| Benim senden tek istediğim beklemen ki işlerin nasıl gideceğini görelim. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك هو أن تنتظري وأنظرى كيف ستسير الإمور |
| İşlerin nasıl gideceğini asla bilemezsin ama zihnini ve kalbini açık tutarsan bir gün kendi kaderini bulacağına inanıyorum. | Open Subtitles | لن تعلم أبداً كيف ستسير الأمور و لكن إن أبقيت عقلك مفتوحاً و قلبك مفتوحاً أعدك أنك ستجد مصيرك يوماً ما |
| Belli ki nasıl gideceğini bilmiyordum, fakat gelene kadar, | Open Subtitles | لم أكن اعلم كيف ستسير الامور وبدأ السباق |
| Sonra ona birinci sınıfa nasıl gideceğini gösterdim ve kimseye yakalanmamasını tembih ettim. | Open Subtitles | بعدها قلت لها كيف تصل للطبقة الأولى وحذّرتها ان لاتدع احداً يراها |
| Perona nasıl gideceğini mi soruyorsun? | Open Subtitles | كيف تصل للرصيف؟ |
| Metroyla oraya nasıl gideceğini falan biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين كيف تصلين إلى مترو الأنفاق وما شباه؟ |
| nasıl gideceğini, nereye gideceğini ve en önemlisi ne zaman gideceğini. | Open Subtitles | كيف سيذهب, الى اين سيذهب والاكثر أهمية متى سيذهب |
| Arayabilirim. Durumun nasıl gideceğini göreceğiz, değil mi? | Open Subtitles | سنرى كيف ستسير الأمور، هلاّ مضينا؟ |
| Yine de nasıl gideceğini görene kadar bunu gizli tutalım. | Open Subtitles | لنجعل هذا سراً حتى نرى كيف ستسير الأمور |
| nasıl gideceğini göreceğiz. - Tamam. | Open Subtitles | ربما، لنرى كيف ستسير الأمور. |
| - Oraya nasıl gideceğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | -هل تذكر كيف تصل إلى هناك ؟ |
| - Buradan ofisine nasıl gideceğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفى كيف تصلين لمكتبك من هنا؟ |
| Bu sana nereye ve nasıl gideceğini anlatıyor. | Open Subtitles | هذه تخبرك أين تذهبين و كيف تصلين هناك |
| nasıl gideceğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرفين الى اين سيذهب هذا. |