| Bir sıkıntı çıkarsa, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | إلى اللقاء وإن لم يسرِ العمل على ما يرام تعلمين أين تجديني |
| Bu konu hakkında bir şeyler yapmaya hazır hissedersen beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | عندما تكوني مستعدة لعمل شيء بسبب هذا تعرفي أين تجديني |
| Eğer küçükler liginde, oynamaktan sıkılırsan, ...Beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | وعندما تسأم من اللعب على نطاق صغير تعرف أين تجدني |
| Eğer keşfedersen, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | .. حسناً ، عندما تكتشفين ذلك تعرفين أين تجدينني |
| Bernie'yi tanıyordun, ve bu bandın üstünde hiç bir şey yoktu. Ve parmakları nerede bulacağını biliyordun. | Open Subtitles | ولم يكن هناك شيء، على شريط الفيديو وعرفت أين تجد الإصبع. |
| Bir şeye ihtiyaç duyarsan beni nerede bulacağını biliyorsun? | Open Subtitles | وإذا كنتي تحتاجين إلى أي شيء، تعرفين أين تجديني |
| İşlerin sıkıcı bir hâl alınca beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | عندما يصير هذا الأمر مملا .. تعملين أين تجديني |
| Ve dinle eğer bu yüzyılda bir araba alacaksan beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | لابأس ، واسمعي ، أنّ حصلت قطّ على سيارة من هذا القرنّ ، تعلمين أين تجديني |
| İşlerin sıkıcı bir hâl alınca, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | حسنا، عندما يصبح هذا الأمر مملا فأنت تعلم أين تجدني |
| Konuşmak istersen, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | إسمع ، أنت تعرف أين تجدني لو رغبت بالحديث |
| Bunu çalışmak gerek. Beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | لا بد أن نحل هذه المشكلة أنت تعلم أين تجدني |
| Fakat konuşmak istersen, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | لكن إذا شعرتي أنك تودين التحدث تعرفين أين تجدينني |
| Biliyorum, hiç kibar bir davranış değildi ve özür diliyorum ama bunu unutmanın bir yolunu bulabilirsen beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | و أنا آسف. لكن إن استطعتِ أن تنسيه، تعرفين أين تجدينني. |
| Kendine neler olduğunu öğrenmek istiyorsan beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | إنْ شئتِ أنْ تعرفي ما الذي يحصل لكِ تعرفين أين تجدينني |
| Bileğimden kan içmeni istiyorum. Sana sürüyü nerede bulacağını söyledim ya. | Open Subtitles | أخبرتك أين تجد القطيع، ماذا غير ذلك تريد منّي؟ |
| Babam cezalı olduğumu biliyor. Beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | أبي يعرف أنني على الارض، حتى تعرف أين تجد لي. |
| Beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين اين تجديني حقا اذا انت غير معجب بها |
| En çok istediğin şeyin ne olduğunu biliyoruz ve artık bizi nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | ولكننا نعلم ما تريدينه حقاً وأنتِ تعلمين أين تجديننا |
| Yaşamak için cildinin kalınlaşmış olması gerekir suyu ve korunağı nerede bulacağını bilmeli. | Open Subtitles | للبقاء حياً,يجب على الشخص أن يجعل جلدته مثل الجلد المدبوغ أن يعلم أين يجد الماء, ومتى يحتمي. |
| O büyük masasından kalkıp, siperde bize katılmak istiyorsa bizi nerede bulacağını biliyor. | Open Subtitles | اذا كان يريد ترك ذلك مكتب البلوط له وينضم إلينا هنا في الخنادق، انه يعرف اين تجد منا. |
| Evet, birlikte yaşamanın iyi tarafı da... eğer fikrini değiştirirsen, beni nerede bulacağını biliyorsun. | Open Subtitles | حسنا الشيء اللطيف بشأن عيشنا مع بعض ان غيرت رأيك تعرف اين تجدني |
| Evet, taşınırsam Arthur dönerse beni nerede bulacağını bilemez diye korktum. | Open Subtitles | أجل، كنتُ خائفة لو نقلت من هنا بأن (أرثر) قد يعود.. فلن يعلم أين سيجدني |
| Yüzbaşı Benwick nerede bulacağını bilir. | Open Subtitles | كابتن بينيك يعرف أين نجد أحدهم |
| Başkentte olup günün bu saatinde beni nerede bulacağını bilen tek kişi var. | Open Subtitles | هناك شـخص واحد في واشـنطن يعرف أين يجدني في هذا الوقت |
| Bizi nerede bulacağını biliyorsun. Binanın ayaklanıp gidecek hali yok. | Open Subtitles | تعرف أين تجدنا لن يختفي المستشفى |
| Eğer kafatasının koruması kalkarsa bu sana nerede bulacağını gösterecek. | Open Subtitles | ما هذا ؟ إذا كانت الجمجمة غير محمية هذا سيخبرك أين تجدها |