Kahrolası domuzlar! | Open Subtitles | يكره السجناء الشرطيون أكثر من أي شيء آخر، الشرطيون الحقيرون |
| Geçide güç ver ve diğer mahkumlar yerken elle çevir. | Open Subtitles | نمد البوبة بالطاقة ونتجه مباشرة بينما يتناول السجناء الاخرون العام |
| - ...mahkumlar değiştirildiğinde... - Hı-hı. ...Pakistan ordusunun gözetiminde kalacaklardır. | Open Subtitles | أنّه بمجرّد تسلّم السجناء سوف يبقون داخل السجن العسكري الباكستاني |
| Ya arabaya binip giderler ya da mahkumlar burada kalır. | Open Subtitles | يصعدون الشاحنة الصغيرة ويغادرون بعيدا وإلا فسيبقى السجناء قابعين هنا |
| Benim zavallı, yaşlı müvekkillerim o mahkumlar kadar hakka sahip değil mi yani? | Open Subtitles | هل تقول أن موكلي المساكين الكبار في السن لديهم حقوق أقل من السجناء |
| mahkumlar Chatelet'e dönmeden , daha fazla zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حينما يعود السجناء إلى الشاتليه نحتاج إلى المزيد من الوقت |
| Ve tabii bu mahkumlar gördükleri her şeyin gerçek, ...doğru olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | ويؤمن هؤلاء السجناء في الكهف أن كل ما يرونه حقيقي هذا صحيح، |
| Ve bu çalışmayı yaptılar ve diyorlar ki; günde iki saat, mahkumlar dışarıda çocuklardan daha fazla zaman harcıyorlarmış. | TED | وقد أجروا تلك الدراسة التي تقول، إنه لمدة ساعتين في اليوم، يحصل السجناء على مزيد من الوقت بالخارج أكثر من الأطفال. |
| Fakat senin ziyaretinden sonraki 100. sabah tüm mahkumlar bir gece önce gardiyandan izin isteyerek adayı terk etmiş oluyor. | TED | ولكن بعد مئة يوم من زيارتك، جميع السجناء كانو قد رحلوا |
| Bu mahkumlar karışıklık çıkaramazlar. Amerikan gardiyanları daha sert olmalı. | Open Subtitles | لكي لا يعبث المساجين يجب أن نكون نحن الضباط قساة |
| mahkumlar bile volta atabiliyor sonuçta. Burası sahneye biraz fazla yakın değil mi? | Open Subtitles | أقصد حتي المساجين يحصلون علي وقت الفناء أليس هذا قريبا من المسرح ؟ |
| Bu adamlar sizin görev sürenizce Alkatraz'da bulunan mahkumlar. Doğru mu? | Open Subtitles | هؤلاء هم رجال كانوا سجناء فى الكتراذ أثناء فترة رئاستك للسجن ، هل هذا صحيح ؟ |
| Bütün mahkumlar yüzükoyun yere yatsın. | Open Subtitles | فليبق جميع النزلاء منبطحين أرضاً بلا حركة |
| mahkumlar sopalar ve cam parçalarıyla her yerde. | Open Subtitles | السجينات منتشرات في كلّ الأنحاء مسلحات بالهراوات وقطع الزجاج. |
| mahkumlar hücrelerinde değilken mi kilitledin ? | Open Subtitles | أغلقت الأبواب كلها مع وجود مساجين بالخارج؟ |
| Dikkat, çağıracağım mahkumlar müdürün odasına gideceklerdir, | Open Subtitles | انتباه على السُجناء التالين الحضور إلى مكتب آمِر السِجن |
| Telefon konuşmaları ayda 45 dakikayla sınırlı iken, diğer mahkumlar ayda 300 dakika arama yapabiliyor. | TED | يمكن حصر طول المكالمة الهاتفية ليصل إلى 45 دقيقة في الشهر، مقابل 300 دقيقة للسجناء الآخرين. |
| Anlaşmazlıkların doğduğunu gördüm tüm mahkumlar seçilmek istiyorlardı. | Open Subtitles | رأيتُ شَرخاً ينمو حيثُ تَمنّى كُلُ سجين أن يكونَ هوَ المُختار |
| Siz İngiliz mahkumlar, Kwai Nehri üzerine bir köprü inşa etmek üzere seçildiniz. | Open Subtitles | أيها الأسرى البريطانيين ... لقد تم أختياركم لبناء جسر فوق نهر كواي |
| mahkumlar, bir saatten sonra dışarı çıkamıyorlar. | Open Subtitles | غير مسموح للمساجين بالتواجد بالخارج هذا التوقيت |
| Evet. Her gün mahkeme salonuna nakli yapılan mahkumlar var. | Open Subtitles | أجل، هُناك نقل سُجناء من دار القضاء كلّ يوم. |
| İyi vatandaşlar yapmıyoruz, ama iyi mahkumlar yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نصنع مواطنين جيدينَ لَكنَّنا نصنع سجناءَ جيدين. |
| "Fox River'dan kaçan mahkumlar, 1131 Monterey Lane'de tespit edildiler." | Open Subtitles | المدانون الهاربون من نهر(فوكس) وجدت أثارهم (في 1131 شارع (مونتري |
| mahkumlar hakkinda bir gelisme olursa, haber ver. | Open Subtitles | أعلمني إذا استجد شيء عن المدانين |