| Son zamanlarda üçüncü sınıf öğrencilerime eşitlik sorunlarını öğrenmek için çok küçük olduklarını düşünen yetişkinlere ne söyleyeceklerini sordum. | TED | سألتُ مؤخرًا طلابي في الصف الثالث ماذا سيقولون لكبار السن ممن يعتقدون بأنهم صغار جدًا للتعلم عن قضايا مثل المساواة. |
| Bana yardım etmeseydin, neler olabileceğini ya da benim hakkımda neler söyleyeceklerini düşünmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد التكفير بما كان سيحدث أو بما كانوا سيقولون عني إذا لم تكن حاضرا لمساعدتي |
| Sadece bir görüş, söyleyeceklerini dinle. | Open Subtitles | قابليه فحسب, انظري ما الذي لديه ليقوله ليس لديكِ ما تخسريه |
| Umarım söyleyeceklerini duymak zarar vermez. | Open Subtitles | حسنا ً، أنا أظن انه لن يضُر . أن أسمع ما عنده ليقوله |
| Bu adam söyleyeceklerini daha agzindan çikmadan biliyordu. | Open Subtitles | الذى يعرف كل شئ عنك وكل شئ ستقوله , قبل ان تقوله |
| Sabrina, cidden, söyleyeceklerini dinlemelisin. | Open Subtitles | سبرينا، انتِ فعلاً يجب عليكِ ان تسمعي ما سيقوله |
| Bu sayede yanlarına gittiğimizde, ne söyleyeceklerini bileceklerdi. | Open Subtitles | وسيعرفان عندها ماذا سيقولان في حال واجهناهما |
| Farklı bir şey söyleyeceklerini hiç zannetmiyorum. | Open Subtitles | ولكنهم لن يخبروك بأى شىء مختلف |
| Gidip söyleyeceklerini bir dinleyebiliriz istersen. | Open Subtitles | أعتقد أنه علينا الذهاب إلى هناك لنرى ماذا سيقولون |
| Kendine ait erzakların olduğunu duyduklarında ne söyleyeceklerini düşünüyorsun? | Open Subtitles | ماذا تعتقد أنهم سيقولون عندما يعرفون ان لديك أمداداتك الخاصة؟ |
| Kendi erzağının olduğunu öğrendiklerinde ne söyleyeceklerini düşünüyorsun? | Open Subtitles | ماذا تعتقد أنهم سيقولون عندما يعرفون لديك امداداتك الخاصة؟ |
| Neler söyleyeceklerini sadece Tanrı bilir. | Open Subtitles | الله وحده يعلم ماذا سيقولون يا سيدى |
| Bu adamın söyleyeceklerini dinleyin. | Open Subtitles | فلتستمعوا إلى ما لدى ذلك الرجل ليقوله لقد كان يعمل بذلك المجال |
| Dr. Anrak şimdi geldi. söyleyeceklerini hep birlikte duyalım. | Open Subtitles | في الواقع، لقد الدكتور Anrak للتو في، لذلك دعونا نسمع ما لديه ليقوله. |
| Bence yargıç, adamın söyleyeceklerini dinleyince Ethan oradan çıkacak. | Open Subtitles | أعتقد أن عندما يسمع القاضي هذا الرجل... ما هو, و ما لديه ليقوله... |
| Jüri'nin tüm bunlar için söyleyeceklerini düşün. | Open Subtitles | فكريّ بما ستقوله هيئة المحلّفين عن كلّ هذا. |
| Doug'la ilgili söyleyeceklerini duymaya can atıyordum. | Open Subtitles | كنت أتطلع شوقاً لسماع ما كنت ستقوله عن" دوغستامبر" |
| Annenin söyleyeceklerini düşün. | Open Subtitles | فكر بما ستقوله امك |
| söyleyeceklerini dinleyelim. Onu içeri gönder. | Open Subtitles | لنستمع إلى ما سيقوله إجعله يدخل |
| söyleyeceklerini, nasıl desem, eğitici bulacaksınız. | Open Subtitles | أنا متأكد أن ما سيقوله ستجدونه ... . منوّراً |
| Bu sayede yanlarına gittiğimizde, ne söyleyeceklerini bileceklerdi. | Open Subtitles | وسيعرفان عندها ماذا سيقولان في حال واجهناهما |
| Farklı bir şey söyleyeceklerini hiç zannetmiyorum. | Open Subtitles | ولكنهم لن يخبروك بأى شىء مختلف |
| Bu yüzden de onların söyleyeceklerini dinlemek için şehirden ayrılıyorlar. | Open Subtitles | لذا غادروا المدينة لسماع ما لديهم ليقولوه |