| Sanırım dışarıdakilerden biri sinirlendi veya sıkıldı. | Open Subtitles | أعتقد أن أحدهم في الخارج إضطرب أو شعر بالملل |
| Biz de gidelim o yüzden. Canım iyice sıkıldı! | Open Subtitles | لذا دعنا نغادر المكان أيضاً فقد بدأت أشعر بالملل |
| Charlie,onu çok sıktık. Benim de canım sıkıldı. | Open Subtitles | تشارلي, إننا نشعرها بالملل أنا أشعر بالملل |
| İnsanlar facialardan sıkıldı. Seks hakkında yazamayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | سئم الناس من المآسي، نعرف أنك لا تجيدين كتابة مقال جيد عن الجنس |
| Ne oldu James, sıkıldı mı? | Open Subtitles | ماذا حصل يا جيمس لماذا ضجرت. ؟ |
| Sanırım Cointreau'dan sıkıldı ve telefon etmeye gitti. | Open Subtitles | وأعتقد أنه مل من مشروب الكونيترو لهذا ذهب ليجرى مكالمة تليفونية |
| Kısa sürede sıkıldı, ama ben sıkılmadım. | Open Subtitles | ولكنها سرعان ما أُصيبت بالملل ولكن ليس مني |
| Cidden canım sıkıldı. Bir gece daha o çekyatta yatamam ben. | Open Subtitles | أنا اشعر بالملل بالفعل وأنا لن انام على الأريكة مرة أخرى الليلة |
| Canım sıkıldı, eve su bastırmaya karar verdim. | Open Subtitles | ، فقط شعررت بالملل . وقررت أن أُغرق المنزل |
| Canım çok fena sıkıldı dostum. Üç gündür buradayım amına koyayım. | Open Subtitles | لقد شعرتُ بالملل هنا بالجوار يا رفيقي مع أني أنتقلتُ إلى هُنا منذُ 3 أيام. |
| Aklıyla nesneleri oynatan adam başına kadar sıkıldı. | Open Subtitles | رجل يحرك أشياء بعقله ثم يشعر بالملل من قدراته. |
| Bana penis düşünme deyince beynim iyice sıkıldı ben de birkaç siteyi okumaya başladım, sonra da onlara karşı çıkan siteleri okudum. | Open Subtitles | أنتِ أخبرتيني أن لا أفكر بالذكور العضوية وبالتالي عقلي أصيب بالملل وبدأت بقراءة تلك المواقع الإلكترونية |
| Yok artık. Belki de başkalarının cinayetlerini yazmaktan sıkıldı ve kendisininkini işlemeye karar verdi. | Open Subtitles | حسناً، ربّما سئم من الكتابة حول جرائم قتل الناس الآخرين، وقرّر إرتكاب واحدة بنفسه. |
| Sürekli senin için bahaneler uydurmamdan sıkıldı ben de seni kendi oyununla alt etmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد سئم من إيجادي لأعذار لكِ لذا قررت الإيقاع بكِ بلعبتكِ |
| Sadece onunla oynamanızdan sıkıldı hepsi bu. | Open Subtitles | لقد سئم من عبثكَ معه، هذا كل ما في الأمر |
| Amerika arabalarından sıkıldı... ve bizim bunu düzeltmemiz için bir tanıtıma ihtiyazcımız var. | Open Subtitles | أمريكا ضجرت من سياراتها , و نحن يجب أن نصلح ذلك . |
| Annem bile sıkıldı ki annem sıkılmaktan hoşlanır. | Open Subtitles | حتى أميّ ضجرت مع أنها تحب المضجِرين |
| Sonra 13. bölüm, deniz kalamarları civarlarında sıkıldı. | Open Subtitles | لكنه قد مل حينما وصل الى الجزء الثالث عشر - عندما اتت الحبارات العملاقة |
| - Evet, o sıkıldı, ben sıkıldım bütün tur çok sıkıcı. | Open Subtitles | اوه -اصابني الملل ايضا -نعم هو اصابه الملل.انا اصبني الملل |
| Karım çiftlikten sıkıldı. | Open Subtitles | هي كانت ضجرة بسبب المزرعة. |
| Belki Bay Morgan da beklemekten sıkıldı. | Open Subtitles | ربما قد سأم السيد"مورجان"من الأنتظار أيضاً |
| New York hakkında anlatacaklarımı dinlemen gerekiyor. O şimdiden sıkıldı. | Open Subtitles | عليك أن تسمعي تذمري بخصوص "نيويورك" لقد شعرت بالضجر بسرعة. |
| İnsanlar facialardan sıkıldı. Seks hakkında yazamayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | و ملّ الناس من التراجيديا ، و نعلم أنكِ لا تحسنين الكتابة عن الجنس |
| Yardımımıza ihtiyacı olan kimse öldürülmediği için millet sıkıldı. | Open Subtitles | الناس في حالة ملل لأنّ لا أحد قد قتل ولم يحتج أحد إلى مساعدتنا |
| bu gün gündelik işlerimi yapmak zorunda kaldım ve çok canım sıkıldı | Open Subtitles | كان لا بدّ أن أقوم بأعمالي الرتيبة اليوم لذا أؤشّر حقا |