| Linda bunu daha önce tartışmıştık. Seçme şansım yok. | Open Subtitles | ليندا سبق وتحدثنا في هذا الأمر ليس لدى خيار |
| Sadakati tercih etmiştim. Buradayken Seçme şansım yok. | Open Subtitles | كنت مخلصاً بإختياري ولكن هنا، ليس لديّ خيار |
| Böyle bitmesini istemezdim ama artık Seçme şansım yok. | Open Subtitles | لم أرد الأمر أن ينتهي هكذا ولكن الآن ليس لدي خيار |
| Seçme şansım yok dedin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنك لم يكن أمامك خيار أبداً أليس كذلك؟ |
| Biliyor musun, her zaman bir Seçme şansım olmadığını hissettim. | Open Subtitles | أتعلم , انني أشعر كأنما لم يكن أمامي أي خيار لعين |
| Biliyor musun her zaman bir Seçme şansım olmadığını hissettim. | Open Subtitles | أتعلم , انني أشعر كأنما لم يكن أمامي أي خيار لعين |
| Benimse, Seçme şansım vardı; ...Piyadelere katılmak ya da hapse girmek. | Open Subtitles | أنا كان لدي خيار إما أن أنضم للمارينز أو أن أذهب للسجن |
| Seçme şansım yoktu, Sarah. Açığa çıkardım. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار يا سارة لقد كنت على وشك الإنكشاف |
| Kirk henüz reşit değil. Seçme şansım yoktu. | Open Subtitles | كيرك تحت السن القانوني, ما كان عندي خيار |
| Seçme şansım yoktu. | Open Subtitles | ما هي الصفقة التي قاموا بها إذاً؟ لم يكن عندي خيار |
| Seçme şansım olsaydı ben gelirdim biliyorsun... Lütfen gel. Seni özledim... | Open Subtitles | تعلم أنني سآتي إلى هناك لو كان لديّ خيار أرجوك تعال، أنا مشتاقة إليك. |
| Beni geri gönderdiklerini söyledim! Seçme şansım yok! | Open Subtitles | أخبرتكِ أنهم يُعيدون إرسالي ليس بيدي خيار |
| Sence Seçme şansım var mıydı? | Open Subtitles | تعتقدُ بأني فعلت هذا لأن لدي خيار ؟ انهما شيئين لعينين |
| Eğer seni alırlarsa sonra sıranın bana geleceğini benim bildiğim gibi sen de biliyorsun. Seçme şansım var mı ki? | Open Subtitles | تعرف بقدري أنّهم إن نالوا منك، فسيأتون للسعي منّي تالياً، لذا فأيّ خيار أملكه؟ |
| - Susun. - Ve sen yatağını yaptın. Benim kendi.... ... yatağımı Seçme şansım yoktu. | Open Subtitles | وأنتَ من اختار أن يُضحِّي، أمَّـا أنا فلم لم لديَّ خيار. |
| Ne yazık ki, senin gibi benim de Seçme şansım yok. | Open Subtitles | للأسف، ليس لدي خيار آخر بهذا الأمر أكثر مما لديك |
| Seçme şansım olmadığını açıkça belirttin. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أوضحت ذلك بشكل مُباشر من قبل ليس لدىّ خيار |
| Seçme şansım olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا سعيدة أنك تمكنت من الحضور لست متاكداً أن لدي خيار |
| Gerçekten Seçme şansım yoktu. Mater sana veda edememiş. | Open Subtitles | حسناً , انا لم أملك خيار ماتر" لم يستطع توديعك" |
| - Anlamıyorsun, Seçme şansım yoktu. | Open Subtitles | -أنتم لا تفهمون أيها الرفاق, ليس لدي خيار آخر |
| Ama tabağı o kadar doldurmuşlar ki, Seçme şansım yoktu. | Open Subtitles | و لذلك لم يكن لي الخيار فقد ملؤوا ذلك الصحن عن آخره |
| Ve benim Seçme şansım olmadı! Bunu bana sen yaptın! | Open Subtitles | لم أملك الخيار حينها لأتصرف , بسببكِ |