| İçim rahatladı. Sınavdan kaldığın ortada. | Open Subtitles | حسناً , هذا مريح حسناً , من الواضح انك رسبتي |
| İçim rahatladı, söyleyeyim. | Open Subtitles | هذا مريح جداً لي بالفعل |
| Annie, gerçekten de mükemmel olmadığını için içim rahatladı. | Open Subtitles | "آني"، أنا مرتاح تماماً بأنكِ لستِ في الواقع مثالية |
| Verdiğiniz sözün saçmalığını artık anladığınız için içim rahatladı. | Open Subtitles | أشعر بالراحة لأنك ترى الأن مدى غباوة قسمك |
| Cha Hee Joo olayı tamamen çözüldüğüne göre içim rahatladı. | Open Subtitles | و لأن قضية "تشا هي جو" إنتهت تماماً فأنا مرتاحة |
| - İçim pek rahatladı doktor. | Open Subtitles | مطمئن جداً يا طبيب |
| Ama duyunca rahatladı. | Open Subtitles | لقد صدرت مني فقط و أظنه ارتاح لذلك |
| Ama diğer yanım çok rahatladı. | Open Subtitles | نِصْف ني أَبْدو مذنباً. يَشْعرُ النصف الآخرُ بالارتياح. |
| İçim rahatladı. | Open Subtitles | ذلك مُريح. |
| Evet, içim rahatladı. | Open Subtitles | حسناً, هذا مريح |
| İçim rahatladı. Teşekkürler, Nolan. | Open Subtitles | ,هذا مريح شكرًا لك نولان |
| Bu konuşma sayesinde içim rahatladı. | Open Subtitles | هذا الحوار مريح جداً. |
| İçim rahatladı. | Open Subtitles | -أمر مريح أتعلم؟ |
| İçim rahatladı. | Open Subtitles | هذا مريح |
| İyi. İçim rahatladı. | Open Subtitles | حسنا، ذلك مريح |
| İçim rahatladı. Mutlu gözüküyorsun. | Open Subtitles | أنا مرتاح تبدين سعيدة |
| İçim rahatladı aslında. | Open Subtitles | بالواقع أنا مرتاح |
| "Ah, iyi ki kuyruğum yok!", içim rahatladı. | Open Subtitles | شعرتُ بالراحة وحمدتُ الرب أنّني لستُ كلباً فعلاً... |
| rahatladı, ama tamamen affetmesini ondan isteyemedim. | Open Subtitles | هي مرتاحة لكني لن أصل في الوقت الحالي إلى حد القول أنني متسامحة. |
| Çok olumlu konuştu. - İçim rahatladı. | Open Subtitles | كانت متفائلة جداً - هذا مطمئن - |
| Adam az önce anlattıklarınla rahatladı sanki. | Open Subtitles | هذا الرجل ارتاح لتوه بعد ما اخبرته |
| Aslında, bu korkunç olayı yapmadığını öğrendiğinde oldukça rahatladı. | Open Subtitles | في الواقع، انها شعرت بالارتياح لمعرفة انها لم تفعل ذلك الشيء الفظيع |
| İçim rahatladı. | Open Subtitles | هذا مُريح |
| Sağ ol, içim rahatladı. | Open Subtitles | جيد، لقد طمأنتي |
| Vicdanın rahatladı mı şimdi? | Open Subtitles | وعلى الأقل ، كما قال الخبير التقني والذييعرفهذاالأمر. والآن ، هل تشعرين بأنكِ أفضل وتشعرين براحة الضمير ؟ |
| Seni görmek istediğimi söyleyince rahatladı. | Open Subtitles | كان مرتاحاً جداً عندما قلت إنني أريد أن آتي و أراك |
| İçim rahatladı. | Open Subtitles | هذا مبعث على الراحة. |